Türkiye gerçeklerini yansıtmayan anket

Açık Toplum Enstitüsü'nün Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Binnaz Toprak'a yaptırdığı 'Türkiye'de farklı olmak - Din ve Muhafazakârlık Ekseninde Ötekileştirilenler' başlıklı araştırmanın sonuçları tepki topladı.

Türkiye gerçeklerini yansıtmayan anket

265'i erkek, 136'sı kadın olmak üzere toplam 401 kişiyle yapılan incelemede Anadolu'da 'mahalle baskısı' olduğu yönünde saptamaya varılması şaşkınlıkla karşılandı. Şerif Mardin'in 'mahalle baskısı' kavramından yola çıkıldığının belirtildiği araştırmada görüşme yapılan kurumlar şu şekilde belirtiliyor: "CHP il örgütleri, Atatürkçü Düşünce Dernekleri, Eğitim-Sen, Eğitim-İş, Pir Sultan Abdal Dernekleri, Hacı Bektaş Veli Dernekleri, Cem Vakfı, yerel medya kuruluşları, üniversiteler, öğrenci kulüpleri, kadın kuruluşları, ticaret ve sanayi odaları, hastaneler ve tabip odaları." Araştırmayı değerlendiren ANAR Genel Müdürü İbrahim Uslu, "Bu araştırmayı Türkiye İstatistik Kurumu'na verseniz kâle bile almaz." yorumunu yaptı. Neden bu yöntemi seçtiklerini açıklamaları gerekiyor." şeklinde konuşuyor. Araştırmanın kategorizasyon içine soktuğu Kürt, Alevi, CHP'li gibi unsurların marjinal kitleler olmadığını ifade eden İbrahim Uslu, "O zaman bu araştırmadaki deneklerin yanlılığı problemi var." diyor. Adalet ve Kalkınma Partisi'ni temsil eden yerel yönetim ve sivil oluşumlar ile dinî cemaatlerin Anadolu'da bir baskı unsuru oluşturduğunu iddia eden "Türkiye'de farklı olmak-Din ve Muhafazakarlık Ekseninde Ötekileştirilenler" başlıklı araştırmada oldukça tutarsız örneklere rastlanıyor. Arabada içki içmenin yasak olduğu iddiasına yer veren araştırmada, "Kayseri'de Alevi mahallesinde görüştüğümüz bir işçi, kentte araba içinde bile içki içmenin yasaklandığını, oysa eskiden parklarda dahi içilebildiğini söylüyordu." deniyor. Oysa araçta içki içilmesine ilişkin bir denetim yapılması pek mümkün gözükmüyor. Ancak denetimlerde belli bir düzeyin üzerinde alkol aldığı belirlenen sürücüler bütün medenî ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de cezalandırılıyor. Prof. Dr. Binnaz Toprak ve ekibinin yaptığı araştırmaya göre bir devlet memurunun namaz kılması da adeta suç. Devlet Hastanesi'nde doktor ve hastaların, okuldaki öğretmenlerin namaz kılmasını eleştiriliyor: "Gözümle görmedim; ama örneğin öğretmen lisesinde, cuma namazlarında okulun tamamen boşaldığını ve öğrencilerin topluca cumaya götürüldüğünü duymuştum." Başka bir iddia ise cuma namazı sebebiyle devlet dairelerinin tatil yaptığı şeklinde uçuk bir noktaya ulaşıyor. Bu iddiayı yönelten ise Malatya'da Atatürkçü Düşünce Derneği'nde görüşülen bir devlet memuru. Araştırmada ciddi bir kategorizasyon problemi olduğu da gözden kaçmıyor. "Trabzon'da bir öğrenci, kız arkadaşıyla ana caddede yürürken kafalarına bir minibüsten plastik şişe atıldığını, kendilerine 'bu saatte böyle dolaşamazsınız' diye bağırıldığını anlatıyordu." ifadelerinin kullanıldığı araştırma; yan yana yürümeyi bahane ederek saldırgan eylemlerde bulunan insanları, adeta 'baskı yapan insanlar' şeklinde yanlış sınıflandırmaya gidiyor. Araştırmanın yanlı bakış açısını gösteren bir başka örnek de şu: Sivas'ta bir erkek öğrenci, kız arkadaşlarını ziyarete gittiği bir gün yanlışlıkla ev sahibinin ziline bastığını, özür dileyip arkadaşlarının katına çıkarken ev sahibinin peşinden gelip 'yahu bunlar eve erkek almayacaktı hani' dediğini anlatıyordu. ZAMAN
<< Önceki Haber Türkiye gerçeklerini yansıtmayan anket Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER