Bakan
Atalay, yaklaşık 1 saat süren görüşmenin ardından yaptığı açıklamada,
Uslu'ya ''demokratik
açılım için katkı aradıklarını, her desteğe ihtiyaç duyduklarını ve söz konusu
açılımın en geniş mutabakat zemininde sağlanması halinde başarıya ulaşacağını dile getirdiğini'' söyledi.
Salim Uslu'nun da kendisine konuya ilişkin hazırladıkları dosyayı sunduğunu belirten Atalay,
sendika yöneticilerinin görüşlerinden
istifa edeceklerini, dosyayı inceleyerek sürecin devamına katkıda bulunan hususları çalışmalarına katacağını anlattı.
Salim Uslu da
Türkiye'nin tarihi bir fırsat yakaladığını ifade ederek, bugüne kadar Türk halkının canına, kanına ve parasına ağır bedeller ödeten, sırtına yüklenen ciddi bir sorundan kurtulmak için adım atıldığını kaydetti.
''TÜRKİYE İÇİN YENİ BİR MİLAT''
Toplumsal barış sürecine katkıda bulunmak için tüm
sivil toplum örgütlerinin ağır sorumlulukları bulunduğunun farkına vararak, sürece katkıda bulunmaları gerektiğini ifade eden Uslu, ''Çözümün
demokrasi içerisinde aranıyor olması bizim için son derece önemlidir ve Türkiye için de yeni bir milattır. Demokrasi dışı çözüm arayışlarının Türkiye'yi getirdiği nokta da ortadadır'' dedi.
Demokratikleşme sürecinin sadece
Kürt açılımı ile sınırlı kalmamasını isteyen Uslu, sendikal haklar ve diğer bireysel hak ve özgürlükler konusunun da açılım sürecine dahil edilmesini talep etti.
Türkiye'nin
demokratikleşme açılımlarından zarar göreceği iddiasında bulunanların var olduğunu söyleyen Uslu, ''bu kişilerin bizi ikna edebilecekleri tek bir örnek dahi olamaz'' diye konuştu.
Uslu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bütün devletin kurumları ilk kez ortak bir dil kullanmaya başlamışlardır. Bu da çözümün yakın olduğu konusunda umutlarımızı artırmaktadır. Bu
ülke için yeni yöntemler, çözümler gündeme gelmektedir. Bugüne kadar hangi tezleri dillendirirsek dillendirelim Türkiye'de yaşanan, toplumsal barışa yönelik sorunları ortadan kaldırmış değildir. Herkesin bilinen tezlerinden vazgeçmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Anayasa değişikliği konusunda 'uzlaşma ararız, isteriz' diyen herkesin de böylesine önemli konuda sorunun tarafı değil, çözümün tarafı olması, çözüme yönelik daha yapıcı katkılar vermesi gerektiğini bekliyoruz. 30 yıl yaşadığımız, kan ve gözyaşından başka geride
miras bırakmayan bu süreç geleceğimizi tehdit etmektedir. Bu süreç,
çözüm süreci aslında Türkiye meselesidir. Etnik, dini farklılıklarımız, siyasi ya da ideolojik aidiyetlerimiz sorunun çözümü konusunda demokratik olgunluğa ve terbiyeye uygun katkılar vermemize engel olmamalıdır.''
Uslu, Türkiye'nin
Nobel Edebiyat Ödülüne sahip bir ülke olduğunu anımsatarak, ''Türkiye'ye, bu barış sürecini başarıyla sonuçlandırıp, Nobel Barış Ödülünü getirmek de yakışır'' diye konuştu.