Baş
bakanlık
Merkez Binası'ndaki toplantı yaklaşık 6 saat sürdü.
Hükümet Sözcüsü,
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı
Cemil Çiçek,
terörle ve teröristle mücadeleyi her alanda sürdürmeye gayret ettiklerini, bununla ilgili, askeri, siyasi, diplomatik ve
ekonomik tedbirlerin eş zamanlı sürdürüldüğünü belirterek, ''Bir kez daha ifade ediyoruz ki bu tedbirlerin
hedefi doğrudan doğruya
terör örgütüdür. Onunla
işbirliği yapan, ona
destek veren, ona
yardım ve yataklık yapan unsurlardır'' dedi.
Çiçek, Bakanlar
Kurul toplantısını ardından yaptığı açıklamada, Prof. Dr.
Erdal İnönü'nün vefatında duyduğu üzüntüyü dile getirerek, ailesine
başsağlığı diledi.
Bakanlar Kurulu'nun bugün, ekonomik gelişmeler ile
Türkiye'nin bundan sonra izleyeceği
politikalarla ilgili değerlendirme yaptığını söyledi.
Türkiye'nin
seçim dönemleri de dahil, mali disiplinden fedakarlık yapmaksızın bir istikrar programını uyguladığını, bundan sonra da buna devam edeceğini belirten Bakan Çiçek, toplantıda esas olarak da güvenlik ve
dış politika konuları üzerinde durdukların bildirdi.
-ÇOK YÖNLÜ MÜCADELE-
Türkiye'nin, çok yönlü olarak bir terör mücadelesini sürdürdüğünü belirten Çiçek, terörle ve teröristle mücadeleyi her alanda sürdürmeye gayret ettiğini kaydetti. Bununla ilgili, askeri, siyasi, diplomatik ve ekonomik tedbirlerin eş zamanlı sürdürüldüğünü anlatan Bakan Çiçek, şöyle devam etti:''Bir kez daha ifade ediyoruz ki bu tedbirlerin hedefi doğrudan doğruya terör örgütüdür. onunla işbirliği yapan, ona destek veren, ona yardım ve yataklık yapan unsurlardır. Bunun altını özellikle çiziyoruz. Çünkü bu konuyu başka türlü saptırmak isteyenler var. Fitne fesatın çokça söyleneceği,, konuşulacağı, bir kısım konuların başka istikametlere çekileceği bir alandır. Onun için açıkça ifade ediyoruz, doğrudan doğruya terör örgütü, onunla işbirliği yapan, yardım ve yataklık yapandır. Çünkü yardım ve yataklık yapan, bu suça iştirak etmiş demektir.
Hepimiz biliyoruz ki terör, uluslararası antlaşmaların ve sözleşmelerin konusu olan, insanlığa karşı bir suçtur. Türkiye'nin aldığı ve almakta olduğu askeri, siyasi, diplomatik ve siyasi tedbirler uluslararası hukuktan doğan bir haktır. Türkiye, bu hakkını kullanıyor.
Türkiye, aldığı ve almakta olduğu tedbirleri bu hukuk çerçevesinde almaktadır. Bugün bunlarla ilgili çok fazla açıklama imkanım yoktur. Toplantı uzun sürdü, ancak aldığımız kararları işin tabiatı gereği açıklama imkanım olmaz. Ama kamuoyunun şunu bilmesi lazım; Tek bir tedbirden yola çıkarak bu mücadeleyi Türkiye sürdürmüyor. Bu belanın
ülkemizden defedilmesi noktasında bu tedbirleri alıyor. Aldığı almakta olduğu tedbirler var.''
Bu hafta, bu konuların konuşulacağı
Irak'a Komşu Ülkeler Toplantısı'nın İstanbul'da yapılacağını anımsatan Bakan Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD'ye yapacağı ziyarete ilişkin de değerlendirme yapıldığını söyledi.
-''ABD'DEN SOMUT NETİCELER BEKLİYORUZ''-
Hükümet Sözcüsü ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 5 Kasım'da ABD'ye yapacağı ziyarete ilişkin olarak, ''Somut neticeler çıksın isteriz, bu ziyaretler onun için yapılıyor, konuşma veya nezaket görüşmeleri değil bunlar'' dedi.
Türkiye'nin sadece 3-5 bin kişilik terör örgütüyle değil, arkasında önemli desteklerin olduğu bir uluslararası belayla uğraştığını'' ifade eden Çiçek, ''vatandaşımız belki bu olaylar vesilesiyle işin derinliğini görme fırsatını buldu. Biz de buna uygun olarak uyguladığımız politikaları gözden geçirerek alınması gereken tedbirler varsa almaya devam ediyoruz'' diye konuştu.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
''Günlerdir konuşulan
Habur sınır kapısı kapatılacak mı gibi somut önlemleri vatandaşlar ne zaman görebilirler?'' sorusuna Çiçek, şu karşılığı verdi:''Bu türlü tedbirler şüphesiz ilk akla gelen tedbirler olarak televizyonlarda dile getiriliyor, bir kısım siyasetçilerimiz de söylüyor. Tabiatıyla her tedbirin getirebileceğini, götürebileceğini iyi
hesap etmek lazım. Çünkü bu işlerde
mağduriyetlere sebebiyet verdiğinizde tam da terör örgütün istediği noktaya getirmiş olursunuz. Hem tedbir alacağız, ama o tedbirlerden ne sınırın öbür tarafındaki insanlar, ne de o sınırın ötesinde ekmek yiyen, geçimini temin eden insanlarımız zarar görmelidir. Onun için ayarı iyi yapmak gerekiyor. O hassasiyet içinde sadece Habur'la ilgili söylemiyorum, aldığımız diğer tedbirler ve ekonomik tedbirler dahil, buna azami ölçüde riayet edecek tedbirlerdir.
Tekrar ifade ediyoruz; MGK'nın
tavsiye kararında ifade edildiği gibi, geniş kesimleri mağdur edecek tedbirler değil, doğrudan doğruya terör örgütüne, onun kaynaklarını kurutacak ve onunla işbirliği yapan unsurlara yönelik tedbirlerdir. Bu tedbirlerin neler olduğu uygulamalarla zaman içinde ortaya çıkar. Bilenler de bilecektir. Bu tedbirler niçin, kimler için olduğu, nelerden ibaret olduğu uygulamalarla görülebilecektir.''
-''İNCE AYARI İYİ YAPMAK LAZIM''-
Çiçek, ''alınacak tedbirlere ilişkin bir stratejinin belirlenip belirlenmediği'' sorusuna ise şu karşılığı verdi:''Dikkat ederseniz, askeri, siyasi, diplomatik ve ekonomik tedbirler olarak söyledim, ana başlıklar itibarıyla. Bunun alt başlıklarını tabiatıyla biz onları konuştuk. Zaten Türkiye olarak Devlet ve Hükümet olarak bu konularda uzun çalışmalar da yaptık. Yani doğrudan terör örgütünü, onun bağlantılarını onunla işbirliği içinde olanları hedef alan bir
seri tedbirleri, değişik bakanlıkları ilgilendiriyor, dolayısıyla alınacak ve alınmakta olan tedbirler bu çerçevedir. Hemen neticesini verebilecekler olabileceği gibi zamana bağlı olarak da bu tedbirler neticelerini gösterebilir. Bu ince ayarı iyi yapmak lazım. Belli bir süreden beri üzerinde çalıştığımız konu budur...
Kamuoyunun şundan emin olması lazım; Terörle mücadele konusunda devletimizin, milletimizin imkanları çerçevesinde, alınacak tedbirler ne ise sonuca tesir etmek kaydıyla bu tedbirlerin hepsini alıyoruz, almakta kararlılığımız var, bu noktada en ufak tereddütümüz de yoktur. Bunun bilinmesini istiyorum.''
-''KAMUOYUNUN BEKLENTİSİ BAŞIMIZ ÜSTÜNE''-
Bir gazetecinin, alınacak tedbirlere ilişkin yorumlar yapıldığını anımsatarak, ''masumane bir kaç tedbirin açıklanıp açıklanamayacağına'' ilişkin sorusun üzerine Çiçek, şunları söyledi: ''Yaptığımız iş sorumluluk gerektiren bir iştir, biz Hükümetiz İktidarız, bunun sorumluluğu içerisinde konuşmak durumundayız. Kimsenin konuşmasına bir şey diyeceğimiz yok, ancak bu bilgiler eksik, sonra da vatandaşa bu en önemli tedbirmiş ve bu tedbir alınırsa Türkiye bu beladan kurtulacakmış gibi bir kanat hasıl oluyor ve sonra da vatandaş, Hükümet'i, bizi sorguluyor 'Bu tedbiri niye almıyorsunuz' diye. Tipik bir misal vereyim; Bir yerde '
İsrail duvar örüyor,
Amerika,
Meksika sınırına duvar örüyor da siz niye duvar örmüyorsunuz?' birileri bir şey söylüyor vatandaş da bunun en önemli tedbir olduğunu düşünüyor halbuki bu duvar örülür mü örülmez mi? Bu coğrafya buna müsait midir? Bunun sonuca tesiri olacak mı olmayacak mı? Bu inceleme yapılmaksızın.''
-''TÜRKİYE, SADECE 3-5 BİN KİŞİLİK TERÖR ÖRGÜTÜYLE UĞRAŞMIYOR''-
Çiçek, böyle bir ortamda sorumluluk taşıyan insanlar olarak doğru olan ne ise o kararı almak durumda olduklarını belirterek, şöyle devam etti:''Kamuoyunun beklentisi başımız üstüne onu saygıyla karşılarız, ama ülkeyi yönetenler olarak devletin ilgili birimleriyle oturarak, konuşarak soğukkanlı, bize yakışan, devletimize ve milletimize yakışan doğru tedbirleri almak durumundayız, sırf kamuoyu beklentileri sebebiyle 'işte şunları da aldık bunları da aldık bir kaç tane masumane' dersiniz, sonra sonuçta şöyle bir yorum da çıkabilir; 'Canım ala ala da şu iki tane tedbiri mi aldılar', bu defa tedbir tedbir olmaktan çıkar. Devletimizin ilgili birimleriyle oturarak, konuşarak bir devlet politikası sürdürüyoruz. Alınan ve alınabilecek ne tedbir varsa bunu alıyoruz, almaya da devam ediyoruz. Ama şu son zamanlarda yaşadığımız olaylar sebebiyle şu gözüktü ki Türkiye hakikaten sadece 3-5 bin kişilik terör örgütüyle uğraşmıyor, arkasında önemli desteklerin olduğu bir uluslararası belayla uğraşıyor. Vatandaşımız belki bu olaylar vesilesiyle işin derinliğini görme fırsatını buldu, biz de buna uygun olarak uyguladığımız politikaları gözden geçirerek alınması gereken tedbirler varsa almaya devam ediyoruz. Bunların neler olduğunu başlık olarak söyledim. Bu noktada herhangi bir gecikmeye meydan vermeksizin bunları uygulamaya koyuyoruz.''
''Bu tedbirler; Sadece
Kuzey Irak bölgesel yönetimine mi? Irak'a mı? Yoksa ABD'ye yönelik bir tedbir olacak?'' sorusuna
çiçek, ''Milli
Güvenlik Kurulunun bildirisinde de çok açık olarak ifade edildi; Terör örgütüne, onunla işbirliği yapan, yardım ve yataklık yapan unsurlara ve gruplara karşı diye ifade ettik. çerçeve gayet açık ve net'' yanıtını verdi.
''Başbakan Erdoğan'ın, ABD ziyaretinden somut bir netice bekliyor musunuz?'' sorusu üzerine Çiçek, şöyle konuştu:''Somut neticeler çıksın isteriz, bu ziyaretler onun için yapılıyor. Konuşma olsun diye, konuşma veya nezaket görüşmeleri değil bunlar. Amerikan'ın da terör örgütü olanak kabul ettiği
PKK ile ilgili bir görüşmedir. Tabiatıyla başkaca konular da gündeme gelebilecektir. Yani Amerika, PKK'nın terör örgütü olduğunu en evvel kabul eden ülkedir. Dolayısıyla biz, ABD, Irak'ın şu an fiili hakimi olan, orada kamu düzenin tesisiden sorumlu olan bir ülke olarak kendisinin de terör örgütü olarak kabul ettiği bir örgütün ülkemize vaki saldırıları, ve bu belanın defedilmesiyle ilgili konular konuşulacaktır.''
-''KONUŞURSAM MUHATAP ALMIŞ OLURUM''-
Cemil Çiçek, Barzani'nin muhatap alınmasını istediği belirtilerek yorumunun sorulması üzerine, ''Ben konuşursam muhatap almış olurum, eskiden verdiğimiz cevaplarla yetinin'' dedi.
Dağlıca'daki saldırı sonrası irtibat sağlanamayan 8 askerle ilgili bir soru üzerine de Çiçek,
Genelkurmay Başkanlığının bir gelişme olduğunda kamuoyuyla paylaşacağını belirterek, kendisine intikal eden yeni bir bilgi bulunmadığını söyledi.
AA