Bildiri, reformlara karşı çıkarken, AB'den farklı yorumlar geldi.
Türkiye raportörü Ruijten, "Türk yargısının
bağımsızlık değil tarafsızlık sorunu var." dedi. AB önümüzdeki hafta Ortaklık Konseyi toplantısında da yargı
reformu isteyecek.
Yargıtay'dan sert bildiri: Hükümet yandaş yargı istiyor
Ana
yasa Mahkemesi, başörtüsü düzenlemesi ve
AK Parti'ye açılan
kapatma davasını görüşürken
Yargıtay, dün sert bir bildiri yayınladı. Üniversitelerde başörtüsü serbestliğini öngören düzenlemeye tepki gösteren Yargıtay Başkanlar Kurulu,
yargı reformuna karşı çıktı, yeni anayasa çalışmalarını ağır bir dille eleştirdi. AK Parti'ye
kapatma davası açan Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı'na sahip çıkılan bildiride, Hükümet 'yandaş bir yargı kurumu' oluşturmaya çalışmakla suçlandı. Bildirinin amacı ise "yargıya yönelik sistemli saldırıların ivme kazanması" olarak özetlendi.
Hükümet, Yargıtay'ı uyardı: Millet adına konuşamazsınız
Hükümetten Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun bildirisine sert bir
cevap geldi. Hükümet Sözcüsü
Cemil Çiçek, bildirinin demokratik ve hukukî meşruiyeti olmadığını dikkat çekerek "Bu, siyasî bir bildiridir ve kabul edilemez.'' diyerek tepki gösterdi. Yargıtay'ın millet adına açıklama yapamayacağını vurgulayan Çiçek, Yargıtay'ın 'bildiri yayımlamak gibi bir görev ve
yetkisine sahip olmadığını' belirtti. Çiçek şöyle konuştu: "Yargıtay,
parti kapatma davası konusunda
iddianameyi kutsayarak taraf olmuştur. Dava öncesinde yayımlanan bildiri, açıkça mahkemeyi etkilemeyi amaçlamaktadır." b>
AB, yargı reformunda ısrarcı: Sorunun kaynağı 'tarafsızlık'
Türkiye ile
Avrupa Birliği, önümüzdeki hafta 'müzakere süreci'ni masaya yatıracak. 27 Mayıs'ta
Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın katılımıyla gerçekleşecek Ortaklık Konseyi toplantısında AB, önemli tespit ve taleplerde bulunacak. Zaman'ın ulaştığı 17 sayfalık
taslak belgeye göre,
Brüksel yargıda radikal reform isteyecek.
Tarafsız, bağımsız, güvenilir, şeffaf bir yargı sisteminin önemine dikkat çekecek. AP, Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten'e göre de sorun yargı bağımsızlığından değil tarafsızlığından kaynaklanıyor: AB'de hiçbir savcı Türkiye'deki kadar bağımsız değil.
AK Parti'den karşı bildiri: Meşruiyeti yok kabul edilemez
AK Parti, Yargıtay'ın Başkanlar Kurulu'nun açıklamasına sert cevap verdi. Çiçek, "Bildirinin yalnızca demokratik meşruiyeti değil, hukukî meşruiyeti de yoktur. Bu siyasî bir bildiridir ve hiçbir şekilde kabul edilemez.'' dedi. Bildirinin
demokrasi ve hukuk sistemi adına çok büyük bir talihsizlik olduğunu kaydeden Çiçek, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun, 'bildiri yayınlamak gibi bir görev ve yetkisinin' olmadığını vurguladı. Çiçek, "Demokratik hukuk sistemimizde kaynağını anayasa ve yasalardan almayan hiçbir yetki millet adına kullanılamaz." ifadelerini kullandı.
Yargıtay'ın açıklaması dün Başkent'i hareketlendirdi. Gözündeki rahatsızlık sebebiyle bir süredir dinlenen
Başbakan Erdoğan,
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ve
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'i konutuna çağırdı. Üçlü zirvenin ardından karşı cevap için
hazırlıklar yapıldı. Hükümetin bildirisini Çiçek, Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet
Fırat ve
Grup Başkan Vekili Sadullah Ergin ile birlikte açıkladı. Çiçek özetle şunları kaydetti:
Yasa süreçlerini tartışmak işiniz değil
Yargıtay Başkanlar Kurulu, bir siyasî
organ değildir. Siyasî tartışmaların tarafı olamaz. Kendini siyasî muhalefetin yerine koyamaz, bir muhalefet partisi gibi davranamaz. Yasama ve yürütme organlarının faaliyetlerini, anayasa veya yasa yapma süreçlerini tartışmak, yargının işi değildir. Siyasî muhalefet, siyasî partilere bırakılmalı. Unutulmamalıdır ki bu tür bildiriler, yargıyı kaçınılmaz olarak siyasî tartışmaların konusu ve tarafı haline getirmektedir. Yargıyı, bu tartışmaların dışında tutmak öncelikle yargı mensuplarının görevidir. Yargı mensupları, görevlerini yaparken ideolojik ve siyasî görüşlerinden bağımsız olmalıdır. Aksi takdirde, yargıyı siyasallaştıran bu tür bildirilerden en fazla zararı yine yargı kurumunun göreceği, vatandaşlarımızın yargıya güveninin sarsılacağı bilinmelidir.
Ne anayasa ne de yasalar böyle bir yetki veriyor
Demokratik hukuk sistemimizde, kaynağını anayasadan ya da yasalardan almayan hiçbir yetki millet adına kullanılamaz. Ne
Anayasamız ne de yasalarımız, Yargıtay Başkanlar Kurulu'na böyle bir görev ve yetki vermiştir. Bu itibarla, bildirinin yalnızca demokratik meşruiyeti değil, hukukî meşruiyeti de yoktur. Bu, siyasî bir bildiridir ve hiçbir şekilde kabul edilemez.
Millet adına konuşma yetkiniz yok
Yargıtay, milletimiz adına ve bütün bir yargı erkini temsilen konuşma hakkını kendinde görmektedir. Anayasa'mıza göre yargı, millet adına karar vermektedir. Ancak bu durum, millet adına konuşma yetkisine sahip olduğu anlamına gelmez; doğrudan milletimizden aldığı temsil yetkisiyle görev yapan yasama ve yürütme organlarını
hedef alma hakkı vermez.
Mahkemeyi etkilemeye dönük bir girişim
Yargıtay Başkanlar Kurulu,
Anayasa Mahkemesi'nde görülmekte olan parti kapatma davası bağlamında 'iddianameyi kutsayan ve
eleştirilmez kabul eden' bir yaklaşımla iddianameden yana davaya taraf oldu. Anayasa'nın 10. ve 42. maddelerindeki değişiklikle ilgili davanın Anayasa Mahkemesi'nde karara bağlanma arifesinde yayınlanan bu bildiri, açıkça mahkemeyi etkilemeye yönelik, hukuk dışı bir tavırdır.
Anayasa açıkça ihlal edildi
Kamuoyundaki tartışmaları yargı bağımsızlığına müdahale sayan Yargıtay Başkanlar Kurulu, bu bildiriyle Yüksek Mahkeme'de görülmekte olan davalara taraf yapılmış, Anayasa'nın 138. maddesi bizzat kendileri tarafından açıkça ihlal edilmiştir.
Yasama organının yetkisine müdahale edildi
Yargıtay, kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olarak yasama ve yürütme organlarının yetkilerine müdahale etmek istemiştir. Kendilerini her türlü eleştiri ve değerlendirmeden muaf tutarken, başka bir mahkemede görülmekte olan davaları etkileyici beyanlardan kaçınılmamış, yasama ve yürütme organlarına her türlü haksız eleştiri reva görülmüştür.
'Çatışma çıkar' sözüne niye sessiz kaldınız?
Haftalardır, devam etmekte olan bir dava süreci, bazı
emekli Yargıtay başsavcılarının aleyhte görüşleriyle
gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında tartışılırken, hatta Yüksek Mahkeme'nin istenilen kararın verilmemesi halinde çatışma çıkacağı tehditlerine muhatap olduğu sırada sessiz kalan Yargıtay Başkanlar Kurulu, davalı tarafın kamuoyuna mal edilmiş bir iddianame ve hakkındaki suçlamalara yine kamuoyu önünde verdiği cevapları, bildiriye konu yapmıştır. Bu çelişkilerin izahı kabil değildir
ZAMAN