'Mahkuma organ nakli'nin ayrıntılarını Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cumhur Yeğen anlattı. Yeğen, E.G'nin cezaevinden kendilerine koma halinde getirildiğini belirterek, hastaya çok acil müdahale edildiğini söyledi.

Nakil ettikleri karaciğeri, Ankara'da hayattayken organlarını bağışlayan bir vatandaşın kadavrasından aldıklarını belirten Yeğen, Sağlık Bakanlığı Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Merkezi'nden yapılan acil çağrı sonucunda organın E.G'ye temin edildiğini dile getirdi.

Gerçekleştirilen operasyonun başarıyla sonuçlandığını ifade eden Yeğen, yapılan çağrı sonucunda bulunan kadavranın karaciğerini alarak bu mahkum gence nakil ettiklerini kaydetti.

Türkiye'nin sağlık konusunda hangi aşamada olduğunu göstermesi açısından operasyonu önemli bulduğunu vurgulayan Yeğen, ''Bu mahkum gencin, Türkiye'deki sağlık sisteminin getirdiği çok büyük bir avantajı kullandığını düşünüyorum. Şu anda cezaevinde mahkum olan bir kişinin de bu sistemden yararlanıyor olması, yani cezaevinden çıkarak bu tür bir ameliyat geçirmesi, ülkemiz açısından önemli bir aşamadır'' dedi.

Daha önce de bir çok mahkumun cezaevinden getirilerek hastanelerde çeşitli şekillerde tedavi edildiğini anlatan Yeğen, ancak böyle bir nakil işleminin Türkiye'de ilk olması nedeniyle önemli olduğunu söyledi.

E.G'nin sağlık durumunun gayet iyi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yeğen, mahkum gencin bir süre daha hastanede tutulacağını belirtti.

Kadavradan temin edilen karaciğer olmasaydı, annesinin oğluna organını vereceğini açıklayan Yeğen, ''Organ bağışıyla, hem annesi böyle bir ağır cerrahi operasyondan kurtuldu, hem de oğlu sağlığına kavuştu'' dedi.

Yeğen, Sağlık Bakanlığı sisteminin komalık olmuş bir mahkuma bile organ bulmasının çok önemli bir gelişme olduğunun altını çizdi.

Bu konunun Türkiye'de artık organ bağışında bir artışın olması gerektiğini göstermesi açısında da önemli olduğunu vurgulayan Yeğen, ''Bir yıl içerisinde ülkemizde maksimum 350 organ bağışı yapılmaktadır. Bu rakamın artırılmasında yarar vardır. Kimin organ bağışına ihtiyaç duyacağını, hiç kimse bilemez. Bu nedenle herkesin organ bağışı konusunu iyi düşünmesi gerekir. Türkiye'de geçen yıl 900 karaciğer nakli yapıldı. Bunun yüzde 80'i canlıdan canlıya, yüzde 20'si ise kadavradan canlıya yapıldı. Kadavradan yapılan nakillerin az oluşu, ülkemizdeki organ bağışının ne kadar az olduğunu göstermektedir'' şeklinde konuştu.

Hastanenin Karaciğer Nakil Sorumlusu Doç. Dr. Ender Dulundu da ameliyatın, organın Ankara'dan alınıp gelmesi ve nakil işlemleriyle birlikte 7 saat sürdüğünü anlattı.

Naklin deneyimini yurt dışında kazanmış bir ekip tarafından yapıldığını belirten Dulundu, ''Her hafta karaciğer nakli gerçekleştirecek donanıma sahibiz. Ancak ülkemizde yeterli organ bağışı yapılmıyor. Karaciğer nakline ihtiyaç duyan hastalar, böbrek nakli bekleyen hastalar gibi diyaliz makinelerinde bekletilemiyor. Böyle olunca da ortalama her yıl 2 bin 500 karaciğer nakli olması gereken hastanın büyük bir kısmını kaybediyoruz'' dedi.