Ergenekon’u, Balyoz’u ve KCK’yı deşifre eden, PKK’nın hezimet yaşamasına neden olan Emniyet İstihbarat’taki bütün birimler tasfiye edildi.
Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ömer Altıparmak’tan sonra 2 başkan yardımcısı ve kilit roldeki 8 şube müdürü de görevlerinden alındı. Bu şube müdürlüklerinden sorumlu başkan yardımcıları da ani bir kararla koltuklarını bıraktı. İstihbaratın adeta son 10 yıllık hafızası gitti. Yerlerine ‘eski ekip’ olarak bilinen ve 10 yıldır istihbaratta çalışmamış polisler atandı. Ergenekon gibi hayati operasyonları yürüten ekipten kimse kalmadı. Tasfiyenin süreceği konuşulurken İstihbarat’ı tümden değiştirecek yönetmelikle ‘30 yaş sınırı’ da kaldırılıyor.
İstihbaratta deprem
Türkiye gündemi içki yasası ve siyasi polemiklerle çalkalanırken istihbarat dünyasında radikal gelişmeler yaşanıyor. Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Ömer Altıparmak‘ın görevden alınmasından sonra 2 başkan yardımcısı ve kilit roldeki 8 şube müdürü de görevlerinden alındı.
Son on yılın hafızası gitti
Ergenekon‘dan Balyoz’a, KCK’dan El-Kaide' class='textetiket' title='El Kaide haberleri'>El Kaide‘ye kadar kritik dosyaları takip eden tüm birimler tasfiye edildi. Yerlerine 10 yıldır istihbaratta çalışmamış polisler atandı. İstihbarat dünyasını temelden değiştirecek yönetmelik değişikliği de yolda.
Emniyet İstihbarat’ta yapılan bu operasyondan sonra adeta son on yılın hafızası gitti. Ergenekon ve Balyoz yapılanmalarını deşifre eden İstihbarat Dairesi’nde başkan ve 2 yardımcısından sonra 8 kilit şube müdürü de görevden alındı. Yani son on yılın hayati operasyonlarını yürüten ekipten kimse kalmadı.
El Kaide ile mücadeleden sorumlu C şube müdürü, istihbarata karşı koyma, teknik şube, bilgi işlem, bilişim suçlarıyla mücadele, personel ve hukuk işlerinden sorumlu Ar-Ge şube müdürleri görevlerinden alındı.
Bu isimlerle birlikte bu şube müdürlüklerinden sorumlu başkan yardımcıları da ani bir kararla koltuklarını bıraktı.
İstihbarat dünyasında bir ilk
Türkiye’nin son yıllarına damga vuran ve çoğu doktoralı uzman istihbarat müdürleri ani bir kararla görevlerinden alınırken yerlerine ‘eski ekip’ olarak bilinen ve uzun yıllar önce istihbarattan ayrılan polisler getirildi.
Böylece son on yılın hafızası sayılacak personel gönderilirken yerlerine de istihbarat dünyasından uzak kalmış personel atanmış oldu. İstihbarat dünyasında böyle bir uygulama ilk kez yaşandı.
Güvenlik bürokrasisinde kelimenin tam anlamıyla şok yaşanıyor. Başkent kulislerindeki ‘tasfiyenin alt birimlere doğru devam edeceği’ söylemleri yaygın.
Bu değişim neye yol açabilir?
Başkentte konuşulanlara bakılırsa emniyet istihbaratındaki bu radikal değişim sürecek. Hatta isim listelerinin hazırlandığı da artık sır değil.
Tasfiye edilen isimlerin yerine getirilenlerin tamamına yakınının ‘devre’ olması da emniyet camiasında dikkat çeken ayrıntılardan biri.
Peki bu durum neye yol açacak? Daha önce de ifade ettiğim gibi istihbarat dünyasında bu çapta bir değişiklik ilk kez yaşanıyor. Gelen isimlerin Ergenekon ve Balyoz gibi Türkiye’nin arınma ve normalleşme sürecinde kritik öneme sahip davalara soğuk baktığı da güvenlik bürokrasisinde bilinen bir durum.
Bir başka dikkat çeken ortak özellikse iktidardan çok muhalefetteki bir başka partiye kendilerini daha yakın hissetmeleri.
PKK ile mücadelede kritik bir aşamada olduğumuz, Suriye’de yaşanan gelişmeler nedeniyle istihbaratın daha da önemli hale geldiği bir aşamada bu radikal değişikliklerin zafiyet oluşturması endişesi hayli güçlü.
Türkiye her on yılda bir darbeyle muhatap oldu. Seçilmiş hükümetler maalesef bu durumu değiştiremedi. Çünkü darbeyi planlayanlar öncesinde zemini hazırlıyor, ortalığı terörize ediyordu. Siyasetse bu durumu engelleyecek güce sahip değildi. Darbenin haberini önceden alamadığı gibi.
Özal’ın kritik müdahalesi
Öldü mü öldürüldü mü tartışmalarını bugünlerde sıklıkla yaptığımız merhum Özal bu durumu görmüş ve Emniyet İstihbaratı’nı teşkil etmişti. Bu yapı kısa sürede mesafe aldı. Hatta Özal darbenin ayak sesinin duyulduğu bir geceyi emniyet binasında geçirmişti.
Güçlenen istihbarat, siyasete en büyük desteği 28 Şubat’ta verdi. Darbenin kalbi Deniz Kuvvetleri’nden belgeler çıkartıldı ve BÇG deşifre edildi. Sonuçta 28 Şubat fiili bir darbeye dönüşemedi ve o günün kudretli generalleri bugün mahkeme önünde.
Emniyet İstihbaratı o gün ülkeyi darbeden kurtardı ama bedelini de ağır ödedi. Başındaki isim Bülent Orakoğlu mavi tulum giydirilerek yargılandı. Cuntayı deşifre eden polisler askeri cezaevlerinde kötü muameleye maruz kaldılar.
Güçlenen istihbarat etkisini mafyatik organizasyonların çökertilmesinde kendini açıkça gösterdi. Takip eden yıllarda Balyoz ve Ergenekon gibi davalarda da kritik roller üstlendi. Halkın büyük desteğini alan AK Parti ve Başbakan Erdoğan’a yönelik kirli planlar deşifre edildi. Danıştay’dan KCK’ya kadar onlarca kritik davada istihbaratın rolü var. Örnekleri uzatmak mümkün.
Eksen kayması
Türkiye için bu kadar kritik bir role sahip birimin başkanı ve en kritik 8 şube müdürünün aynı anda görevden alınması Ergenekon’u, KCK’yı ve PKK’nın zafer yılı diye yola çıkıp hezimet yaşamasına neden olan operasyonları yöneten ekibin tümden tasfiyesi demek.
İlginç noktalardan birisi de şu: Görevden alınan isimler uluslararası tecrübeye sahip, doktoralı ve bütün kariyeri istihbaratta geçmiş müdürlerdi. Yerine gelenlerin de benzer kariyere sahip olması durumunda ‘kan değişimi’ denebilirdi. Ancak durum pek öyle değil. Başkent kulisleri bu konuda hayli zengin bilgiye sahip. Yaşanan geriye doğru restart oldu demek abartı olmaz.
Yapıyı tümden değiştirecek değişiklik
İstihbarat dünyasını sarsan gelişmeler bununla da sınırlı değil. Türkiye’nin 20 yılda kazandığı birikimi tümden değiştirecek bir yönetmelik değişikliği geliyor.
Güvenlik konularında uzman olan herkesin bildiği gibi istihbarata girebilmek için 30 yaş sınırı var. Yani bu sınıfa 30 yaşından önce ayrılabiliyorsunuz. En alt birimden başlıyor ve sürekli teste tabi tutuluyorsunuz. Şimdilerde 30 yaş sınırı kaldırılıyor. Böylece ahlak büroda, asayişte ya da polis meslek yüksek okulunda idareci olan herhangi bir polis, istihbaratta yer alabilecek.
Bu rastgele alımın bir de hesaba katılmayan boyutu var. Genç yaşta bu sınıfa ayrılmış ve yıllarca aynı birimde çalışmış bir ismin yerine herhangi bir ismin atanmaya başlamasıyla istihbarat sızmaya açık hale gelecek.
Emniyet İstihbarat’ın motivasyonu çökmüş durumda. Gece gündüz demeden çalışan ve gerçek anlamda vatanseverlerden oluşan ekip, şu an kafa olarak bitmiş vaziyette.
Beni daha da endişelendiren durum ise Ergenekon ve derin yapıların durumu. Bu yapılanmaları bariyerleyen kurumun dağılıyor olması derin yapıların başlarını kaldırmaları sonucunu doğuracaktır.
İşçi Partisi-Ergenekon’un yeniden sokak olaylarını organize ettiği, DHKP-C’nin Suriye eksenli harekete geçtiği, Esed ve Hizbullah’ın Türkiye’yi hedef aldığı bu dönemde Emniyet İstihbarat’ta yapılan böylesine radikal hatta bazılarına göre akıl almaz değişikliklerin ülkeye faturası ürkütücü boyutta olabilir.