1991'de çıkarılan TMY, AB ilerleme raporlarında çok eleştirilmiş ve iptal edilmesi istenmişti.
Türkiye de, AB'ye tam üyelik sürecinde reform paketleriyle bu
yasaların çoğunu kaldırmıştı. Ancak yeni TMY tasarısı, AB'ye uyum için çıkarılan reformların birçoğunu etkisiz kılacak düzenlemeler içeriyor.
Eskilere rağbet
Tasarı,
AİHM'de Türkiye aleyhine açılan
davaların yeniden artmasına da neden olacak. 1991'de çıkarılan TMY'nin uygulanmasıyla düşünceyi ifade, örgütlenme özgürlüğünü ihlal, işkence,
yaşam hakkını ihlal vb. gerekçelerle Türkiye'ye pek çok dava açılmıştı. AİHM, onlarca davada Türkiye'yi tazminata mahkûm etmişti. Türkiye'nin mahkûm olduğu davalar arasında şimdi yeniden düzenlenen TMY maddeleri (6, 7 ve 8) ve TCK'daki diğer maddelerden (312, 169, 159 vd) kaynaklı ihlaller önemli yer tutmuştu.
AİHM kararlarında, güvenlik kuvvetlerinin aşırı güç kullanımından, soruşturmaların etkisizliğinden kaynaklanan davalarda da Türkiye'yi eleştirmiş, Türkiye'nin verdiği cezaları demokratik
toplum gerekleriyle orantısız bulunmuş, çok sarsıcı da olsa düşünceye
özgürlük istenmişti.
AİHM, basına ceza nedeniyle de Türkiye'yi mahkûm etmişti.
Gözaltı aslında uzadı
AB ve AİHM'de Türkiye'yi en çok sıkıntıya sokacak düzenlemeler şunlar: Tasarıda,
gözaltı süresi uzamadı, ancak, fiili olarak gözaltı süresinin uzatılmasına kapı aralandı. Bunun için de yeni
Ceza İnfaz Kanunu'nun 92. maddesindeki düzenlemenin
terör suçları için de geçerli olacağı düzenlendi. Buna göre, cezaevindekiler, yetkili makamın izniyle, sorgulanmak amacıyla cezaevi dışına çıkarılıp tekrar tekrar sorgulanabilecek. Bu
uygulama 12
Eylül sonrası dönemde uygulanmış, tutuklular zorla koğuşlarından alınarak işkenceye götürülmüştü.
Yaşam hakkını ihlâl
Tasarıyla, güvenlik güçlerinin öldürme yetkisi de yeniden düzenlendi.
Güvenlik görevlilerinin operasyonlarda sağ yakalama imkânı olduğu kişileri öldürdüğü gerekçesiyle dava açılabiliyordu. Ancak, yürürlükteki yasa maddesi,
sanık görevlilerin, 'Teslim ol emrine uymadı,
silaha teşebbüs etti, ateş ettim öldürdüm' savunmasını geçerli kabul ediyordu.
10 yıl önce, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in de üyesi olduğu dönemde
Anayasa Mahkemesi, bu düzenlemeyi yaşam hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle iptal etmişti. Şimdi kolluk kuvvetleri, operasyonlarda 'Teslim ol' emrine itaat edilmeyerek silah kullanmaya teşebbüs halinde hedefe karşı silah kullanabilecek.
Suç kapsamı genişledi
Tasarı, suç işleyen kamu görevlilerinin az da olsa tutuklanma örneklerini de bitirecek. Bunlara tutuklama yerine adli
kontrol uygulanacak. Suçlanan kamu görevlisinin, belli günlerde karakola giderek
imza atması yeterli olacak.
Tasarı, 'terör amacıyla işlenen suçlar' kapsamını çok genişletti. Bugüne kadar ağırlıkla düşüncelerini ifade edenleri cezalandırmada kullanılan birçok madde bu kapsama alındı. Bu suçların terör amacıyla işlenmesi halinde verilecek cezanın yarı oranında artırılmasına kapı aralandı.
Yeni dönemde, terör amacıyla işlenen suçlar arasında yer alan düşünce suçları arasında vicdani retçilere uygulanan 'halkı askerlikten soğutma yolunda telkin ve yayın suçu', eski TCK'nın ünlü 311 ve 312. maddelerindeki suçu ve suçluyu övmeyle suç işlemeye
tahrik suçları da yer alacak. Özel yaşamın gizliliği ve
haberleşme özgürlüğünde de önemli geri gidiş söz konusu. Tasarı, telekulağa getirilen istisnaları kaldırıyor.
RADİKAL