Suriye'ye müdahaleye hazırlanan Batı koalisyonu, Türkiye'ye de muharip olarak savaşmayı teklif ederse ne olur, Türkiye'nin bu duruma ilişkin bir planı var mı? Radikal Gazetesi yazarı Deniz Zeyrek bu soruya, Ankara kaynaklarına ve TSK'dan edindiği izlenimlerine dayanarak, Ya Türkiye'ye 'önden buyurun' denirse başlıklı yazısıyla cevap aradı.
İşte Radikal'deki yazısından ilgili bölümler...
Ya Türkiye'ye 'önden buyurun' denirse
ABD, Britanya ve Fransa, Suriye’deki Baas rejimine karşı tavrını, “kimyasal silah kullanımı” gerekçesiyle “askeri yöntemlerle cezalandırma” evresine taşıdı. Uluslararası siyaset cephesinde son iki yıldır Esad karşıtı cephenin öncülüğüne soyunan Türkiye’nin yeni evrede, hangi silahlı rolü üstleneceği ise merak konusu.
.... ABD tarafından Türk hükümetine “Esad’a karşı siyasi mücadeleye öncülük ettiniz. Askeri müdahalede de görev zamanı” denilirse ne olacak? Ankara’da böyle bir ihtimal gündeme geldiğinde ne tür bir karşılık verileceği henüz belli değil. Kesin olan şey, buna siyasi iradenin karar vereceği ve TSK’nın siyasi iradenin direktifleri doğrultusunda hareket edeceği yönünde. Öncelikle, askeri yöntemlerin öne çıktığı caydırıcı bir diplomasi döneminin sonunda Esad’ın geri adım atması en büyük temenni. Ancak, olur da iş başa düşer ve Türkiye Esad’a karşı bir askeri operasyonun parçası, hatta öncüsü olmak zorunda kalırsa, bu iki kurumun yaklaşımı ne olur? Kaynaklara göre, pek istenen bir durum değil. Ancak, bugüne dek uluslararası koalisyonun olası askeri operasyonuna her türlü lojistik desteği vermeye hazır olduğunu Batılı muhataplarına bildiren hükümet, ‘ilkesel duruş’ kapsamında operasyona aktif olarak katılmayı da kabul edebilir.
Siyasi irade bu yönde karar alırsa da TSK buna uyar. Sorduğumuz kaynakların tamamı, “İhtiyaç kalmamasını temenni ediyoruz” diyerek bu ihtimalle çok da karşılaşmak istemediklerini ortaya koydular. Ankara’daki askeri ve diplomatik çevreler, Esad’ın kimyasal silah kullandığını, bu nedenle cezalandırılmasının şart olduğunu ifade ediyor. Önemli bir yetkili, “Eğer bu yapılmazsa, sessiz kalınırsa, suçu cezasız kalacak. Rejim bu tür adımlar atma konusunda cesaretlendirilmiş olacak. Bu da kimseye görevden kaçma lüksü bırakmıyor” görüşünü dile getirdi.