Susurluk'un konuşulamayanı!
Susurluk denilince ne anlıyorsunuz?.. “Devleti çeteler sarmıştı ve iyi adamlar bu çeteleşmeye karşı ayağa kalktılar ve ortalığa Susurluk hadisesi çıktı!..”
Özetle, Susurluk denilince akla gelen budur değil mi?..
Peki “işin aslı aslında bu değildir” desem!..
“O dönemde büyük bir iktidarı ele geçirme savaşı vardır... Birbirinden farkı olmayan iki yapının devlet koltuklarını ele geçirmek için tutuştukları iç savaşın tezahürüdür... Devlet
ihaleleri hoşnutsuzluğuna düşen saermaye ağalarının desteğini alan, muhalefetteki siyasi kadroların, devletin içerisindeki derin yapı yandaşları ile, iktidardaki siyasileri v
e devlet içerisindeki derin yapı yandaşlarını alt etmesidir” diye anlatsam, kim inanır!..
Susurluk ile açılan dönemle, birkaç özel tim mensubu, birkaç siyasetçi ile bürokratın kellesi alınırken, ardından gelen, koltuklara yerleşenlerin,
Cumhuriyet tarihinin en büyük talanını gerçekleştiren mimarlar olduklarını,
banka soygunları, ihale talanlarının vardığı boyutları hatırlatsam...
Ve, o kellesi alınan birkaç özel timci ile siyasilerin ve bürokratların hâlâ “sorgulanmaları” sürerken Cumhuriyet’in en büyük soygunlarının özürlüsü olan siyasi-
sermaye ağaları ile bunların yanaşmaları bürokratlardan hiç söz edilmediğini, onların hatırlanmadığını sorsam ne dersiniz?..
Ve bu ekabirin, onca vurgun ve soygun, yanlarına kâr kalmış vaziyette, bugün toplumun krema katmanlarında dolaştıklarını, ahkâm kesip güç sahibi olmayı koruduklarını da belirterek!..
Ve hatta, bu ekibin “Susurluk çetesi ile mücadele” başlığında suret-i haktan yana görünerek!.. Aslında AB dayatmaları çerçevesinde...
Devletin mücadele stratejisini, mücadelenin yetişmiş ekiplerini dağıtarak değiştirip,
PKK çetesinin önünü açtığını, güç kazanmasını sağladığını ve bugün ödenen faturaların mimarı olduklarını da ifade ederek...
Evet neymiş “Susurluk” , devlet içindeki çetelerle mücadelenin miladı mıymış yoksa?!.
Cumhuriyetin en büyük vurgun döneminin kapısını açmak için kullanılan bir anahtar mı?
BEHİÇ KILIÇ-YENİÇAĞ