Türkiye'yi bekleyen hain TUZAK!

Kör terör bu kez Ankara'da vurdu. Lanet olsun! Masum insanların canına kıyan böylesine bir vahşete isyan ediyorum.Bin kere lanet olsun.Derin acıları paylaşıyorum. Ama aynı zamanda diyorum ki:Teröre boyun eğmek yok.

Türkiye'yi bekleyen hain TUZAK!

Çatlak ve tuzak! Kör terör bu kez Ankara'da vurdu. Lanet olsun! Masum insanların canına kıyan böylesine bir vahşete isyan ediyorum. Bin kere lanet olsun. Derin acıları paylaşıyorum. Ama aynı zamanda diyorum ki: Teröre boyun eğmek yok. Karamsarlığa kapılmak yok. Yılmak yok. Paniğe yer yok. Biliyorum, her terör ve şiddet eylemi sonrasının klasik yazı girişidir bu satırlar... Ama yazılması da şarttır. Şimdi diyebilirsiniz ki: Bunca yıldır bu klasik klişelerin tekrarlanıyor olması neyi değiştirdi ki?.. Bu da yerinde bir tespittir. Terörü lanetlemek yetmiyor. Bunca yıldır da yetmedi. O zaman ne yapmak lazım? Önce kendi içimizdeki çatlağı onarmak zorundayız. Gittikçe derinleşen bu çatlağı yok edemediğimiz sürece, o çatlağın içine elini sokmak ve Türkiye'yi tuzaklara çekmek isteyen çok güç, çok parmak olacaktır bu topraklarda. Nedir o çatlak? Kendi içimizdeki güncel çatlağı görmek, anlamak hiç de zor değil. Bunun için siyaset meydanına göz ucuyla bakmak bile yeterli olabilir. Bir tarafta: Çankaya... Asker... CHP muhalefeti... Anayasa Mahkemesi ve YÖK... Öbür tarafta: AKP ve hükümeti... Bir taraf, öteki tarafa savaş açmış durumda, laiklik düşmanı gizli gündem gerekçesiyle... Özeti bu. İşte çatlak bu! Türkiye'de demokrasiye ilişkin siyasal ve toplumsal bir mutabakat olmadığı için ortaya çıkmış olan bir çatlak... Yeni de değil. Kökleri eskiye gidiyor. Demokrasiyi ortak bir platform olarak benimseyen, bunu anlaşılır bir anayasal çerçeveye oturtan yaygın bir mutabakatı, siyasal ve toplumsal uzlaşmayı bugüne kadar gerçekleştiremedik. Çankaya savaşları bu yüzden... Hukukun eğilip bükülmesi, siyasete alet edilmesi bu yüzden... 27 Nisan muhtırası bu yüzden... Türkiye bu nedenle bıçak sırtında. Daha doğrusu gayet bilinçli bir şekilde böylesine kırılgan bir noktaya getirilmiş durumda. Bakın çevrenize. Tartışmalara kulak verin. Özellikle mitingler ve muhtıra sonrası kutuplaşmanın giderek nasıl keskinleşmekte olduğu gözler önünde değil mi? Herkesin öfkesi burnunda. Herkes kendi doğrusundan başkasını duymak istemiyor. Çatlak büyüyor, büyütülüyor! Ne yazık ki öyle. Siyah ve beyaz! Siyaset sahnesi cepheleşiyor. Ya bendensin... Ya da karşı taraftan... Yazık! Oyun çok tehlikeli! Türkiye kendini bir anda bir cehennem kuyusunun içinde bulabilir. O yüzdendir ki: Türkiye'de gittikçe derinleşen bir çatlak varsa, kör teröre hiç şaşırmayalım. Ve hiç aklınızdan çıkarmayın: Bizi Kuzey Irak dahil dipsiz kuyulara çekmek isteyenlerin eli o çatlağın içinde boş durmuyor. Çatlağı onarmak ise öncellikle seçim sandığına sahip çıkmak ve yine öncelikle siyasal ve toplumsal mutabakatlara dayalı bir demokrasiyi güçlendirmekten geçiyor. Hasan Cemal/Milliyet
<< Önceki Haber Türkiye'yi bekleyen hain TUZAK! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER