Güçlerinin büyük kısmını aylardır kontrolü altında bulundurduğu petrolzengini Rakka kentinde toplayan IŞİD’in, buraya yakın mesafede bulunan yurtdışındaki tek Türk toprağı Süleyman Şah Türbesi’ne saldırı tehdidinde bulunması Ankara’yı da teyakkuz haline geçirdi. Tam olarak kim tarafından desteklendiği şaibeli olan IŞİD’in, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) bölgeye müdahalesini de tetikleyebilecek bir provokasyona kalkışması uzmanlar arasında şaşkınlığa neden olurken, Türkiye’nin 30 Mart mahalli seçimleri öncesinde oylamayı da erteletebilecek bir maceraya sürüklenmesinden endişe ediliyor. Eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, “Türkiye Suriye’ye girerse zor çıkar; başına dert almamalı.” uyarısı yapıyor. Birkaç gün önce türbenin de içerisinde yer aldığı Karakozak köyünü ele geçiren IŞİD militanları, iki gün önce internette yayınlanan ve kaynağı bilinmeyen bir videoda burayı korumakla görevli az sayıdaki Türk askerinden türbeyi 3 gün içinde boşaltmalarını istedi. Aksi halde saldırıya geçecekleri tehdidinde bulundu. Herhangi bir saldırı olması halinde Türk askerlerine “vur” emri verildiği belirtiliyor. Karakozak yakınlarında Beşşar Esed rejimi kontrolünde bir askeri havaalanı da bulunuyor. Uzmanlar, askeri müdahalenin son seçenek olması gerektiğinde birleşerek Türkiye’nin gerilimin tırmanmasını engelleyici diplomatik ve caydırıcı adımlar atması tavsiyesinde bulundu. Aynı zamanda emekli büyükelçi olan Yakış, “Bir terör örgütünün bunu talep etmesi mümkün değil. Ancak eğer Türkiye hükümeti (askeri müdahale için) düğmeye basmışsa bu tehlikeli bir adım olur. Başarılı bir şekilde Suriye’den çıkmak mümkün olmaz. Türkiye itidalli davranmalı. Yatıştırıcı bir tavır takınmalı ve başına dert almamalı.” şeklinde konuştu.
‘Tehdit şaibeli’
Bir diğer emekli büyükelçi Deniz Bölükbaşı ise IŞİD’in tehdidine şüpheyle yaklaşılması gerektiği görüşünde. “IŞİD, Türkiye’ye böyle bir ültimatom verecek kadar aklını kaçırmamıştır. Olacak iş değil. Süleyman Şah Türbesi Türkiye’ye 25-30 km mesafede. Türkiye bu grubu yarım saatte ezer geçer.” diyen Bölükbaşı söz konusu terör örgütünün lojistik destek için Türkiye topraklarını da kullandığı yönündeki iddialara atıfla sözlerini şöyle sürdürdü: “Lojistik olarak Türkiye’ye bağlı 2000-3000 kişilik bir grup buna kalkışmaz. Yorumu size bırakıyorum.” Prof. Dr. Ümit Özdağ da IŞİD açısından Türk toprağını tehdit etmenin “hiçbir mantığı bulunmadığını” ve mevcut durumda da bunun askeri operasyon gerektirecek ciddiyette olmadığını vurguluyor. Suriye’nin kuzeyinde fiilen özerk hem bir PKK devleti hem de bir IŞİD devleti kurulabilmiş olmasını Ankara’nın “her türlü stratejiden uzak” dediği politikalarına bağlayan akademisyen, AK Parti iktidarına da aşırıcı bu militanların “bölgeye yerleşmesine önayak olmak” suçlamasında bulundu. Olası bulmadığı herhangi bir saldırı durumunda ise türbenin korunmasının Türkiye için ‘bir haysiyet meselesi’ olduğunu kaydetti.
Emekli Kurmay Albay İsmail Hakkı Soygeniş de “Türkiye keşke bu duruma düşmeseydi. Tedbirler erkenden alınsaydı.” diyerek başladığı ve savaşı en son seçenek olarak niteleyerek, sınırlı bir hava operasyonunun göz önüne alınabileceğini tavsiye eder görüşlerini şu sözlerle özetledi: “Türkiye caydırıcılık kuvvetini kullanarak karşı koymalı. Savaş bölgeyi yangın yerine çevirir. Saldırmadan önce caydırmak önceliğimiz olmalı.”
ZAMAN