2011 yıllından bu yana Ankara’yı meşgul eden böcek soruşturması Büyük Rüşvet ve Yolsuzluk Soruşturması’ndan sonra yeniden gündeme getirildi. Özellikle hükümete yakın medya organları tarafından gündeme getirilen soruşturma hakkında ilginç ayrıntılara ulaşıldı. 2011’in Aralık ayında Başbakan Erdoğan’ın Ankara Subayevleri Mahallesi’nde evinin bulunduğu binadaki ofisinde bir dinleme cihazı görüldüğü iddia edilmişti.
Taraf Gazetesi'nden yer alan habere göre, Başbakanlık kaynaklarından edinilen bilgilere göre binanın kotunda bulunan iki daireden müteşekkil ofisin bir dairesinin Başbakanlık korumaları tarafından kullanıldığı diğer dairenin de Başbakan’ın sekreteryası için ayrıldığı, dairenin salonunun da Başbakan’ın ihtiyaç duyması halinde kullanılmak üzere mefruş edildiği belirtiliyor. Ancak Başbakan’ın bu ofisi neredeyse hiç kullanmadığı söyleniyor. Daha ilginç ayrıntı ise şu: Bu ofisin tek anahtarının Başbakan’ın danışmanı Mustafa Varank’ta olduğu. O ofise giriş ve çıkışların tamamen Varank’ın kontrolünde yapıldığı belirtiliyor.
Başbakanlık kaynaklarından edinilen bilgilere göre 2011 yılında bulunan böcekten ortalama 20 gün kadar önce MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve ekibi tarafından Başbakan’a bir sunum yapıldı. Sunumda Başbakan’ın güvenliğinde zaafiyetler olduğunun belirtildiği ve Başbakan’ın güvenliğinin MİT tarafından devralınmak istendiği, ancak Başbakan’ın o tarihte bu öneriye sıcak bakmadığı belirtiliyor. O tarihlerde MİT’in brifinginden çok kısa bir sure sonra Başbakan’ın kullanılmayan ofisinde böcek bulunmasının, Başbakanlık çevrelerinde “MİT Başbakan’ın güvenliğini devralmak için mi böyle bir işe girişti” şeklinde yorumlandığı belirtiliyor. Başbakanlık kaynakları o böceğin amacının Başbakan’ı dinlemek olamayacağını, çünkü o ofisi Başbakan’ın hiç kullanmadığını belirtiyor. Başbakan’ı dinlemek isteyen Başbakan’ın kullandığı ofiste böcek kullanır. Başbakan’ın kullanmadığı ofise böcek koymanın mantığı yok, bunun olsa olsa, “Başbakan’ın güvenliğinde açıklar var” algısını oluşturmak için kurgulanmış bir oyun olduğu değerlendiriliyor.
Böcek olayından sonra Başbakanlık’ta idari soruşturma başlatılmış. Ocak 2012’de başlatılan soruşturmadan bir sonuç çıkmamış. Soruşturma kapsamında birçok memurun ifadesinin alındığı, ancak böceği koyan hakkında kesin bir delil bulunamadığı belirtiliyor. Delil bulunamayınca soruşturmanın rafa kaldırlıdığı ancak Rüşvet ve Yolsuzluk Soruşturması’yla birlikte yeniden raftan indirildiği belirtiliyor. Böcek soruşturmasına adının karıştırıldığı iddia edilen A.T.’nin ne idari soruşturmada ne de adli soruşturmada, sanık veya tanık olarak ifadesine başvurulmadığı belirtiliyor.
Soruşturmada adı geçen S.D.’nin ise o dönem başlatılan idari soruşturma kapsamında ifadesinin alındığı, ancak böceğin S.D. ile irtibatlandırılmasını sağlayacak kadar önemli bir kanıta ulaşılamadığı belirtiliyor. S.D.’nin Başbakan’ın ofisinde böceğin bulunduğu tarih olan Aralık 2011’de İstanbul’da Başbakan’ın çok yakın bir arkadaşını korumakla görevli olduğu kaydediliyor. Konuştuğum Başbakanlık kaynakları Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu sonrasında böcek soruşturmasının yeniden raftan indirilmesinin S.D.’nin İstanbul’daki görevi nedeniyle olduğunu düşünüyor. Zira Başbakan’ın ofisinde böceğin bulunduğu tarihte S.D.’nin Başbakan’ın yakın arkadaşı Yasin el Kadı’yı korumakla görevli olduğu, Kadı’yı Sudi Arabistan’dan özel uçakla alıp Türkiye’ye getirdiği, Kadı’nın İstanbul’da bulunduğu 6 aylık süre içerisinde en yakınında olduğu, Kadı’nın MİT Müsteşarı dahil yaptığı bütün kritik görüşmelerin yakın tanığı olduğu belirtiliyor.
İddiaya göre S.D.’nin el Kadı hakkında yapılan soruşturmada savcının ifadesine başvuracağı kişiler arasında olduğu, bu nedenle S.D.’nin böcek soruşturmasıyla irtibatlandırılıp Yasin el Kadı hakkında vereceği bilgilerin önüne geçilmeye çalışılıyor.
Aynı kaynaklar Suriye’de başlayan isyanın 2011 yılının sonuna doğru yoğun çatışmaya dönüştüğü tarihlerde Yasin el Kadı’nın Türkiye’ye özel uçakla getirilip özel olarak ağırlanmasının ve MİT Müsteşarı ile en az iki defa görüşmesinin en yakın tanığı olan S.D.’nin böcek soruşturması ile ilişkilendirilmesinin anlamlı olduğunu belirtiyor.