- 'Aydınlatılamayacak gizli tarafı yok ki. Eşref Bitlis, Bahtiyar Aydın hepsi belli.
- 'Bu jandarma paşalarının ölümlerindeki sır ancak devlet isterse aydınlanır.'
- 'Bu konunun iç yüzünü mutlaka biliyor. Güreş isterse bu olayı olduğu gibi aydınlatır'
JİTEM’i kurmayı dönemin Jandarma Genel Komutanı Burhanettin Bigalı’ya teklif eden emekli Albay Necabettin Ergenekon, 1993’te Jandarma’daki şaibeli ölümlerle ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı.
Jandarma Binbaşı Ahmet Cem Ersever cinayetine ilişkin soruşturma bugün son dakika gelişmesi olmaması halinde zaman aşımına uğrayacak. Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele’nin (JİTEM) kozmik odası olarak bilinen Ersever 4 Kasım 1993’te Ankara Elmadağ’da ölü olarak bulunmuştu. Müebbet hapis cezası gerektiren suçlarla ilgili soruşturmalarda zaman aşımı süresini 20 yıl olarak öngören Türk Ceza Kanunu’na (TCK) göre, Ersever dosyası tüm sırlarıyla bugün kapanacak.
Bugün Gazetesi'nin haberine göre, İstanbul eski İl Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Necabettin Ergenekon, 1993’te art arda şüpheli şekilde hayatını kaybeden Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis, Tuğgeneral Bahtiyar Aydın ve Ersever’in de aralarında bulunduğu jandarma teşkilatının önemli isimleriyle ilgili sır perdesinin ancak devletin istemesi halinde çözülebileceğini söyledi.
JİTEM’İ BEN TEKLİF ETTİM
Ersever’in sırlarını da beraberinde götürdüğü JİTEM’in kurulması teklifini ilk olarak 1982’de kendisinin gündeme getirdiğini anlatan Ergenekon sözlerini şöyle sürdürdü: “12 Eylül’de polis, MİT gibi güvenlik güçleri ikiye ayrılmıştı. POL-BİR, POL-DER vardı.
MİT hakeza. İstihbarat bölünmüştü. Burhanettin Bigalı Paşa’ya Jandarma içinde bir istihbarat teşkilatı kurulması gerektiğini söyledim. O da uygun buldu. Arzu etti. Fakat Jandarma Genel Komutanlığı’nda ilgi göstermediler. Sonra Bigalı Paşa genel komutan olunca JİTEM’i kurdu. Ben ona telkin etmiştim.”
AYDINLANMAYACAK MESELE DEĞİL!
12 Eylül öncesi Adıyaman Sıkıyönetim Komutanlığı görevinde bulunan, emekli Albay Ergenekon, BUGÜN’e konuştu. Ergenekon, 1993’te yaşanan şüpheli ölümler için şunları söyledi:
“Aydınlanmayacak mesele değil. Devlet isterse bunların hepsini aydınlatır. Aydınlatılamayacak gizli tarafı yok ki. Olaylar belli. Eşref Bitlis, Bahtiyar Aydın hepsi belli. Bu jandarma paşalarının ölümlerindeki sır ancak devlet isterse aydınlanır. Savcı aydınlatamaz. Güvenlik kuvvetleri ve MİT. Emniyetin istihbaratı var. Ancak çözebilir. Savcı önündeki dosya ile çözemez. İstihbarat birimlerine bu cinayetlerin aydınlatılması noktasında gerekirse baskı yapılmalıydı.”
‘Menzil şeyhini tutuklamadım diye general yapmadılar’
Ergenekon, Adıyaman’da sıkıyönetim komutanlığı yaparken Milli Güvenlik Konseyi’nin (MGK) bu şehirdeki Menzil Şeyhi’nin tutuklanmasını istediğini ifade ederek şunları söyledi: “Özel kalem müdürü ‘Menzil’deki adamı bölge dışına at’ dedi. Adamlarıma sivil elbise giydirip Menzil’e gönderdim. Rapor getirdiler. Baktım adam alkol alanları caydırıyor. Arayıp adamın zararlı tarafı yok dedim.”
‘BİR SAĞDAN BİR SOLDAN’
Bu kez de sadece solcuları tutuklamakla suçlandığını belirten Ergenekon, “Sağcıları da tutuklamamı denge sağlamamı istiyorlardı. Güya vatandaş diyecek ki yönetim taraf tutmuyor. Ben de taraf tutmadığımı kimsenin alnında sağcı solcu yazmadığını sadece suç işleyenleri aldığımı söyledim. O zaman bana ‘Albaylığında laf dinlemeyen adam paşa olunca laf dinler mi’ dediler. En parlak zamanımda beni tepetakla ettiler” şeklinde konuştu.
Güreş isterse Bitlis dosyası çözülür
Necabettin Ergenekon, Eşref Bitlis dosyasıyla ilgili şu ifadeleri kullandı: “Doğan Güreş Paşa, o zaman Genelkurmay Başkanı’ydı. Bu konunun iç yüzünü mutlaka biliyor. Güreş isterse bu olayı olduğu gibi aydınlatır. Eşref Bitlis’in ölümünden sonra Doğan Güreş paşanın bir beyanatı oldu. ‘Artık bu işin üstüne gitmeyin.’ Niye gitmeyin? Koskoca jandarma genel komutanı öldürülmüş.”
Zaman aşımında Bitlis örneği olabilir
Eşref Bitlis’in 17 Şubat 1993’teki ölümüne ilişkin soruşturmada 20 yıllık süre dolmasına karşın, ‘zaman aşımı nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına’ dair karar yazılmamıştı. Soruşturma Savcısı Hüseyin Şahin, AİHM’nin, insan hayatına karşı işlenen kimi suçlarda zaman aşımının uygulanamayacağına ilişkin kararlar vermesini gerekçe göstererek soruşturmayı kapatmamıştı.
28 Şubat’ta ordu kültür bozukluğu yaşadı
Necabettin Ergenekon, 28 Şubat süreci için şunları söyledi: “Orduda öyle bir kültür bozukluğu var ki; kavrayabilmek mümkün değil. Mesela o paşalar İslamiyet’i tutuyorlar fakat Müslümanlar’ın büyük bir kısmına karşılar. Veya İslam’ın bazı kurallarına karşı kesin cephe alıyorlar. Milli manevi değerler bakımından çok tahribat yaptılar. Paşalar başörtüsü üzerinde baskı kurmamalıydılar. Başörtüsü yasağını her yerden kaldırmak lazım. ‘Hakimde mi başını örtsün’ diyorlar. Hakimin başını örtmesi beni ilgilendirmez. Doğru karar vermesi ilgilendirir. Başı açık yanlış karar vereceğine başı örtük doğru karar versin.”