AİHM kararlarının iç hukukta sonuç doğurmasına sebep olan ender örneklerden biri polis şiddetiyle ilgili dosyada yaşandı. Ankara’da sekiz yıl önce eylemci KESK yöneticilerini döverek yaralayan polisler hakkında soruşturma başlatıldı. Ayrıca HSYK da dosyayı takipsizlik kararıyla kapatan savcıyı incelemeye alacak.
30 BİN EURO TAZMİNAT
Dosyaya konu süreç özetle şöyle gelişti: KESK’in 2006’daki yürüyüşüne polis sert şekilde müdahale etmişti. Çok sayıda sendika üyesi yaralanmış ve dönemin KESK yöneticileri, polisler hakkında “görevi kötüye kullanmak, zor kullanma yetkisini aşarak kasten yarala’ suçlarını işledikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuştu.
Savcı Mehmet Bozkurt, suçlanan polislerle ilgili doğrudan soruşturma açmak yerine, izin sistemini işletti ve Ankara Valiliği’ne başvurdu. Dönemin valisi, soruşturma izni vermedi. Savcı da bu karara itiraz etmek yerine, dayakçı polislerle ilgili takipsizlik kararı vedi.
KESK’liler avukatları aracılığıyla AİHM’e başvurdu. Ve AİHM, Türkiye’yi “sendikacılara aşırı güç kullanıldığı ve bu konuya ilişkin etkin soruşturma yapılmadığı” gerekçesiyle mahkum etti. AİHM, her davacı sendikacı lehine 7 bin 500 Euro olmak üzere toplam 30 bin Euro tazminata da hükmetti.
KESK’liler savcı hakkında gerekli işlemlerin yapılması için harekete geçti ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) başvurdu. AİHM kararı sonrası yapılan başvuru üzerine HSYK, çifte soruşturmaya kapı araladı.
BU KEZ SAVCI DA ZORDA
Öncelikle takipsizlik kararını veren savcı hakkında inceleme başlatıldı. Diğer yandan da olay tarihinde suçlanan polislerin tespit edilerek yargılanmaları için Ankara Başsavcılığı’na yazı yazıldı. HSYK’nın savcının soruşturulmasına ilişkin kararını önümüzdeki günlerde verebileceği kaydedildi. HSYK’nın adliyeye yazdığı yazı üzerine de gelişme yaşandığı, Başsavcılığın, suçlanan polislerin, fotoğraflarıyla kimlik tespitlerini yaptığı ve önümüzdeki günlerde ifade alma işlemlerine başlayabileceği bildirildi.
ADNAN KESKİN - TARAF