Türköne'den ilginç açıklamalar -CANLI

Kürt sorununda “Barışı ve geleceği birlikte aramak” konusunu tartışan Abant Platformu’nun ikinci gününde “Geçmişin muhasebesi” yapıldı.

Türköne'den ilginç açıklamalar -CANLI

Abant Platformu iki gün boyunca Mehtap TV'den CANLI olarak yayınlanıyor.

CANLI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

Türköne: "Beni Mamakta dövenler Kürt askerlerdi" Mümtaz'er Türköne kendisi Mamakta dövenlerin Kürt askerler olduğunu söyledi. Türköne bu nedenden dolayı Türk-Kürt gibi ayrımlar yapmayı anlamsız bulduğpunu belirtti. Türköne konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Mamakta MHP yüzünden hapis yattım ve orada mutat olduğu üzere İstiklal marşı okuttururlar ve bu yüzden de dayak atarlardı. Bize dayak atanlar da Kürt askerler olurdu. Cumhuriyeti kuranların bir kısmı Makedonyalı bir kısmı da Kafkasyalılar.. Her ikisi de kendi devletlerini yitirmiş olanlar yani… Ben Türk ve Kürt kelimeleri birbirinin muadili değillerdir. Türkiye’de kültür ırkçılığı yükseliyor. Rojbin dün çok duygusal hikayeler anlattı. Bu hikayelerin karşıtlarını da üretirsiniz bu sizi faşizme götürür. Böylece bir tırmanma çıkar ortaya. Duygusal hikayeler üretme konusunda faşizm çok beceriklidir. Türkiye’de yargı birliği sağlanması gerekir ki Türkiye’de elinde silah bulunanların elinden silahları alınsın. İyi bir anayasayla bunu yaparsınız ama bizim önümüzde bu hala bir sorun olarak duruyor. Yerel yönetimler reformu olursa Kürtler bağımsızlığını ilan ederler itirazı yapılıyor. Ama bir çok alanda demokratik reformlara itirazlar Kürt sorunu önemli bir yer teşkil eder. Anadilde haklar, iyileştirmeler sağlandığı takdirde demokrasi de kendiliğinden ilerleyecektir. Bu son derece hayatı bir durum: Kürt sorununu çözerek demokrasiyi geliştirmek, ya da demokrasiyi geliştirerek Kürt sorununu çözmek…. Bu ikilim Türk-Kürt ayrışımın bir tezahürü. Aslında Türk ve Kürt kelimelerinin ifade edilmediği demokratik reformları uygulamaya koymak lazım. İşte o zaman gerçek demokrasi elde edilir ve Kürt sorunu da kendiliğinden çözülmüş olur. Basma kalıp yaptığımız Türk-Kürt ayrışması, düşmanlığı gibi tabirler üzerinde yeniden düşünmemiz gerekiyor." Kürt sorununu çözmek için “buluşma odaları” oluşturulmalı Psikolog Kemal Sayar tartışılan Kürt Sorununun çözümü için “buluşma odaları” ihdas etmek gerektiğini belirtti. Bu buluşma odalarında tarafların birbirinin acılarını dinlemesine imkan tanımak gerektiğini belirtti. Sayarın bu önerisi Abant’ta iki gündür dile getirilen karşılıklı acı hatıraların çözüm için nasıl kullanılabileceğine bir öneri niteliği taşıyor. Sayar, çözümü Türk ve Kürtlerin birbirinin omzunda acılarına ağlayabilmelerinde görüyor. Sayar toplantıdaki konuşmasını şöyle sürdürdü: “Grup üyeleri dışarıdakiler hakkında hep basma kalıp düşünceler geliştirirler. Grupta militan yapı varsa grup kendine dışardan bir düşman oluşturur. Grup içinde işler kötü gidince dışlardan bir düşman aranır ve suç ona yüklenir. Dağlıca baskınından sonra insanların şehirlerde toplanıp “biz buradayız PKK nerede” sloganları atmaları da işte bu tespiti gösteriyor. Merhametli politika uygulanmalı... Merhamet sahibi ötekinin acısıyla ilgilenendir. Merhamet bizi ıstırap çeken kişiye götürür. Bir insana kulak kesilmeden onun öyküsünün yürek yakıcılığını bilmemiz mümkün değil. Her iki tarafın da bir araya gelebileceği, ıstırap çekenle çektirenin karşılaşabileceği “buluşma odaları” oluşturmalı. Burada hikayeler paylaşılmalı. Bana benzemeyeni hemen öcüleştirmeye meylediyoruz. Hayatımızın hemen her alanında bir takım korkularımız var. Biz ve onların oluşturduğu bu korku kültürü kırılgan olan demokrasimizi işlevsiz hale getiriyor. Bizi kendi hikayelerimizi dillendirmekten men ediyor. Sıradan insanlar işte bu sebeplerden dolayı bazı korku mihraklarının eline düşüyor. Terör bu topraklarda ciddi travma yaratıyor ve bir öncekini daha hassas yapıyor ve daha da derinleştiriyor. Saldırganlık bir çıkış yolu olarak ortaya çıkıyor. Şiddet kendine yol buluyor. Buhran dönemlerinde bir günah keçisi bulunup rahatlamaya çalışıyor. Bir milletin bir ahlak prensipleri etrafında toplanabileceklerini düşünmek lazım. Istırabı en çok konuşarak, paylaşarak azaltmayı denememiz gerekir. Savaş çığırtkanlıkları en çok dillendirilen bir yol. İnsan özü itibariyle ahlaklıdır. Yüzüne bakılarak öldürme pek rastlanan bir olay değil. İnsanı görmeden öldürmek daha kolay geliyor. Biz bugün acıya uzaktan bakıyoruz. Acının bu şekilde uzaktan seyretme acısı duygusunu aşındırıyor. Şiddetin şiddet ürettiğini terörün nefretin körüklenmesinden beslendiğini bilmemiz gerekir. Hepimizi yurttaşların ortak umutları ayakta tutuyor. Bunu sağlayamayanlar buhran içindedir. Bir kültür ne zaman katı ve esnemez hale gelir, işte o zaman çözülmeye başlar. İşte biz bugün yeni sözler söylemek gereken bir zamandayız. Şilili bir aydın der ki “Diyalog için yola koyulanların belirli bir amacı olması gerekmez. Bu toplantılarda yapılmak istenen de bu. Diyalog halkası içinde görüşlerini beğenmediğim diğer insana karşı görüşlerimi öfkeyle ifade etmiyoruz. İnatla konuşmayı sürdürmek gerek. Ancak birbirimizi sabırla dinleyerek yıkıcı tutumlardan kurtulabiliriz.” Kürtlerin ve Türklerin tek tesellisi birbirinin omzunda ağlayabilmektir.”
<< Önceki Haber Türköne'den ilginç açıklamalar -CANLI Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER