Mahkemede,
tutuklu sanıklardan Didem Akman'ın Türk için '
katil' ifadesini kullanması
tartışma başlattı. Mahkeme heyeti ara kararı açıklarken, Akman'ın
savunmasını okumaya devam etmesi sebebiyle
duruşma kapatıldı.
Ankara 11. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Didem Akman ve Serkan
Onur Yılmaz ile
avukatlar ve
destek için gelen bir grup katıldı. Mağdur Hikmet
Sami Türk'ün katılmadığı duruşmada, Mahkeme Başkanı Hasan Şatır,
Milliyet Gazetesi'nin, saldırıya ilişkin yayınladığı fotoğrafları nasıl elde ettiğine ilişkin soruya
cevap vermediğini ifade etti.
Cumhuriyet Savcısı Hakan
Yüksel ise 2008/169 esas sayılı dosyadan sanıklarla ilgili kısmın tefrike edilerek bu dosyayla birleştirilmesini talep etti. Tutuklu sanıkların avukatları, savcının bu talebine karşı olduklarını belirttiler. Tanığın iddialarının doğru olmadığını ileri süren avukat
Selçuk Kozağaçlı,
kamera görüntülerinin
Bilkent Üniversitesi'nden gelmesi halinde gerçeğin ortaya çıkacağını savundu. Kozağaçlı, Milliyet Gazetesi'ne de fotoğrafların nereden aldığını söylemesi için
mahkemenin daha sert
yaptırım yapılmasını talep etti.
Daha sonra savunmasına ek yapması için tutuklu sanıklardan Didem Akman'a söz hakkı verildi. 5 sayfalık savunmasını okumaya başlayan Akman, sözlerine,
terör örgütü
DHKP-C'nin kuruluş yıldönümünü kutlayarak başladı. Sözde şehitlerini anan Akman'ı Mahkeme Başkanı Şatır, mahkeme huzurunda
terör örgütünün propagandasının yapılamayacağını ve bildirisinin okunamayacağını söyleyerek uyardı.
Bunun üzerine Akman, bu ifadelerinin savunmasının giriş sözleri olduğunu belirtti. Daha sonra Akman, eski
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk için 'katil' ifadesini kullanınca Başkan Şatır tekrar devreye girdi. Akman'ı uyaran Şatır, ifadeleri tutanağa geçirerek CMK'nın 252/-1-h maddesinin hükümlerini hatırlattı.
Bu sırada devreye avukat
Selçuk Kozağaçlı girdi. Akman'ın DHKP-C üyeliğini kabul ettiğini, bu nedenle örgüt lehinde konuşmasının normal olduğunu savunan Kozağaçlı, örgütü kabul eden birinin negatif ifadelerin kullanmasının mümkün olmadığını ileri sürdü. İhtaratın yapılmamasını isteyen Kozağaçlı, Akman'ın konuşmasının savunma olduğunu iddia etti.
Eyleminin gerekçelerini anlattığını ileri süren Akman, 'katil' ifadesini kullanmaya devam edince mahkeme, duruşmaya kısa bir ara verdi. Daha sonra Akman'dan savunmasını yazılı olarak verilmesi istendi. Ancak Akman, savunmayı okumadan vermeyi kabul etmedi.
Bunun üzerine ara kararlar için Mahkeme Başkanı Şatır, salonun boşaltılmasını istedi. Tutuklu sanıklar Didem Akman ve Serkan Onur Yılmaz, "Savunma hakkımız engellenemez" diyerek slogan attılar. Akman ve Yılmaz'ı desteklemek için gelen grup da mahkeme salonunda 'yuh' deyip aynı sloganı atınca olaya polis müdahale etti.
Polis ile şahıslar arasında
küçük çaplı
arbede yaşandı. Devreye avukatların girmesiyle şahıslar salondan dışarı çıkarıldı. Tutuklu sanıklar da
jandarma tarafından salondan çıkarıldı. Yaşanan kısa süreli gerginlik sona erdi.
Mahkeme heyeti, sanık Akman'ın yargılandığı ve mahkemede görülen diğer
dava dosyasının incelenmesine karar verdi. Belirlenecek bilirkişinin ise dosyadaki fotoğraf ve görüntülerdeki kişilerin sanıklar olup olmadığı yönünde
rapor hazırlanması kararlaştırıldı. Mahkeme, salonda yaşanan olayla ilgili tutulan
tutanak doğrultusunda işlem yapılacağına da karar verdi.
MÜEBBET HAPİS İSTENİYOR
Türk'e yönelik
bombalı saldırı girişimiyle ilgili hazırlanan iddianamede, Didem Akman'ın "cebir ve şiddet kullanarak
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırıp başka bir düzen getirmeye kalkışma" suçundan ağırlaştırılmış müebbet
hapis; "Bu amaçla tasarlayarak ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle adam öldürme eylemine kalkışma" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis; "DHKP/C terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde resmi belgede sahtecilik yapma"; "
patlayıcı madde bulundurma"; "
patlayıcı madde bulundurarak genel güvenliği kasten tehlikeye sokma"; "ruhsatsız
silah taşıma" ve "DHKP/C terör örgütünün propagandasını yapma" suçlarından ise çeşitli hapis cezalarına çarptırılması talep edilmişti.
Serkan Onur Yılmaz'ın ise "cebir ve şiddet kullanarak
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırıp başka bir düzen getirmeye kalkışma"; "bu amaçla tasarlayarak ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle adam öldürme eylemine kalkışma suçuna katılma" ve "DHKP/C terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde resmi belgede sahtecilik yapma" suçlarından cezalandırılması isteniyor. (CİHAN)