Bu iddiayı gündeme getirense,
Ergenekon sanığından ele geçirilen
belge. Belgenin, bir
subayın 1997 yılında yazdığı
ihbar mektubu olduğu öne sürülüyor. Ve bakın o belgede anlatılanlarla, millete tuzak kurmayı öngören
komplo arasında nasıl büyük benzerlik var...
İddiaya göre, bu belge bir ihbar mektubu. 13 sayfadan oluşan dökümanın, ETÖ iddiaları Sanığı Emekli Deniz
Albay Hüseyin
Vural Vural'dan ele geçirildiği öne sürülüyor.
İhbar mektubu 1997 yılına ait... Metinden, yazanın bir subay olduğu izlenimi doğuyor. Mektupta, demokrasiyi yıkmayı amaçlayan subay ve astsubaylar olduğu iddia ediliyor. İsimleri veriliyor. Belgenin en dikkat
çekici noktası ise, söz konusu kişilerin çalışma yöntemi. O çalışma yöntemi, son ortaya çıkan millete komplo belgesindeki, demokrasiyi yıkmak için önerilen yola çok benziyor. İhbar mektubuna göre, 90'lı yıllardaki yasadışı yapılanmanın üst düzey yöneticilerinden olduğu öne sürülen subay, emrindekine, "irtica var" yalanına sarılın diyor. İnsanları zor durumda bırakmak için her yolun denenmesini istiyor.
İhbar mektubundaki iddiaya göre, bu emri alan subay altındakilere aktarıyor.
1997 yılındaki bu korkunç planın benzeri tavsiyeler, geçtiğimiz günlerde deşifre olan millete komplo belgesinde yeralıyor.
1997 yılındaki ihbar mektubu ile ortaya çıkan karanlık komplo arasındaki birbirine benzerlik sadece bu kadarla sınırlı değil. İhbar Mektubunda, bir de şema var. O yapının,
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki uzantısı olduğu öne sürülenlerin isimleri veriliyor... D.S. , İ.K.Ö ve M.N.A'nın isimleri dikkat çekici. Çünkü aynı subaylar, komplo belgesiyle ilgili olarak Dursun Çiçek'le birlikte ifadesine başvurulanlar arasında yer alıyor... Aradaki tek fark rütbeleri...Şemada, o dönem yüzbaşı oldukları yazılı, şimdi ise rütbeleri Albay...