Türkiye siyasi gündeme kilitlenmişken hemen her gün farklı şehirlerden uyuşturucuya kurban gidenlerin haberi geliyor. Mevcut uygulamalar ise uyuşturucuyla mücadelenin iflas ettiğini gözler önüne seriyor. Mahkemeler 2013’te uyuşturucudan yakalanan 101 bin 559 kişi hakkında ‘ara kararla tedavi ve denetimli serbestlik’, 3 bin 359 kişi hakkında ise ‘kesin hükümle tedavi ve denetimli serbestlik’ kararı verdi. Ancak ‘denetimli serbestlik’, mücadeleyi olumsuz etkiliyor. Emniyet’in uyuşturucu raporunda mülakat yapılan bir kullanıcı, “3 kez yakalanmama rağmen esrar kullanmaya devam ettim.” diyerek tabloyu özetliyor. F.S. isimli Emniyet yetkilisi de “Uyuşturucu ile yakaladığımız şüpheliye mahkemede denetimli serbestlik veriliyor.” sözleriyle durumun vahametini ortaya koyuyor. Yoğun başvurudan dolayı adeta çöken 20’ye yakın AMATEM ise tedavide çok yetersiz kalıyor.
KULLANICILAR, KONTROLSÜZ HALE GETİRİLDİ
Hemen her hafta bir genci ölüme sürükleyen uyuşturucuya çözüm bulunamıyor. Son dönemde gençler arasında hızla yaygınlaşan sentetik zehirler de sorunu kronikleştiriyor. Yeni eğitim döneminin başlamasına az bir süre kala, zehir tacirleri okul önlerinde pusuya yatmaya hazırlanırken ailelere ve güvenlik güçlerine büyük görev düşüyor. Ancak Emniyet Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı rapor, uyuşturucuyla mücadelenin çöktüğünü gösteriyor. Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından kaleme alınan ‘Uyuşturucu Madde Bağımlılığı Araştırma ve İnceleme Raporu’na göre geçen sene yakalanan 101 bin 559 kişi hakkında tedavi ve denetimli serbestlik kararı verildi. Bu şahısların sicillerine herhangi bir bilgi işlenmedi. Yani kullanıcılar, kontrolsüz hale getirildi.
HAPİS YERİNE DENETİMLİ SERBESTLİK VERİLMEYE DEVAM EDİLİYOR
18 Haziran 2014 itibarıyla ‘uyuşturucu madde kullanmak’ suçunun cezası 2 ila 5 yıl hapis olarak artırıldı. Ancak ‘şahıslar hakkında 5 yıl kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir’ hükmü getirildi. Bu çerçevede bağımlılar hakkında hapis yerine denetimli serbestlik verilmeye devam ediliyor. Raporda bir esrar kullanıcısının anlattıkları da durumu özetliyor: “Ben üç kez farklı illerde yakalanmama rağmen esrar kullanmaya devam ettim.” Kolluk görevlisi F.S. ise yaşanan kısırdöngüyü şöyle ifade ediyor: “Uyuşturucu ile yakalanan şüpheli, mahkemede içici olduğunu söyleyerek serbest kalıyor. Hakkında denetimli serbestlik veriliyor. Ertesi gün aynı ortama girince, ‘polis menfaat karşılığı serbest bıraktı’ deniyor.” Uyuşturucudan yakalananlara hapis cezası verilmemesi, caydırma politikalarını işlevsiz hale getiriyor. Söz konusu uygulamalar hem kullanıcılar arasında hem de toplumun diğer kesimlerinde ‘Uyuşturucu kullanmak serbest’ algısı uyandırıyor. Bu algı, kolluk güçlerinin motivasyonunu da olumsuz etkiliyor.
Bir diğer handikap ise tedavi sürecinde yaşanıyor. ‘Tedavi ve denetimli serbestlik’ kararıyla salıverilen bir kullanıcının tedavi sırasında uyuşturucu kullanmaya devam ettiğinin anlaşılması durumunda tekrar suç duyurusunda bulunulması iyileşme sürecini olumsuz etkiliyor. Ayrıca mahkemelerin tedavi sırasında uyuşturucu kullanımını ihlal olarak kabul etmemesi de söz konusu şahıslar hakkında yeniden tedavi ve denetimli serbestlik kararı verilmesine sebep oluyor. Bu kararlar birikiyor ve şahıslar ne tedavi olabiliyor ne de ceza alıyor. Bu durumda bağımlı kişiler uyuşturucu kullanmanın bir müeyyidesi olmadığını fark ederek tedavi ve rehberlik programlarına katılmıyor.
TEDAVİ MERKEZLERİ CİDDİYETTEN UZAK
Denetimli serbestlik ile salıverilen kullanıcıların çoğu, tedavi olmak amacıyla değil cezadan kurtulmak için merkezlere gidiyor. Tedavi sırasında madde kullanımına devam edilmesine rağmen tedavinin başarıyla sonuçlandığı kayıtlara yansıyor. Ayrıca yakalanma ile tedbir gereği tedavi merkezine sevk tarihi arasında geçen süre uzun olduğu için hastaların tedavi olma isteklerinin kaybolduğu görülüyor. Aynı raporda, hakkında iki kez denetim kararı verilen bir kullanıcının şu sözleri gelinen noktayı gözler önüne seriyor. Tedavi için genellikle merkeze yatırmadıklarını, ayakta takip edildiklerini, hile ile tahlillerini birbirleriyle değiştirdiklerini anlatan şahsın kan donduran ifadeleri şöyle: “Dışarıda olunca zaten seni durduran yok. Kullanmaya devam ediyorsun. Kontrol günü gelince başkasının tahlil numunesini veriyorsun ve kurtuluyorsun. Bunun için güvenlikçiyi ayarlayanlar da var. Böylece tedavi ve denetimli serbestlik başarıyla uygulanmış görünüyor. Aslında birbirimizi kandırıyoruz.”
SATICILAR, HÂKİME ‘İÇİCİYİZ’ DEYİP KURTULUYOR
Uyuşturucu satıcılarının büyük bir bölümü aynı zamanda kullanıcı olarak kabul ediliyor. Zehir tacirleri, yakalanmaları durumunda mahkemede satıcı değil, kullanıcı olduklarını söyleyerek serbest kalıyor. Bu durum, uyuşturucu satıcısının hak ettiği cezayı almamasına yol açarken diğer taraftan denetimli serbestlik kapsamında tedavi merkezlerine yönlendirilen satıcılar, buralarda tedavi görmekte olan daha fazla kullanıcıyla tanışarak ağını genişletiyor. Cem Yılmaz’ın oynadığı bir reklam filminde sahte cips üreticisi olarak polislere yakalandığında ‘satıcı değil, yiyiciyiz’ esprisi, uyuşturucu dünyasında adeta cezadan kurtulma taktiği olarak işe yarıyor.
ORTAK KARAR: YASALAR FAYDA SAĞLAMIYOR
Emniyet raporuna göre Yargıtay, Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı ile Mücadele İzleme Merkezi (TUBİM), sağlık kurumları, mahkemeler ve kolluk güçlerinin ortak kararı uyarınca mevcut yasalar, bağımlılığı tedavi sisteminde iyileşme sağlayamadı. Mevcut uygulamalar, uyuşturucu kullanımını cezasız
AMATEM’DE BEKLEYEN ÇOĞU EVRAK KAYBOLUYOR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü yetkilisinin raporda yer alan ifadeleri, sürecin nasıl tıkandığını açıklıyor: “Sağlık Bakanlığı’nın Denetimli Serbestlik ile ilgili ‘82 Sayılı Genelgesi’nden sağlık kuruluşlarının haberi yok ya da uygulayacak kapasiteleri yok. İstanbul’da AMATEM çökmüş durumda. Aksayan işlemleri gündeme getirdiklerinde ‘personelimiz, bilgisayarlarımız yok’ şeklinde mazeretler üretiyorlar. Aslında bakanlık tam olarak görevini yerine getirmiş olsa şu anki 24 bin dosyanın 10 bini kapatılacak durumda. Şu an AMATEM’lerde bir evrak 1,5 yıl bekliyor. Sonra bir yıl da Denetimli Serbestlik’te bekliyor. Maalesef AMATEM’lerde evraklar kayboluyor.”
FİKİRTEPELİ GENÇLER SOKAKTA BONZAİ YAKTI
Son dönemde Bursa ve İstan-bul’da 6 gencin sentetik uyuşturucu bonzaiden hayatını kaybetmesi infiale yol açtı. Gençlerin 5-10 liralık uyuşturucuya feda edilmesine tepki gösteren vatandaşlar mücadeleyi kendisi buldu. Daha çok kentsel dönüşüm çalışmalarıyla gündeme gelen Kadıköy ilçesine bağlı Fikirtepe, isyan bayrağını çekti. Semtlerinin uyuşturucunun merkezi haline geldiğini söyleyen gençler, geçen hafta eylem yaparak metruk bir binada buldukları 2,5 kilo bonzaiyi ateşe verdi. Uyuşturucuyu mahallelerinde istemediklerini söyleyen gençler, “Artık kardeşlerimiz ölmesin, ailelerimiz üzülmesin.” diyerek tepkilerini dile getirdi. Polisin torbacılara karşı mücadelede yetersiz kaldığını savunan mahalleli, sorunun çözümü için tek yürek olduklarını dile getirdi: “Herkes bu maddeye karşı olmalı. Bu eylem çağrımız inşallah boşa gitmeyecek. Polisimizden de bu illeti temizlemek için işin peşini bırakmamasını istiyoruz. Uyuşturucu yaşı 13’e kadar düştü. Kardeşlerimizin uyuşturucu yüzünden ölmesine göz yummayacağız.” Bonzai yakarak seslerini duyurmaya çalıştıklarını belirten gençler, sözlerini şöyle bitirdi: “Hepimizin ailesi var, kardeşleri var. Tek düşüncemiz körpe gençlerimizi kurtarmak. Ölümle sonuçlanan olaylardan bıktık. Artık bir ölümü daha kaldıracak gücümüz yok.”
BURSA’DA 3 GENÇ DAHA YOĞUN BAKIMDA
Sokak aralarında 5-10 liraya satılan sentetik uyuşturucu bonzai, hayat karartmaya devam ediyor. Bursa’da, bonzai kullandığı iddia edilen 3 kişi hastaneye kaldırıldı. Yoğun bakımda tedavileri süren gençlerden 2’sinin hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi.
Osmangazi ilçesi Aktarhüssam Mahallesi Aydın Sokak’ta uyuşturucu kullandığı belirlenen S.S. (20) rahatsızlanınca çevredekilerin yardımıyla Bursa Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Hayati tehlikesinin bulunduğu belirtilen S.S. yoğun bakım servisinde tedavi altına alındı. Bursa Emniyet Müdürlüğü, S.S. hakkında ‘Kullanmak için uyuşturucu satın almak veya bulundurmak’ suçundan işlem yapıldığını duyurdu. Yıldırım ilçesi Şükraniye Mahallesi Kurtuluş Caddesi’nde de bonzai içtikten sonra fenalaşan T.A. (18), ihbar üzerine olay yerine gelen ambulansla hastaneye kaldırıldı. Yoğun bakıma alınan gencin durumunun ağır olduğu belirtildi. Yine Yıldırım Mehmet Akif Ersoy Mahallesi’nde fenalaşan S.Ç. (23), soluğu hastanede aldı. Polise ifade veren genç, “İki şişe içki aldım, boş bir arsada içtim, sonra bayılmışım. Gözümü hastanede açtım.” dedi. Bursa Emniyeti S.Ç. hakkında uyuşturucudan işlem yapıldığını açıkladı.