Milli Olmayan Ulusalcılar
Kalemine sağlık Tamer Abi. Ne güzel de tanımlamışsınız ‘sözde ulusalcı’ tipleri. Korkmaz bunlara “milli olmayan ulusalcılar” diyor. Ve hedefi tam on ikiden vuruyor. Onun bıraktığı yerden biz başlayalım ve oynanan bu kirli oyunu bir nebze daha deşifre etmeye çalışalım.
Bir kere bugün ulusalcı ayağına yatanların büyük miktarı yakın tarihe kadar, şimdilerde emperyalist diye tu kakaladıkları ülkelerin bir numaralı adamlarıydı.
Fotoğraf albümlerine şöyle hızlıca bir bakın. Pek çok karede mutlaka batıyla sarmaş dolaş pozlarını göreceksiniz. Ne
vakit ki can-ı gönülden bağlandıkları batılı ülkeler “Artık
Türkiye’de
darbe yok, sorunlarınızı demokrasiyle çözün” dediler, bizdeki ’milli olmayan ulusalcılar’ bir anda ‘AB – ABD’ düşmanı kesildiler.
Atatürk’ün muasır
medeniyet olarak batıyı gösterdiğini unutmakta hiç de güçlük çekmediler.
Bugün “millet,
bayrak, ulus” diye bağıranlardan diğer bir bölümü ise çok değil 15-20 sene öncesine kadar her bir araya gelişlerinde sosyalist enternasyonalı söyler, Marks’tan, Lenin’den, Mao’dan, Che’den,
Küba’dan,
SSCB’den,
Arnavutluk’tan ve Çin’den iç çekerek bahsederlerdi. Devletsiz, düzensiz, anarşik
toplum reklamı yapan, ‘Türk’üm demeyi faşistlik sayan bu gurup aklı evveller de dönüştü. Akşamdan sabaha Türkçü, Atatürkçü, ulusçu, ulusalcı oluverdiler.
Bunların sağcısı böyle, solcusu da böyle idi. Ama şartlar ve durum gereği üstlerdeki
yabancı bayraklı kıyafetlerin üzerine kamuflajlar çekildi.
Tek sebep ne biliyor musunuz?
Gerçekten vatansever, gerçekten milli, gerçekten inançlı milyonları aldatarak, kendi saflarına çekebilmek. Hiç değilse doğruyla-yanlışın yerini değiştirerek, bu milletin masum insanlarının kafasını karıştırmak. Ve sonuçta gerçeği anlatan seslere
kulak vermelerini engelleyebilmek.
Daha önce de söyledim, bir kere daha söylüyorum.
Kötüler
Anadolu insanına tarihte oynadıkları en büyük oyunu oynamağa başladılar. Eğer bu milleti, bu korkunç tuzağa düşürmeyi başarabilirlerse,
Çanakkale’de yapılamayan yapılacak ve bu son
karakol da düşürülecek. O takdirde sadece bu millet değil, kaderi Anadolu insanıyla eş yazılmış onlarca ülkenin halkları da müthiş bir hayal kırıklığını uğrayacak.
Allahım! Ne feci bir oyun, ne korkunç bir takiyye.
Bütün gözbağcılar sıraya girmiş, ellerindeki en güçlü sihirleri saçıyorlar ortaya. Bir ‘Musa’ lazım, bir de ‘Asa’ olup bitenin her karesiyle bir sihirden ibaret olduğunu anlatmaya. Ama hepsinden önce Allah’ın dilemesi gerekiyor. Ancak O’nun dilemesiyle bu kanlı kabus yerini aydınlık bir sabaha bırakacak. Öyle bir sabah ki, sihirbazların bile yüzünü ağartacak.