Evet oylarının
Türkiye'nin dünya devleti olması yolundaki engelleri kaldıracağını belirten Büyük, vatandaşlara, "12
Eylül günü,
umre için bile olsa
sandık başına gitmemek,
evet dememek büyük vebaldir." uyarısında bulunuyor.
Hocaefendi,
referanduma bir siyasi görüş veya ideoloji doğrultusunda bakmadıklarının da altını çiziyor.
Abdullah Büyük, aynı zamanda bir
12 Eylül mağduru.
Askerî yönetim tarafından gözaltına alınmış ve
Konya Dutlukır Askerî Cezaevi'nde yaklaşık 1 yıl kalmıştı. Ribat Eğitim Vakfı'nın kurucusu olan
Abdullah Büyük Hocaefendi, Zaman Gazetesi'ne referandum sürecini değerlendirdi. Kendisi referandumu bir değişim vesilesi olarak görüyor. "Değişim, referansı
Allah olan bir konudur. Kâinat her an değişmekte, yenilenmektedir. Kâinat değişirken, dünya değişirken değişime direnen, değişmeyen
toplum geri kalır. Değişim ve
gelişim, ikisi birlikte insanî, içtimaî, iktisadî ve kültürel... daha kaliteli bir hayatı netice verir." sözleriyle referanduma yüklediği anlamlara işaret ediyor. Ülkeyi yöneten insanların, insanlara böyle bir hayatı sağlayacak değişimi gerçekleştirmek için çalıştığını ve ortaya bir paket koyduğunu dile getirerek, "Bu değişiklik paketi ihtiyaçtan kaynaklanan bir konudur. Referanduma partisel, bölgesel, mevzii, hatta ırksal açıdan bakmak doğru değildir." diye sesleniyor. Türkiye açısından önemini de şu tespitlerle ortaya koyuyor: "Mevcut anayasanın prangalarından kurtulan Türkiye, dünya ekonomisinde, dünya siyasetinde söz sahibi olacak. Sadece Türkiye'nin değil, Ortadoğu'nun hatta bütün dünyanın geleceğini etkileyecek bir halkoylaması olacak. Türkiye'nin gelişmesine, insan hak ve özgürlükleri açısından uygar
ülkeler seviyesine yükselmesine, gelişmiş ülkelerdeki standartlarda bir demokrasiye kavuşmasına, hukukun kast sisteminden kurtarılmasına, nitekim ülke idaresinin askerî vesayetten kurtarılmasına
hizmet edeceği için bu anayasa değişikliği paketine 'evet' denilmeli."
Abdullah Büyük'e göre, bazı siyasî partiler ve
sivil toplum kuruluşlarının 'hayır' oyu kullanma çağrıları ise vicdani değil. "Bu değişiklik paketini incelediğiniz zaman, 'hayır' oyu kullanmanın bir mantığı, toplumun yararına bir gerekçesi olmadığı görülüyor." diyor.
Fethullah Gülen Hocaefendi'nin sözlerine katılıyorum
Abdullah Büyük, referandumun önemine dikkat çekerken, "Muhterem
Fethullah Gülen Hocaefendi'nin 'İmkan olsa mezardakilere bile oy kullandırılmalı.' sözlerine canı gönülden katılıyorum." diyor. Konya'da kurulmasına önderlik ettiği Ribat Eğitim Vakfı ile hayır hizmetlerine koşturan Abdullah Büyük Hocaefendi, 1970'li yıllarda imam hatip olarak başladığı meslek hayatında vaizlik ve
müftü yardımcılığı görevlerinde bulundu. 12 Eylül 1980'de yapılan askeri darbeyle
Diyanet İşleri Başkanlığı'ndaki görevinden ayrıldı. Askeri yönetim tarafından gözaltına alınıp hapse atılan ve yaklaşık 1 sene cezaevinde kalan Hocaefendi, hapisten çıktığı 1982 yılından itibaren kendini iman hizmetlerine vakfetti. İnsana yönelik hizmet yatırımlarını 'önce insan sonra kurum' prensibiyle yürüttü. Bu çerçevede ailenin korunmasına ve yüceltilmesine yönelik derneklerin kuruluşuna önderlik etti. Halen Konya'da yaşayan Büyük, fikir ve düşüncelerini yazdığı kitaplar, Ribat dergisi ve
gazete makaleleri aracılığıyla kamuoyuyla paylaşıyor.