Yücel bu ses kaydında
Başbakan Recep tayip Erdoğan ve AKP'ye yönelik sert ve ağır eleştirilerde bulunurken '
İntikam timi'nden bahsediyor.
Umur Talu için "kanı bozuk" diyen Yücel,
Cengiz Çandar için ise çok daha ağır ifadeler kullanılıyor. İşte o ses kaydında ismi geçen Umur Talu'dan bugün
cevap geldi. Talu "Kancı ZAT" olarak tanımladığı
Albay Yücel'i sert bir dille eleştirdi. Talu başına bir iş gelmesi durumunda savcıların "kancı ZAT"ın söyledikleri konusunda harekete geçmeleri gerektiğini belirtti.
Kancı ZAT!
Bu "dinleme" meselesi iğrenç.
Ama yeri geliyor ki, "dinlenen" de bin beter.
Beni adımla ilgilendiren bir "dinleme kaydı" nda bir "ZAT" konuşuyor.
Rütbeli. Albay.
Ele geçirilen kimi silahlarla, sorgulanan, gözaltına alınan, tutuklanan kimileriyle bağlantılı olduğu iddia edilen bir birimde
komutan. "
Türkiye tahlilleri" yapıyor.
Üslup "gizli
teşkilat" dili.
Yeri geliyor, "o... çocukları gibi bir sürü yazarlar" diyor.
Derken, adımı anıyor.
"Kanı bozuk" diyor.
İşte milletin kaynaklarıyla onca tahsil, eğitim, askeri
terbiye filan...
Sonunda aklının, fikrinin, dilinin varabildiği bu.
Lafı "kan"a getirdi mi, her şeyi anladığını, açıkladığını, kendisini, herhalde alt rütbede oldukları için sessizce dinleyenlere onaylattığını sanıyor.
İşin kötüsü, "Kancı ZAT" kendini "solcu" zannediyor galiba.
Çünkü "Sol düşüncenin tamamen ortadan kaldırılması" ndan filan da bahsediyor.
Çünkü babam kaldırdıydı, çünkü
darbeleriniz ezmedi "Sol düşünce"yi!
İşin daha kötüsü, "Sağda Solda" birileri de "kancılar"ı "solcu" zannediyor.
Basbayağı bir faşizan zihniyete "Sol"dan göz kırpıyor.
İşin vahimi, "Kancı ZAT" beni de "Liberal" zannediyor.
İşin daha vahimi, kendisi gibi olmayan, farklı düşünen, farklı konuşan herkesi "kanı bozuk, ahlaksız" biliyor.
İşin en vahimi, bu kafayla
kurmay oluyor, komutan oluyor, asker idare ediyor, toplayıp onlara bu fikirleri emrediyor!
İşin acısı, kendini cumhuriyetçi zannediyor.
İşin en acısı, "muhtemelen Mustafa Kemal'in okuduğu tek kitabı bile okumadan", her şeyi bildiğini, cumhuriyetin ne olduğunu kavradığını zannediyor.
İşin daha acısı, cumhuriyetçiliği özünde faşizan, ırkçı, tahakkümcü bir hikâye sanarak bir ömür geçiriyor.
Bana "kancı" öfkesinin muhtemelen en büyük sebebi, sadece
Ergenekon, darbe,
darbeci eleştirilerim değil;
Orduda
adalet, hakkaniyet, insanlık, vicdan, hukuk, haysiyete saygı, aşağıdakileri aşağılamama, astları ezmeme gibi meselelerim olduğu için de...
Bu meselesi olan onbinlerce profesyonel askerin, ordunun en az yüzde 80'inin duygularını, kısık seslerini, içlerindeki fırtınayı dile getirdiğim için de...
"Kanı bozuk" diyor bana "Kancı ZAT".
Çünkü rütbesiyle üstün ya, "kanca" da üstün olduğu iddiasında olmalı.
Her şeyi kana bağlamalı.
Rütbesiyle ezebildiği gibi, üniformasıyla kendini halkın her kesiminin üstünde görebildiği gibi, bir de "kan" olmalı.
Şeytan diyor ki...
Bir gün tam da istedikleri gibi "kan"ı konuş böyleleriyle.
Şöyle bir
ağaç, yüzlerce yıl ötesi, kökler vesaire.
Sonra yırt, at...
Bunun ne önemi var ki ulan kancı!.. de.
İşin tuhafı bu "kancılar"ın varlığı karşısında, vicdani, insani, askeri yüreği ve aklı bambaşka olgunlukta olan her kademeden onca asker de susuyor, susuyor, susuyor!
Cumhuriyetin (
demokrasi ve hukuk devletinin de) kancılarla ne işi olabilir halbuki!
Neyse...
Başıma bir iş gelirse...
Savcılar, "Kancı ZAT"ın söylediklerini de dikkate alsın!
UMUR TALU - SABAH