Psikolog Tülay Kök, ünlülerin uyuşturucu kullanmasıyla ilgili olarak, "Sahip oldukları her şey dış dünyaya aittir. Ruhsal olarak son derece cılızdırlar. Manevi hazlar yaşamak isterler ama bunu nasıl yapacaklarını bilmezler. Çünkü temelden gelen ve tutunabilecekleri bir inanç sistemleri yoktur" dedi.

Son zamanlarda Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne bağlı Narkotik Büro Amirliği ekiplerinin yaptığı operasyonda, başta Kenan İmirzalıoğlu, Hakan Yılmaz, Engin Günaydın olmak üzere çok sayıda ünlünün uyuşturucu kullandığının ortaya çıkması yeni tartışmaları beraberinde getirdi. 

Psikolog Tülay Kök, ünlülerin maddi dünyadaki hedeflerine ulaştığından bir noktaya geldikten sonra tıkanmışlık duygusu yaşadığını belirterek, "Sadece ulaşılan maddi hedefler değil, bir noktadan sonra elde edilen hazlar da kendini tekrar etmeye başlar. Kendini tekrar edip duran bir hayat içinde kişi bir süre sonra sıkışmışlık ve tıkanmışlık duygusunu aşamaz. Maddi dünyadaki büyüme bir yerde durur ve bu noktadan sonra kişi, manevi hayatta ilerleme gösteremiyor ve ruhsal yönden hayatını ileriye taşıyamıyorsa elindekileri baltalamaya başlar" dedi. Kök, manevi duygulardan ve sağlam bir inanç sisteminden yoksun olan kişilerin, yaşadığı hazzı daha yoğun hissetmesini sağlayacak arayışlara gireceğine dikkat çekerek şunları kaydetti:

"Uyuşturucu ve alkol gibi bağımlılık yapıcı maddeler bu kişilerin hayatlarına daha fazlasını verme umuduyla girerler. Ancak kişi bu davranışıyla hayatını genişletmeye çalışırken farkında olmadan hayatını baltalamaya başlamıştır."

Kök, ünlülerin her şeye sahipken neden uyuşturucu kullanmaya başladıklarını anlatarak, "Sahip oldukları her şey dış dünyaya aittir. Ruhsal olarak son derece cılızdırlar. Manevi hazlar yaşamak isterler ama bunu nasıl yapacaklarını bilmezler. Çünkü temelden gelen ve tutunabilecekleri bir inanç sistemleri yoktur" diye konuştu.

Rol model olan ünlülerin gençlere kötü örnek olup olmamasında ailelerin önemine değinen Kök, şöyle devam etti:

"Burada çocuk yetiştiren anne babalara büyük görev düşüyor. 'Başarı' tanımını çok doğru yapmalıyız. Maalesef günümüzün başarı anlayışı insanların ne kadar çok şey sahip olduğu ve ne kadar çok şey elde ettiği üzerine kurulu. Oysaki ruhsal olarak huzur içinde hissetmek, dengeli bir yaşam sürebilmek, sahip olduklarımıza şükredip elimizdekilerle yetinebilmek ve duracağımız yeri bilmek de çocuklara verilmesi gereken sağlam değerler."

İHA