Türkiye Büyük
Millet Meclisi (
TBMM) İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Zafer Üskül, ''
Anayasa taslağında
türban olduğunu kim söylüyor? Bitmemiş bir çalışmanın yorumu olur mu? Bir hafta ya da 10 gün daha sabredin, bu
taslak tüm yönleriyle tartışılacak'' dedi.
Prof. Dr. Üskül,
seçim bölgesi Mersin'de,
AK Parti il teşkilatında düzenlediği basın toplantısında, başkanlığına seçildiği TBMM İnsan Hakları İnceleme
Komisyonunun görevleri ve neler yapacakları konusunda bilgi verirken, gazetecilerin sorusu üzerine Anayasa taslağı çalışmalarına da değindi.
Türkiye'nin bir anayasaya ihtiyacı olduğunu kaydeden Üskül, ''AK Parti'nin Anayasa taslağı henüz tamamlanmadı, dolayısıyla tamamlanmamış bir metin konusunda içerikle ilgili bilgi vermem söz konusu değil. Ancak 'kapalı kapılar arkasında anayasa yapıyorlar'
eleştirilerini de haksız buluyorum'' dedi.
Üskül, eleştiri getirenlerin bir bölümünün ''AK Parti'nin kendi Anayasasını yazdığı'' iddiasında bulunduklarını belirterek, şöyle konuştu:
''Biz Türkiye'nin Anayasa taslağının hazırlığı içerisindeyiz. Benim yakından tanıdığım arkadaşlarımdan bir bölümü de şu anda Türkiye
Barolar Birliği için Anayasa taslağı hazırlıyor, bunun içeriğini kim biliyor? Haberiniz var mı? Bitmemiş bir şey hakkında bilgi verilir mi? Bunları bazıları anlamamakta ısrar ediyor.''
-TÜRBAN KONUSU-
Prof. Dr. Zafer Üskül, Anayasa taslağında eğitim kurumlarında türbanın serbest kalacağı hükmünün yer aldığına ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
''Anayasa taslağında türban olduğunu kim söylüyor? Bitmemiş bir çalışmanın yorumu olur mu?
Üniversite rektörleri de eleştirme yerine nasıl bir Anayasa istediklerini ortaya koysunlar. Bunu neden yapmıyorlar? Bu çalışmayı bütün kurumlardan bekliyoruz. Bir hafta ya da 10 gün daha sabretsinler, bu taslak kamuoyu ile paylaşılacaktır. Sürenin uzaması bizim titizliğimizi gösteriyor.
AK Parti, kendi Anayasasını hazırlama kaygısı içinde değildir. AK Parti 12
Eylül askeri cuntanın yaptığı Anayasa yerine Türkiye için yeni bir Anayasa yapma gayreti içindedir. Bizim açıklayacağımız metin, bir taslak metin olacaktır.''
Üskül, bir gazetecinin ''Siz Anayasa taslağında üniversitelerde türbanın serbest bırakılmasından yana mısınız?' şeklindeki sorusu üzerine, ''Bu Anayasa benim anayasam değil, bu nedenle çoğunluğun kabul ettiği ortak noktada birleşilecek'' diye konuştu.
-KURUCU MECLİS TARTIŞMASI-
Prof. Dr. Zafer Üskül, TBMM'nin kurucu meclis olmadığı, bu nedenle Anayasa yapamayacağı yönündeki iddialara dikkati çekerek, şunları kaydetti:
''Atatürk'ün ikinci meclisi kurucu meclis miydi? Öyle mi seçildi? 1924 Anayasası hangi meclis tarafından yapıldı? Yasama organı olarak seçilmiş ikinci meclis tarafından yapıldı, neden şimdi yapamıyor? Yani TBMM yeni bir Anayasa yapma yetkisine sahip değilse kim sahip, bunu açıkça söylesinler. Halkın temsilcileri ileride halkın oyuna sunulacak bir Anayasayı yapamayacaklarsa kim yapacak? 1961 ve 1982'de olduğu gibi darbelerin ardından mı yapılacak?
Hayır bunu kimse istemiyor. Bu meclis, 4 tane siyasi partinin grup sahibi olduğu, 7 siyasi partinin temsil edildiği bir meclis. Ancak geçen dönem için aynı şeyi söyleyemezdim, çünkü oyların yüzde 46'sı meclise yansımamıştı. Bugün oyların yüzde 85'i mecliste temsil edilmektedir.''
Üskül,
Anayasa Mahkemesi kararının da
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (
AİHM) kararının da bağlayıcı olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
''Ancak AİHM'nin türban konusunda verdiği karar, istendiği gibi yorumlanmıştır. Biz vatandaşlarımıza AİHM'ye başvurma hakkı tanımışız, kararları da bağlayıcıdır. Ancak içeride verilen kararların bağlayıcılığı ile AİHM'nin kararının bağlayıcılığı birbirinden farklıdır.''
-YENİ ANAYASADA NELER OLACAK?-
Prof. Dr. Üskül,
yeni Anayasada her şeyin bireyden hareketle olacağını ifade ederek, ''Oysa eskiden öyle değildi. Eskiden önc
e devlet, sonra yer kalırsa vatandaş gelirdi. Bu tersine çevrilecek'' diye konuştu.
Yeni Anayasanın getirdiği özgürlüklerin günlük yaşamda hissedilebileceğini belirten Üskül, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Örneğin, bizim halkımız bazen devlet dairelerine gittiğinde iyi karşılanmayabiliyor. Böyle durumlarda birey hakkını arayabilecek. Şimdi de arıyor, ancak hak aramanın sınırları genişletilecek. Devlet memuru izin alınmadan da yargılanabilecek, eskisi kadar korunmayacak. Anayasa bunları yazmaz, ilkesini koyar.''
Yaşlının, kadının, engellinin haklarının daha geniş kapsamlı şekilde aranacağını belirten Üskül, şunları söyledi:
''Örneğin, engelli bir çocuğu olan anne
baba, 'Biz öldüğümüzde bu çocuğa ne olacak?' diye kaygılanmayacak, bunların hepsi güvence altına alınacak.
Anne baba öldüğünde çocuklarına devlet bakacak. Vatandaşlarımız yarına güvenle bakacak, 'Ben yarın ne olacağım?' kaygısı yaşamayacak.''
AA