İhalelere Cem
Uzan adına değil, Rothschild ailesi adına giriyordum.” Bu
itiraf,
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (
TMSF) Uzan ailesinin mallarını
satışa çıkardığı
ihalelerle adını duyuran
avukat Yağız Ali Dağlı’ya ait. Uzan’ların
Skorsky helikopteri, Frequency adlı yatı ve Petrus şaraplarını alarak dikkatleri üzerine çeken Dağlı, “Kim bu avukat?” sorusunu uzun süre cevapsız bıraktı. İhalelere kimin adına girdiği sorusu uzun süre zihinleri meşgul ederken medya onun için ‘gizemli avukat’ yakıştırmasını uygun buldu.
Hâlbuki Dağlı ismi
Türkiye’nin gündeminden hiç düşmemişti. Sultan
Abdülhamit, Dağlı’nın büyük eniştesi. Anneannesi Tasvire M. Şavlı, Sultan Abdülhamit’in 4. karısı Behice Sultan’la kız kardeş. Dedesi Ali Şükrü Şavlı,
CHP Sinop milletvekilliği ve
Sağlık Bakanlığı yapmış bir isim. Döneminin ünlü çocuk hekimlerinden Şavlı, İsmet
İnönü ve Celal Bayar’ın çocuklarının da doktoruydu. Babası Avukat Mustafa Hazım Dağlı ise
Alparslan Türkeş’in yakın dostlarındandı. Türkeş ve 15 Türk subayı, 1947 yılında ABD Kara
Harp Akademisi ve Piyade Okulu’nda iki yıl eğitim görmüştü. Dönüşte aynı gemide
seyahat eden Türk genci Mustafa Hazım’la
arkadaş olan Türkeş, vefasını 11 yıl sonra gösterdi. Dağlı, 27
Mayıs darbesinin ardından göreve başlayan Temsilciler Meclisi’ne Cumhuriyetçi Köylü
Millet Partisi (CKMP) saflarından katıldı. Daha sonra Türkeş’in genel
başkanlık yaptığı partinin üyesi olan Dağlı, 1961 Anayasası’nı hazırlayan komisyonda çalıştı. 1965’te
Suat Hayri Ürgüplü kabinesinde
Milli Savunma Bakanlığı yaptı. 1969 seçimlerinde Adalet Partisi Çankırı milletvekilliğine seçildi.
“İSTEDİĞİNİ İPTEN ALIR İSTEDİĞİNİ İPE GÖTÜRÜR”
Oğlu Yağız Ali de yıllar sonra Türkeş’in vefasına nail oldu. Başbuğ’un son dönemlerinde MHP
İstanbul İl Başkanı Yardımcılığı yaptı. Hukuk fakültesini bitirmesine rağmen uzun yıllar ticaretle uğraştı. 47 yaşından sonra avukatlığa başladı. Ünlü
hukukçu Prof. Dr. Uğur Alacakaptan’la ortak D&D hukuk
bürosunu kurdu.
Tansu Çiller, Nail Keçili ve Rauf Tamer gibi isimlerin avukatlığını yaptı. Ordinaryüs Prof. Sulhi Dönmezer’le birlikte
Ceza Hukuku Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı. 15 yıllık avukatlığının sonunda Ceza Hukuku’nun duayenlerinden Prof. Dr. Erdener Yurtcan’ın yakın çevresine “İstediğini ipten alır, istediğini ipe götürür.” diye tanıttığı biri haline geldi.
Galatasaray Lisesi mezunu ve iyi bir
Fransız ekolü temsilcisi olan 62 yaşındaki Dağlı, en son Büyük
Kulüp (Cercle d’Orient) başkan adaylığı ile gündeme geldi. Kamuoyunda ‘hükümetler yıkıp hükümetler kuran patronlar kulübü’ olarak bilinen Büyük Kulüp’ün 34 yıllık üyesi olan Dağlı, bünyesinde başbakanlar, bakanlar, genelkurmay başkanları, üst düzey bürokratlar ve işadamları barındıran Türkiye’nin en eski derneğinin başkanlığı için eski müvekkiliyle yarıştı. Büyük Kulüp Başkanı Duran Akbulut, Türkbank ihalesine fesat karıştırma iddiasıyla
Korkmaz Yiğit ve
Erol Evcil gibi isimlerle beraber yargılanırken avukatlığını Dağlı yapmıştı. Müvekkilini bu davada
beraat ettiren Dağlı, Raif Dinçkök’ten sonra en uzun süre görev yapan 10 yıllık Büyük Kulüp Başkanı Akbulut’u deviremedi.
“CEM UZAN HALA BANA KIZIYOR”
Listesinde eski
Kara Kuvvetleri Komutanı
emekli Orgeneral Aytaç Yalman, Oyak
Bank Yönetim Kurulu BaşkanVekili Mehmet Özdeniz, Yeditepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Serpil, ortağı Prof. Dr. Uğur Alacakaptan, eski Türkiye Genç İşadamları Derneği Başkanı Murat Bekdik ve Celal Bayar’ın torunu Prof. Dr. Akile Gürsoy gibi isimleri bulundurmasına rağmen rakiplerinin ‘Bu adam
mafya avukatı değil miydi?’, ‘
Cem Uzan’ın avukatı olmadığını ispatlamak zorunda’ gibi çıkışlarına muhatap oldu. İtirazlara karşı “Uzan’ın avukatı değilim; ama eğer vekâlet verseydi olurdum.” şeklinde bir duruş sergileyen Dağlı, “Ben hukuku Dönmezer’den öğrenmiş bir avukat olarak,
savunma hakkı olan herkesi savunurum. Bana bu yüzden oy vermeyeceklerse vermesinler.” restini çekti. Kongrede gülen taraf, Dağlı’nın “Benim 40 yıllık ağabeyim.” dediği mevcut Başkan Akbulut oldu.
Bu sonuç, ünlü avukatın son zamanlarda yaşadığı tek kâbus değildi. TMSF ihaleleriyle ilgili kendisi hakkında çıkan yorumlardan çok etkilenmiş. Hayatının çok değiştiğini söyleyen Dağlı, “İki, ikibuçuk ay karanlıklar içinde yaşadım. Ağır depresyon geçirdim.” diyor. Söylentilerin aksine Cem Uzan’la şu an kavgalı olduğunu ifade ediyor. Mallarını aldığı için Uzan’ın kendisine kızgın olduğunu söyleyen Dağlı, “Bazen mahkemelerde karşılaştığımız oluyor ve bana ‘Hepsini ödeteceğim sana. Onları tek tek geri alacağım elinden.’ diye bağırıyor.” diyor.
Galatasaray Lisesi’nden
sınıf arkadaşı Erol Aksoy’un şaraplarını da alan Dağlı, o dönemin perde arkasını anlattı. Batık bankacıların birbirinden ünlü eşyaları ve malları için
bayrak kaldırdığı grup ‘Dünyanın Gizli Seçkinleri’ Rothschild ailesiydi. Dağlı, Rothschild’lerle tanışmasını şöyle anlatıyor: “Biz büro olarak yurtdışındaki hukukla ilgili birtakım yerlere ilânlarımızı veririz. Özelleştirme ve şirket evlilikleriyle ilgilendiğimizi duyururuz böylece. Birtakım
yabancı bankaların daha önce avukatlığını yaptım. Hâlâ da yapıyorum. O şekilde geliyor bana bu ihaleler. İngiltere’den bir faksla, böyle bir ihale var, bizim için katılır mısınız diye müracaat ettiler. Böyle başladık.”
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun Uzan Grubu’na ait Airwaves ve Frequency isimli yatların sahipliği konusunda Cayman adalarında açtığı davayı kazanması, gözleri daha önce ihaleyi kazanan Avukat Yağız Ali Dağlı’ya çevirdi. İhaleye arkasında Rothschild’lerin bulunduğu Finesse Management adlı şirketle giren Dağlı, Cem Uzan’ın Frequency isimli yatını 32 trilyona aldı. Ancak gemi sicilinin kayıtlı olduğu Cayman adalarındaki bir anlaşmazlık nedeniyle sorunun büyüdüğünü öne sürüyor. Yat, Cayman Adası’nda Wistecia Bay adlı bir şirket üzerine kayıtlıydı. Ünlü avukat, Abdullah el Ayet adlı bir Ürdünlünün satıştan önce ortaya çıkıp, şirketin kendisine 56 milyon dolar borçlu olduğunu söyleyerek
tedbir koydurduğunu belirtiyor. Ancak avukata göre normal olmayan bir şey vardı:
Borç 4 yıl önce verilmiş gibi görünüyordu ve borcun verildiği gün ipotek konulması gerekirken ihaleden önce koydurulmuştu. Dağlı, bu noktada açıkça söylemese de borç
sözleşmesinin sahte olduğu konusunda şüpheler taşıyor.
Kemal Uzan ve Hakan Uzan’ın Ürdün’de saklandığı iddiaları da şüpheleri artırıyor.
UZANLARIN HELİKOPTERİ ROTHSHILD AİLESİNDE
Avukat Dağlı’nın bir başka iddiası ise Rothschild ailesinin, yatı
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e
hediye etmek için satın aldığı şeklinde. Ama, Rusya’da “oligarklar” olarak bilinen yasadışı yollardan zengin olmuş işadamlarına savaş açan Putin’e bu şekilde
jest yapmak isteyen Rothschild ailesi bu amacına şimdilik ulaşamadı. Dağlı, Uzanlara ait Skorsky helikopterin ise şu an Rothschild’de olduğunu dile getiriyor.
İhaleden sonra TMSF ile bir sözleşme yaptığını söyleyen Dağlı, anlaşmanın ayrıntılarını şöyle anlatıyor: “Sözleşmeye göre ben TMSF’ye satış işleminin karşılığı olarak 23 milyon dolar para verecektim. Bu parayı müşterek bir hesapta tutacaktık. Cayman adasındaki anlaşmazlığı 29 Haziran 2005’e kadar çözmeleri halinde parayı TMSF alacak, çözememeleri halinde yasal faizleriyle birlikte para bize geçecekti. Şirketin haklarını korumak adına böyle bir sözleşme yaptım. Anlaşmazlık çözülemedi. Para faizleriyle birlikte 30 milyon doları buluyordu. Sözleşme gereği avukatlık ücreti olarak 174 bin dolarını ben aldım. Ama aradaki bazı komisyoncular beni karşı tarafa yanlış tanıttı. Bunun üzerine Rothschild, paranın 41 bin dolarını geri aldı. Kendisiyle hiç konuşmadım ve tanışmadım. Ama yapılan muamele yüzünden ona olan saygımı yitirdim.”
AKSİYON