Başbakan Erdoğan
Uzanların talebini ciddiye alıp Başbaşbakanlıkta bir toplantı yapılmasını sağladı. İşte bu toplantının perde arkasını
Vatan Gazetesi
Ankara temsilcisi Bilal Çetin yazdı.
İşte Bilal Çetin'in yazısı
Cem Uzan, Başbakan’a mektup göndererek uluslararası tahkimde süren Libananco davasının Türkiye aleyhine geliştiğini ima edip topyekün uzlaşma ve mahsuplaşma istedi. Başbakan’ın talimatıyla Başbakan Yardımcısı Çiçek, Maliye Bakanı Unakıtan, Enerji Bakanı Güler ve TMSF Başkanı Ertürk, Uzan’la buluştu. Maliye ve TMSF toplantıya Emin Şirin ile giren Uzan’a 25 milyar dolara yakın ödenmemiş bir borç çıkardı. Toplantı sonuçsuz bitti
İki hafta önce Başbakanlık’ta Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla çok önemli, çok kritik bir toplantı yapıldı.
Masanın başında Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, iki yanında Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile Enerji Bakanı Hilmi Güler ve TMSF (Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu) Başkanı Ahmet Ertürk...
Karşı tarafta ise Cem Uzan ile İstanbul eski Milletvekili Emin Şirin...
Konu malum Uzan Ailesi’nin borçları... Cem Uzan bir süre önce Başbakan Tayyip Erdoğan’a yeni bir mektup yazmış. Özetle şunu söylüyor:
“İmar Bankası’ndan kaynaklandığı öne sürülen borcumuz satılan malvarlıklarımızla şimdiye kadar fazlasıyla ödenmiştir. El konulan bazı varlıklarımızın hâlâ tarafımıza verilmemiş olması haksız ve hukuksuzdur...”
Cem Uzan, ayrıca Güney Kıbrıs menşeli Libananco firmasının Çukurova Elektrik konusunda uluslararası tahkim mahkemesine açtığı davanın Türkiye Cumhuriyeti’nin aleyhinde gelişmekte olduğunu ima ediyor ve topyekün bir uzlaşma, mahsuplaşma öneriyor.
Bu, Cem Uzan’ın Başbakan’a yazdığı ilk mektup değil. Ancak bu kez Erdoğan konuyu ciddiye alıyor. Durumu inceleyip bir haksızlık, hukuksuzluk olup olmadığını araştırması için Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’i görevlendiriyor.
Çiçek, Uzan’a randevu veriyor. Bu arada konuyla ilgileri gereğince de Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve Enerji Bakanı Hilmi Güler ile TMSF Başkanı Ahmet Ertürk’ün bu görüşmede hazır bulunmalarını istiyor.
‘Borçlar ödendi’ iddiası
Çünkü, Uzan, satılan varlıkları ile devlete olan borçlarının tümüyle ödendiğini iddia ediyor, ÇEAŞ ve Kepez Elektrik dahil kalan diğer mallarının iade edilmesini talep ediyor. Borcun ödenip ödenmediğini bilen iki kurum var; Maliye Bakanlığı ile TMSF. ÇEAŞ ve Kepez Elektrik konusu ise Enerji Bakanlığı’nın işi... Toplantıda Cem Uzan iddialarını dile getirdikten sonra Maliye Bakanı Kemal Unakıtan söz alıyor:
“Sizin kalan vergi borcunuzun toplamı vergi aslı ve cezaları ile birlikte 6 milyar TL. Ki bu borç mahkeme kararlarıyla kesinleşmiş durumdadır...”
TMSF Başkanı Ahmet Ertürk de kendi alacaklarının 21 milyar dolar civarında olduğunu söylüyor.
Gerçi İmar Bankası’na el konduğunda açık 6 milyar dolar civarındaydı ama bu borç kat faizleri, gecikme cezaları ve bugüne kadar işleyen normal faizlerle her yıl katlanarak artmış durumda. (Bu sadece İmar Bankası’na mahsus da değil. Çok örneği var. Bütün batık banka borçları birkaç ay içinde ilk bilançoda görülenin üç-beş katına çıkabiliyor.)
Bu durumda Cem Uzan’ın “Bugüne kadar satılan mallarımızdan 7 milyar dolar elde edildi, bizim borcumuz fazlasıyla ödendi” iddiası havada kalıyor. Dolayısıyla bir uzlaşma, mahsuplaşma yapılabilmesi mümkün değil. Çünkü Maliye ve TMSF’nin hesaplarına göre kalan borç 25 milyar dolara yakın...
Son kozu masaya koyuyor
Ancak Uzan’ın bir son kozu daha var. Toplantıda onu da ima ediyor: Libananco’nun Dünya Bankası nezdindeki uluslararası tahkim mahkemesinde (ICSID) açtığı dava. Bu davanın Türkiye’nin aleyhine sonuçlanmasının kuvvetle muhtemel olduğunu ifade ederek, ÇEAŞ ve Kepez’in kendilerine iade edilmesi halinde, davanın geri çekilebileceğini ve Türkiye’nin de 12 milyar doları aşan bir tutarda tazminat ödemek zorunda kalmayacağını iddia ediyor. TMSF Başkanı Ahmet Ertürk ve Enerji Bakanı Hilmi Güler bu konuya da açıklık getiriyorlar. Söyledikleri şöyle özetlenebilir:
ÇEAŞ ve Kepez’e TMSF tarafından el konulmuş değil. Bu şirketlerde Uzanlar’ın imtiyaz hakkı vardı. Ancak tüm uyarılara rağmen yürürlükteki yasal mevzuata ve imtiyaz sözleşmesinin açık hükümlerine uyulmadığı için imtiyaz sözleşmeleri feshedildi. Toplantı Uzanlar açısından sonuçsuz tamamlanıyor. Ancak, tahkim davası ile ilgili durum biraz karışık. Uzan cephesinin Türkiye’nin bu davayı kaybedeceğine inancı tam. Dolayısıyla Hazine, en az 12 milyar dolarlık bir zarara uğrayacak.
Enerji Bakanlığı ise aksini düşünüyor.
Fakat, Enerji Bakanlığı’nın bu dava için anlaştığı Aydın Coşar hukuk firmasının, bu tür davalar konusunda uluslararası şöhreti olan Libananco’nun avukatlık firmalarını alt edip edemeyeceği üzerinde, konuyu yakından izleyen kamu görevlilerinin kafasında ciddi soru işaretleri var. Çünkü bugüne kadarki dava sürecinde Aydın Coşar firmasının bazı ciddi hatalar yaptığı iddiaları Başbakan Erdoğan’a kadar iletilmiş durumda.
Örneğin tahkim mahkemesi ICSID, davacının tezlerine karşı Türkiye’nin argümanlarını ve son savunmasını en geç 12 Nisan 2008 gününe kadar sunmasına karar vermişti. Bu savunma süresi içinde yapılamadı ve mahkeme 1 Mayıs’ta Türkiye’ye 21 Eylül 2008’e kadar ek süre verdi. Türkiye savunmasını bu ek sürede yetiştirebildi. Bu gelişmenin Türkiye’nin elini zayıflatıcı bir faktör olduğu ileri sürülüyor.
Enerji Bakanlığı ise aksini iddia ediyor.
Fakat bu nokta oldukça kritik. Zaten Cem Uzan’ın bütün umudu da bu 12 milyar dolarlık yaptırım...
*****
Dava 2 yıl önce açıldı Libananco Türkiye’den 11.9 milyar dolar istiyor
TÜRKİYE aleyhine açılmış enerji davalarının başında, kanunun emrettiği işlemleri yerine getirmediği gerekçesiyle imtiyaz sözleşmesi iptal edilen Uzan Grubu’na ait Çukurova Elektrik ve Kepez’de hissesi olduğunu öne süren Güney Kıbrıslı Libananco şirketinin istediği ’yüklü’ tazminat başı çekiyor.
Uzan Grubu ile ilişkili olan şirket, 18 Aralık 2006 tarihinde Uluslararası Yatırım Uyuşmazlıkları Çözüm Merkezi’ne başvurdu ve “Çukurova Elektrik ile Kepez Elektrik’in yüzde 65’lik hissesi benim elimde. İmtiyaz sözleşmesinin iptali ve şirketlerin tüm malvarlığının Enerji Bakanlığı’na devri ile büyük zarar ettim. Zararımın tazminini istiyorum” diye ortaya çıktı. Libananco tahmini zararını 11.9 milyar dolar olarak ortaya koydu. Libananco, söz konusu hisselere Çukurova ve Kepez’e el konulmadan 2 yıl önce sahip olduğunu iddia ediyor. Libananco’nun yapısına bakınca yönetim kurulundaki 3 kişiden ikisinin Kıbrıs Rum Kesimi vatandaşı olduğu dikkati çekiyor. Üçüncü kişi ise Cem Uzan’a yakınlığı ile bilinen Ali Cenk Türkkan. Ancak Kıbrıs Rum Kesimi ticaret kanunları, şirketin kimliğini belirlerken hisselerin ağırlıklı olarak kimde olduğuna değil yönetimdeki ağırlığa bakıyor.
Üç hakimden ikisi ne derse o olacak
ULUSLARARASI Yatırım Uyuşmazlıkları Çözüm Merkezi, Dünya Bankası nezdinde bir kuruluş ve Libananco’nun başvurusu kabul edilerek dava görüşülmeye başlandı. Son olarak geçen Eylül’de 3 kişiden oluşan Mahkeme Heyeti, taraflardan savunmalarını istemişti. Mahkeme Heyeti Michael Hwang, Henri Alvarez ve Franklin Berman adlı üç hakemden oluşuyor. Bu hakemlerden birini davacı Libananco, birini davalı Türkiye Cumhuriyeti Enerji Bakanlığı tayin ettirdi. Üçüncü isim bağımsız. Heyette 2 kişinin oyu belirleyici olacak. Yani karar 2’ye karşı 1 oyla çıkacak.
Türkiye Cumhuriyeti, 24 Haziran 2008’de hakem heyetinin yetkisine ve davanın kabul edilebilirliğine itiraz etmişti. Ancak reddedildi. Libananco davada iddiasını ortaya koydu ve hisselerini de gösterdi. Türkiye de savunmasını gecikmeli de olsa yaptı.
Türkiye’yi bu davada Coşar Hukuk Bürosu temsil ediyor. Uluslararası üne sahip, Türkiye’yi Motorola davasında mahkum ettiren Freshfields Hukuk Bürosu da Türk tarafını savunuyor. Davanın en geç Haziran 2009’da bitebileceği tahmin ediliyor. Davanın seyri ile ilgili bilgi alınamazken, Uzan tarafı avukatları sürekli davanın kendi lehlerine geliştiğine dair açıklamalar yapıyorlar. Şayet dava Türkiye’nin aleyhine sonuçlanırsa, Türkiye’nin belirlenecek tazminat tutarını ödememe gibi bir opsiyonu kesinlikle yok. Gerekirse Merkez Bankası’nın yurtdışı muhabir bankalardaki hesaplarına dahi el konulabiliyor.
BİLAL ÇETİN - VATAN