Hürriyet Gazetesi yazarı Prof. Dr.
Mikdat Kadıoğlu 16
Kasım Pazartesi günü yayınlanan yazısında
domuz gribi ile ilgili önemli uyarılarda bulundu.
İşte Kadıoğlu'nun o yazısı:
''Domuz ya da klasik gribin belli
hava sıcaklığı ve bağıl nem miktarında yayılabildiğini biliyor musunuz?
Eğer bunu biliyorsanız gün be gün değişen hava şartlarıyla beraber hangi şehirlerimizde grip vakalarının artıp artmayacağını da tahmin edebilirsiniz. Belki de tatilinizi gribe uygun olmayan hava şartlarının bulunduğu yerlerde yapmak istersiniz!
“
Grip” ya da “enfluenza”, bilindiği gibi
Kuzey Yarımküre'de en çok kasımdan mart ayına kadar geçen
soğuk dönemde görülür. Gerçekte enfluenza, kelimesi İtalyanca “influenza” kelimesinden türetilmiştir. Manası “kış
mevsiminin hastalıklara etkisi” şeklindedir. Tipik olarak tüm dünyada her yıl 3-5 milyon grip vakası görülmekte ve bundan dolayı yarım milyon kişi ölmekte. Sadece ABD'de yılda ortalama 1.68 milyon kişi gripten hastaneye başvurmakta ve bunlardan 41 bini ölmekte.
Gribin neden kışın daha çok görüldüğünü açıklayan birçok görüş var. Örneğin kışın iç ortamlarda daha fazla
vakit geçirdiğimiz için insanlararası daha yakın temas yüzünden virüs kolayca yayılıyor. Ya da mikroplara karşı
doğal bir
savunma mekanizması olan solunum yollarını kaplayan sümük salgısının kışın daha kuru olması sonucu virüs hücrelere daha kolay girebiliyor. Son çalışmalara göre ise esas neden; virüsün, soğuk ve kuru hava şartlarında daha kolay ve uzun yaşayabilmesidir.
Bilim insanlarına göre sıcak havalarda virüsün dış kaplaması eriyor ve havadaki nem virüsün havada uzun süre kalmasını engelliyor. (Ama bunu nasıl yaptığı bilinmiyor.)
OKULLARDA YAYILMA HIZI AZALTILABİLİR
2007'de New York'daki Mount Sinai Tıp Fakültesi'nde yapılan bir araştırma, düşük sıcaklık ve bağıl nem miktarının geçerli olduğu koşullarda virüsün daha uzun süre yaşadığını ve daha kolay yayıldığını gösterdi. Bu çalışma, domuzlar arasında yayılabilmesinde bu virüs için en ideal hava sıcaklığının 5 derece santigrat ve bağıl nemin ise yüzde 20 olduğunu göstermiş.
Virüsün 30 derece ve üzeriyle birlikte bağıl nemin yüzde 80 ve üzerinde olduğu hava şartlarında yayılamadığı görülmüştür.
Diğer bir deyişle
Domuz gribi soğuk ve kuru hava şartlarında öksürme ve aksırmayla hızlı bir şekilde havadan yayılabilmekte. Sıcak ülkelerde ve havalarda ise virüs, daha çok el sıkışma, dokunma, öpmeyle, direkt temasla da bulaşabilmekte. Direkt temasın engellenmesi durumunda okul gibi yerlerde sürekli olarak oda sıcaklığının 20 derecenin ve bağıl nemin de yüzde 50'nin üzerinde tutulması halinde domuz gribinin yayılma hızı önemli ölçüde azaltılabilir.
YAĞIŞLI BİR KIŞ GELİYOR
Bu durumda ülkemizde önümüzdeki kış aylarının nasıl gececeği de önem kazanmakta. Uzun vadeli hava tahminlerine göre 2010
Martı'na kadar İç
Anadolu ve
Karadeniz bölgelerimiz yüzde 40 oranda mevsim normallerinin üzerinde yağışa (ve dolayısıyla neme) sahip olacak. Bununla beraber 2010
Şubat ayına kadarki sürenin yarısında başta İç Anadolu olmak üzere Doğu, Güney
doğu ve
Akdeniz bölgelerimizde hava sıcaklıkları mevsim normallerinin biraz üzerinde geçecek.
Unutmadan anlatayım: ABD'ye öğrenci olarak gidip üniversiteye kabul edilince kayıtta aşı problemiyle karşılaştım. Ya aşı kağıdımı verecektim ya da tüm aşıları tekrar olacaktım! “Bizim memlekette okula gelip aşı yapıyorlardı ama aşı
defteri vermediler” dediysem de dinlemediler. Elime verdikleri formu doldururken “Aşı olmak inançlarıma aykırıdır” deme hakkına sahip olduğumu görünce hemen işaretledim. Bu sefer de, “herhangi bir salgın çıktığında kampüse girmemin
yasak olduğu”nu bana tebliğ ettiler! Yani aşı olmama ve dilediği gibi virüsü yayma özgürlüğü yok. Şimdi Domuz gribi aşısı (yan etkileri olsa da) için gönüllüyüm! Sanki hastalandıktan sonra alınan ilaçların hiç yan etkisi yok...
Sağlık Bakanımız dünyaya örnek olan bir risk yönetimi çalışması gerçekleştirerek yurtdışından virüsün girişini engellemeye çalışmış, aşı bağlantılarını birçok ülkeden önce yapmış,
hijyen ve aşı kampanyalarını başlatmıştır. Ben genellikle zor beğenir övgüden daha fazla
eleştiri yaparım ama bakanın bu konudaki hakkını teslim etmek zorundayız. Özetle; herkes bir gün Domuz gribi olacaktır! Önemli olan onu mümkün olduğunca hafif atlatmaktır. Bunun için de şu anda eldeki en etkili
silah aşıdır, aşı!..''
HÜRRİYET