Saat 14.00 sıralarında toplanan 'Validebağ Savunması' isimli oluşumun üyesi oldukları öğrenilen grup, üzerlerinde 'Validebağ bizimdir, bizim kalacak', 'rantınız batsın', 'biz de hayırsever olalım, her yere beton atalım' yazılı pankart ve dövizler ile ve çeşitli sloganlar atarak Validebağ Korusu'na yürüyüşe geçti. Önce öğretmenevi önünde toplanan Validebağ Gönüllüleri Derneği Başkanı Arif Belgin hitap etti. Belgin konuşmasında koru içerisinde birçok yeşil alanın beton ve taşlarla kaplandığını, çok sayıda ağacın kesildiğini veya kuruyacak şekilde kasıtlı olarak budandığını ileri sürdü. Ayrıca koru içerisinde çelik konstrüksiyondan inşaası başlanan izinsiz bir yapının da kaldırılması için defalarca müracaat ettiklerini, günler sonra kaymakamın talimatı ile kaldırılabildiğini söyledi. Belgin, koru içerisindeki tesislerin ve öğretmenevinin ticarethane mantığı ile işletildiğini ve rant sağlamaya yöneli olduğunu da sözlerine ekledi.
Daha sonra yürüyüşünü sürdüren kalabalık temeli için çukurların kazıldığı bir inşaatın önünde durdu. Burada grup adına Validebağ Savunması üyesi Figen Küçüksezer bir basın açıklaması okudu. Sözlerine “Üsküdar Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı; size ne inanıyoruz ne de güveniyoruz. Yağma ve talan politikalarınızı süsleyerek İstanbul halkını yanlış yönlendirerek, kandırarak Validebağ Korusu’nda talana devam etmenize izin vermeyeceğiz.” diyerek başlayan Küçüksezer, mahalle halkının itirazları, bilirkişi raporları ve yargı kararlarının da hiçe sayıldığını iddia ederek konuşmasına şöyle devam etti: “Validebağ Korusu’nun Acıbadem girişindeki yeşil alana kaçak inşaatınızı yapmaya devam ediyorsunuz. Aylardır Acıbadem’den Koru’ya giriş çıkışlara izin vermiyorsunuz. Polis barikatınızla, TOMA’nızla butik cami yapacağım dediniz. Halbuki apartman gibi bir cami yapıyorsunuz. Halkı kandırmaya devam ediyorsunuz! “Cami bahane rant şahane”, demiştik ve biliyorduk ki doğa düşmanlarının, yaşam düşmanlarının gözü Koru’muzdadır. Koru’yu yok etmenize de, talan etmenize de izin vermeyeceğiz.”
VALİDEBAĞ KORUSU DÜĞÜN SALONU DEĞİLDİR
Öğretmenevinin düğün salonu olmadığını kaydeden Küçüksezer şunları söyledi; “Adile Sultan Kasrı (Öğretmenevi) önündeki ağaçları kestiniz. Otoparkı genişleteceğiz, diyerek yine ağaçları kestiniz. Kestiğiniz ağaçların yerine döşediğiniz mermer taşlarla, çay bahçeleri, kafeteryalar ve düğün alanlarıyla 1. derece doğal sit alanının dokusunu bozdunuz. Tarihi eserin ön görünümünü bozacak şekilde gecekondu ahşap çay ocaklarını, çelik konstrüksiyonlu göçebe çadırlarını izinsiz, hukuksuz yaptınız. Yüzlerce yılda oluşan nebati toprak tabakasını yok ettiniz. Koru içinde kendiliğinden büyüyen doğal çimenlerin üzerine rulo çim döşeyerek toprağın doğallığını bozdunuz. Toprak altında yaşayan canlıların yaşam hakkını elinden aldınız. Rant uğruna çimlerin bakımı için yoğun su harcamak ve personel çalıştırmak zorunda kalacaksınız.”
İZCİNİN EVİ OLMAZ
Koru içerisine yapılan izcilik evine de değinen Küçüksezer, izciliğin evde yapılmadığını belirterek şöyle devam etti: ”İzcilik evde yapılmaz. İzcinin evi değil çadırı olur. İzcilik faaliyeti şehrin ortasındaki Koru’da değil, ormanda yapılır. Korunun içine izci evi yaptınız ve etrafındaki yeni yapılaşmalarla talana ve Korunun doğallığını ve eko sistemi bozmaya devam ediyorsunuz. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, 2005 yılında Koru içinde izcilik faaliyetlerinin yapılmaması gerektiğini karara bağladı, siz duymazdan geldiniz! Abdülaziz Av Köşkü’nün bulunduğu alanın bir bölümünü 1. derece doğal sit alanından 2. dereceye dönüştürülmesine karşı açılmış ve kazanılmış dava olmasına rağmen bunu yok saydınız. Hukukun yok sayıldığı yerde direniş haktır.”
Basın açıklamasının ardından eyleme katılan kalabalık, inşaatın kazılan temel çukurlarını toprak ve taşlarla doldurarak sembolik olarak engel olduklarını gösterdi. Elinde kürek ile temel çukuruna toprak atan yaşlı bir vatandaş da mahalle sakini olduğunu ve koru içerisindeki yeşil alanı korumak için eyleme katıldığını söyledi. Kalabalık daha sonra olaysız bir şekilde dağıldı.