“Ben
PKK ile mücadelede, kendisine güvenilen bir adam iken, şimdi bir başka
terör örgütü suçlamasına nasıl muhatap edilirim” demeye getirmiş!
Öyle ki, hakkındaki iddiayı, “PKK ile mücadele ettiğim için bu
davaya muhatap oldum”a kadar da götürmüş!
Acaba öyle mi?
Olay, Atilla albayın dediği gibi ise, PKK ile mücadele eden bütün albaylar hakkında,
Ergenekon terör örgütü üyeliğinden dava açılmış olması lazımdı!
Ama biliyoruz ki; yüzlerce albay içinde, Ergenekon terör örgütü üyeliği suçlamasına muhatap olanlar, bir elin
parmak sayısı kadar!
Niye belli albaylar hakkında dava açılmış da, hepsi hakkında açılmamış?
Tabii ki o iddianın bir ciddiyeti yok.
Ciddiyeti yok ama, albayımız mahkemede ciddi ciddi bunu ileri sürebiliyor!.
“Atilla albay, PKK ile mücadele ettiğim için davaya muhatap oldum” diyor ama, eşi adına kurduğu
silah ticareti alanında faaliyet gösteren ve askeriyeden
ihale takip eden şirketinden fazla konuşmak istemiyor..
“Benim başıma gelenler, asker emeklisi olduğum halde, mesleğimi istismar ederek, silah ticareti alanında ihaleleri takip edecek şirket kurmam olabilir” demiyor!
Oysa bir baksa görecek; her albaya terör örgütü üyeliği suçlaması ile dava açılmıyor.
Şu dış şirketin mümessilliğini kapan, bu uluslararası şirketin danışmanlığını yapan, eşi üzerine şirket kuran albaylarla ilgili sorunlar var hep..
Ya terör örgütü üyeliği.. Ya ihaleye fesat.. vs. vs..
Öyle ise, olayları niye çarpıtıyoruz ki?
“Biz PKK ile mücadele ettik, onun için davaya muhatap olduk” niye diyoruz ki?
Kurmuşsunuz şirketi..
Askeriyeye, silah satmaya çalışıyorsunuz..
Böyle bir durumda, biz sizin, PKKile mücadelenize de tereddütle yaklaşırsak, hata mı ederiz?
Söyler misiniz albayım, niye kurdunuz o şirketi?
Dürüst ve PKK ile gerçekten canla başla mücadele eden bir albay, eşi üzerinden askeri alımlarla ilgili bir şirket niye kurar?
PKK'yı bitirmeyi kafaya koymuş olan albay, ticaretle niye meşgul olur?
Albayların maaşı mı az?
Lojmanı mı yok?
Güvenceleri mi yok ki, albayımız şirket kuruyor?
Öyle sıradan bir şirket de değil, büyük paraların döndüğü, silah alımları ile ilgili şirket..
Bir yandan PKK'nın dış bağlantıları. Bir yandan PKK ile mücadele ettiğini ileri süren albayın, eşi üzerinden kurduğu
silah satışı konusunda faaliyet gösteren şirket..
Kafalarımız karışıyor..
Üstelik Attila
beyin durumunda, bir kafa karıştıran olay daha var....
Apo'yu sorguladığını, kendi beyanı ile açıklıyor Atilla albay..
Haydi buyrun, izah edin tüm bunları..
Ne işiniz var sizin, askeri alımlarla albayım?
Siz
terörle mücadele eden güvenlik mensubu musunuz, yoksa tüccar mı?
Sizinle ilgili mekanlarda yapılan aramalarda ele geçirilen
belgeler, niçin PKK ile ilgili terörü nasıl bitirileceğine kafa yoran bilgiler değil de, hep ihale, hep ticaret, hep şu işi nasıl kaparız, bu işi nasıl kapatırız mevzusu?
“
Vatan için ne yapabiliriz? PKK ile mücadelede neler yapılmalı? Niçin PKK terörü azaltılamıyor” sorularına bir
cevap aranmamış, hep ticarete kafa yorulmuş albayın işyerindeki belgelerde!..
Tüm askeri alımlarla ilgili tek tek bilgiler var..
Ama, “terörü nasıl bitiririz” ile ilgili tek bir belge yok..
Helikopter ihalesi var..
Ama “silah alımında dışa bağımlılığı nasıl ortadan kaldırırız?” ile ilgili bir çalışmanın bilgileri yok..
Silahı dışardan alalım. Komisyonumuzu kapalım..
İyi de, bu nasıl vatanseverlik?
Bu nasıl milliyetçilik?
ALİ KARAHASANOĞLU-VAKİT