İŞTE TÖNBEKİCİ'NİN YAZISININ İLGİLİ BÖLÜMÜ:
Üç gündür bir suikast lafları dolaşıp duruyor. Pazartesi iki oramirale yönelik bir suikast planından haberdar olduk. Yarbay
Ali Tatar daha önce
şüpheli olarak tutuklanmış,
itiraz üzerine serbest kalmış fakat tekrar
yakalama kararı çıkınca
intihar etmiş. Önce polisler evinin kapısının önündeyken denildi, şimdi öyle değil deniliyor. Bu arada
yarbayın eşi de ordudaki Alevilerin kullanıldığını iddia etti.
Bülent Arınç'a suikast girişiminden söz ediliyor. Bir albay ve bir binbaşı, Arınç'ın oturduğu sokakta otomobil içinde yakalanıyorlar. Açıklanan tek “
delil” albayın bir
bardak su isteyip son anda yutmaya çalıştığı ama yutamadığı bir kağıt parçası. Kağıdın üzerinde Bülent Arınç'ın ev adresi varmış. Dün de
Genelkurmay “yok öyle bir şey, bilgi sızdıran bir askeri
personel peşindeydiler..” şeklinde bir açıklama yaptı.
Her iki konunda da herkes tali şeylere takıldı. “Aleviler gerçekten orduda kullanılıyor mu?” ve “son saniyede bir bardak su isteyip üzerinde adres yazan kağıt parçası yutulur mu yutulmaz mı? Bu adamlar bir adresi ezberleyemez mi? 20 gündür zaten aynı caddede takılıp duruyorlar. Artık adresi üzerlerinde taşımak bile gerekmez.. Bu kadar salak olabilirler mi?”
Tamam diyelim bu kadar salak değiller fakat niye kimse “
Suikast mı? Aman Allahım!!” demiyor?
İkisi asker biri hükümetten, ciddi bir durum değil midir bu?
Hadi Arınç'a kızıyorsunuz peki o iki oramiral de mi ilgilendirmiyor sizi? Niye kimsenin tüyleri diken diken olmuyor?
Kağıt parçasını yutma hadisesi gerçek olamayacak kadar saçma diye içimiz rahat mı olsun?
Nedir bizi bu kadar soğukkanlı yapan?
Ergenekon yüzünden feci bir şekilde şerbetlendik mi?
Derimiz iyice kalınlaştı mı?
İddialar nasılsa palavradır diye mi düşünülüyor?
Savcılar boşuna mı dosyalar hazırlayıp duruyor?
Milletin karnı doydu mu iddialara?
Veya daha fenası: normalimiz bu mu oldu?