Danıştay'daki silahlı saldırıyı gerçekleştiren
avukat Alparslan Arslan'ın üzerinden kartviziti çıkmasıyla gündeme gelen
Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Hareketi Derneği hakkında yapılan bir şikayet ve
müfettiş incelemesi, dehşet verici bir yapılanmayı ortaya çıkardı. Buna göre, derneğin başına "sabıkalı ve suça eğilimli" bir kişi getirilecek, bu kişi ve yine kendisi gibi kişilerden oluşacak olan ekibinden, derneğin "ulvi" amaçları doğrultusunda "yararlanılacak", ardından bu kişi görevi bırakacaktı!..
DERNEĞİN MÜFETTİŞİ AÇIKLADI
Danıştay'daki silahlı saldırıyı gerçekleştiren avukat Alparslan Arslan'ın üzerinde, "VKGH
Beykoz Şube Başkanı Ercan Cin" adına bir kartvizit bulununca
dernek gündeme gelmiş, ardından derneğin Genel Başkanı
Taner Ünal hakkındaki yolsuzluk iddiaları ortaya çıkmıştı. Ünal iddiaları yalanlarken, iddiaların kaynağında yer alan "ihbar", çok daha önemli bir konuyu ortaya çıkardı. Derneğin Denetleme
Kurulu üyesi Mustafa Alpay, İçişleri Bakanlığı'na verdiği şikayet dilekçesinde, derneğin Genel Başkanı Taner Ünal'ın, derneği "kendi çıkarları uğruna kullandığı ve yolsuzluk yaptığı" iddialarına yer verildi. Bunun üzerine Bakanlık, dernek hakkında inceleme yapmak üzere 4 mülkiye müfettişini görevlendirdi. Mustafa Alpay, 24 Ocak 2006'da müfettişlere verdiği ifadede derneğin kurucuları ve kuruluş amacını şöyle anlattı: "Ben dernekte Genel Başkan Danışmanı, Denetleme Kurulu üyesi ve Başmüfettiş olarak görev yapmaktayım. Bu dernek
emekli asker, polis, bürokrat ve benzeri nitelikli insanların bir araya gelmesi ile kuruldu. Kısa sürede ülkenin pek çok yerinde, özellikle
doğu ve güneydoğu bölgesi başta olmak üzere terörle mücadelede güvenlik kuvvetlerine
destek sağlamak amacıyla faaliyete geçmiş bulunmaktadır. Bu faaliyetler vatansever emekli askerler, emekli polisler, emekli bürokratlar, halen çalışan
subay,
astsubay, öğretmen, hakim, savcı, doktor,
kaymakam gibi devlet görevlileri ile
sivil toplum yöneticileri eliyle yürütülmektedir."
TANER ÜNAL'I NEDEN GETİRDİK
Alpay, derneğin başına neden Taner Ünal'ın getirildiğini ise şöyle açıkladı: "Dış ve iç düşmanlarla mücadele etme, iç ve dış düşmanlarla
işbirliği yapan bölücü, yıkıcı, irticai, terörü destekleyen ve
Avrupa Birliği sürecinde ülkemizin aleyhine faaliyetlerde bulunan,
Kıbrıs konusunda milli duyarlılık gösterilmesini engelleyen, dönme, devşirme, vatan haini ve vatan topraklarını parçalamak isteyen, millet içerisine nifak sokan, alt kimlik, üst kimlik tartışması yapan ve ülkemizin zor durumda bırakma gayreti içerisinde olan ve bunlardan büyük çıkarlar sağlayan gazeteci, aydın, bürokrat,
işadamı, eğitimci, sendikacı ve benzeri kesimlerle mücadele etmeyi hedefleyen derneğimizin başına Tamer Ünal gibi sabıkalı, hakkında açılmış bir sürü
dava bulunan birisinin getirilmesine emekli
paşalarımız, bürokratlarımız karar verdiler. Yapılacak mücadelede bu kişinin ve suç işlemeye meyilli yandaşlarının daha isabetli olacağını düşündüler."
EMEKLİ PAŞALAR BENİ GÖREVLENDİRDİ
Alpay, neden şikayet ettiklerini de şöyle anlattı: "Ancak, yine bu karara göre Taner ÜNAL belirli süre görev yapacak ve başkanlığı bırakacaktı. Bunu yapmadı. Bunun yolsuzluk yapabileceği
hesap edilmemiştir. Bunun mahkemesi yine paşalarımız tarafından kurulacak ve hesabı görülecektir. Taner Ünal bu derneği çizgisinden çıkarıp kirli işleri için de bir
araç, bir suç odağı haline getirdi. Bu durum derneği kurduran emekli paşalar, emekli subaylar, emekli bürokratlar ve diğer büyüklerimizi ve bizi son derece rahatsız etmiştir. Bu konuda paşalarımız bana temsil yetkisi vermişler ve mevcut durumun düzeltilmesini istemişlerdir.
Hasan Kundakçı Paşa ile
Vural Savaş ve Nusret Demiral bunlardan bazılarıdır. Asıl kurumumu söyleyemem; söylersem kurumum zarar görebilir."
1,5 TRİLYONLUK YOLSUZLUK
Alpay, bu bilgileri verdikten sonra Mülkiye müfettişlerine yolsuzluk iddialarını anlattı. Mülkiye müfettişlerinin dernek
yönetiminde görev alan ve iddialarda adı geçen 24 kişinin bilgisine başvurdu, iddiaları ve savunmaları aldı. 31 Ocak-3
Nisan 2006 tarihleri arasında yapılan incelemelerin ardından hazırlanan raporda, dernek başkanı Ünal'ın, "derneği ve Türk bayrağını kullanarak kendi menfaatleri doğrultusunda
mafya ile bağlantılı yapılanmaya gittiği; milliyetçilik, vatanseverlik, Atatürkçülük gibi değerler kullanılarak ülkenin bazı bölgelerinde
Kürt-Türk çatışması çıkarmak, böylece hükümeti v
e devleti zaafa uğratmayı hedeflediği" iddiaları vurgulandı. Raporda, "1.5 trilyon liralık dernek gelirinin
kayıtlara geçirilmediği, çok sayıda bağışçının elindeki makbuzun dernek kayıtlarında karşılığı olmadığı; derneğin Genel Başkan'ın yakınlarına borçlu gösterilerek paralar
transfer edildiği; otellerdeki toplantıların, Mersin'deki 2 bin metrelik
bayrak yürüyüşü gibi organizasyonlarının maliyetlerinin ve kimler tarafından karşılandığının bilinmediği" iddialarına yer verildi.
JİTEM süsü ile
ölüm tehdidi
Raporda, Taner Ünal'ın, "yönettiği konut kooperatifinde bir daireyi birden fazla kişiye sattığı; kooperatifle ilişkisi olan bir kişiyi uzman erbaşlıktan atılan Yakup adlı bir kişi ve adamlarına ayağından kurşunlattığı; olayla ilgili davanın
Ankara Adliyesi'nde devam ettiği" iddialarına da yer verildi.
Bu iddialara karşılık dernek yönetiminden
belge ve makbuzların istendiği belirtilen raporda, dernek yönetiminin, "derneğin defter, belge ve kayıtlarının bir kısmının kaybolduğunu" belirterek bunları ibraz edemediği; ayrıca ibraz edilen bazı kayıtlarda da eksiklikler bulunduğu da vurgulandı.
ÜNAL, EMEKLİ ASKERLERİ SUÇLADI
Raporda, bu nedenle iddiaların doğruluğunu kanıtlayacak delillere ulaşılamadığı da belirtildi. Raporda ifadelerine yer verilen, derneğin taşınma işine nezaret eden üyeler H. Kora Çetinkaya,
Yüksel Çelik, Ali Yüksel, Murat Ilkan ve Metin Turhan ise
taşıma sırasında herhangi bir deftere rastlamadıklarını söylediler.
Dernek başkanı Ünal ise, emekli or
general Hasan Kundakçı adına sahte
imzalar attığı iddialarını ve diğer iddiaları yalanlayarak, "dernekten uyuşturucu ve tarihi eser kaçakçılığı yapanları kendisinin attığını, çete oluşumuna gidilmesine izin vermediği için görevden alınmak istendiğini; önceki yıllarda örtülü ödenekten para alan bazı emekli subayların, şimdi derneği para kaynağı haline getirmek istediklerini" savundu. Eşi Melek Ünal da, kendisini JİTEM diye tanıtan bazı kişilerin Taner Ünal'ı ölümle tehdit ettiğini öne sürdü. Ünal çifti, ifadelerinde, diğer kurucu üyelerİ suçladılar. Hasan Kundakçı ise müfettişlere gönderdiği cevabi yazıda, ilk günlerde gördüğü "keyfi yönetim" yüzünden 6
Kasım 2005'te dernekten ayrıldığını, herhangi bir
genel kurul veya yönetim kurulu toplantısına katılmadığını ve herhangi bir karara da imza atmadığını kaydetti.
SUÇ DUYURUSU 2 AYDIR BEKLİYOR
Raporda, yönetim kurulu üyelerinin sahte imzaları atılarak toplantı yapıldığı da belirtilerek, savcılığın, Dernekler Kanunu'nun 32/e maddesinin "Genel kurul ve diğer dernek organlarında yapılan seçimler ve oylamalar ile oyların sayım ve dökümüne
hile karıştıranlar ve defter veya kayıtları tahrif veya yok edenler veya gizleyenler, altı aydan iki yıla kadar
hapis ve beşyüzmilyon liraya kadar ağır
para cezası ile cezalandırılır" hükmüne göre harekete geçmesi gerektiği önerisine de yer verildi. Bunun üzerine, Ankara Valiliği'ne, Dernekler ve Vergi kanunları gereği "tutulması gereken defter ve kayıtların tutulmadığı" bildirildi. Yaklaşık 1.5 trilyon TL olan gelirin resmi kayıtlara geçirilmemesi, harcamalarının şişirilerek gelirlerin zimmete geçirilmesi konusunda Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunuldu. Sigorta mevzuatına aykırı şekilde
personel çalıştırılması konusu da Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı'na bildirildi. Yasalara aykırı olarak dernek işlemleri yapıldığı, kayıt ve defterlerin usulsüz tutulduğu, sahte imzalarla kararlar alındığı ve evrak tanzim edildiği, bu şekilde usulsüz tutulan defter ve kayıtların Taner Ünal tarafından yok edildiği veya gizlendiği bilgisi de yine Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirildi. Ancak suç duyurusunun üzerinden yaklaşık
2 ay geçmesine rağmen, dernek, yönetici ve üyeleri hakkında herhangi bir işlem yapılmadı. Derneğin halen "faal" olduğu belirlenirken, iddialarla ilgili adım atılmaması dikkat
çekici bulunuyor.
VKGH'yi kimler kurdu?
VGKH, 2005 yılında, Taner Ünal, eşi Melek Ünal, kayınbiraderi Ümit Cançeker, yeğeni Sıla Deniz Boyraz, Nihat Gürkan, emekli tuğgeneral Hasan Kundakçı,
Halit Bozkurt, Cumhur Selen, Gülşen Özer, M. Ali Aygül, M. Recep Ertok, Mehmet Kalın, Yasin Alparslan, Abdulkadir Erdil tarafından kuruldu. Ayrıca, Özkan Alkan,
emekli general Alaaddin Parmaksız ve emekli albay Fikri Karadağ'ın da dernek faaliyetleriyle ilgili olduğu belirtiliyor.