Gönül, mübadelenin tek taraflı yapılmış bir husus olmadığını, karşılıklı
anlaşmalarla gerçekleştirildiğini belirterek, ''İfadelerim tamamıyla geçmişe dayalı,
Atatürk'ün teşhiste ve tedavide nasıl bir yol tuttuğunun izahından ibarettir'' dedi.
Brüksel'de düzenlenen
Avrupa Birliği (AB) Savunma Bakanları Troyka Toplantısı'nın ardından THY uçağıyla İstanbul'a gelen Bakan Gönül, Atatürk Havalimanı'nda açıklamada bulundu.
Brüksel'de
Türkiye Büyükelçiliği'ndeki Atatürk'ü
anma töreninde yaptığı konuşma hakkında bilgi veren Gönül, konuşmasında,
Osmanlı Devleti'nden Cumhuriyet'e nasıl geçildiğini, Osmanlı'da reformlar yapılmasına rağmen neden muvaffak olunamadığını, milletler sisteminin getirdiği sıkıntıların Osmanlı Devleti'ni Sevr Anlaşması'na nasıl götürdüğünü anlattığını ifade etti. Vecdi Gönül şunları kaydetti:
''Sevr'in ortadan kaldırılarak milli bir devletin kurulması büyük önder
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e nasip oldu. Bunun da öncelikle askeri başarıya dayandığını anlattım. Askeri başarı olmasaydı,
Allah esirgesin, yeni bir devletin kurulması elbette çok sıkıntılı veya çok değişik şartlarda olabilecekti.
Askeri başarıdan sonra genellikle bir ülkenin kuruluşunda iki boyut vardır, 'nation building-ulus inşası', diğeri ''economi building-ekonominin inşası'. Bu uluslararası kamu yönetiminin de kabul ettiği bir husustur. Economi building,
İzmir Kongresi ile sağlandı. Nation building ise başlangıçta uluslararası anlaşma ve özellikle
Lozan Antlaşması ile sağlandı. Lozan Antlaşması'nın önemli hükümlerinden bir tanesi de mübadele idi. Mübadele, elbette çok arzu edilebilecek bir husus değildir, ama mübadele tek taraflı yapılmış bir husus da değildir. Karşılıklı anlaşmalarla yapılmıştır. Bu, mübadeleye tabi olan insanların
psikolojik, sosyolojik ve
ekonomik bakımdan elbette sıkıntılarına yol açmıştır, ama o günkü şartlarda karar verme noktasında bulunanların kaçınılmaz gördüğü bir husus olduğu için, bu mübadele Lozan Antlaşması'na girmiştir ve aynı şekilde uygulanmıştır.''
LOZAN VE SEVR ARASINDAKİ FARK
Bakan Gönül, ''Milli devlet denildiğinde bir ırk devletini kastetmediklerini'' vurgulayarak, kader birliği yapan insanların bir araya geldiği ve kurduğu bir devleti kastettiklerini dile getirdi.
Vecdi Gönül, sözlerine şöyle devam etti:
''Bu ifadelerim tamamıyla geçmişe dayalı, Atatürk'ün teşhiste ve tedavide nasıl bir yol tuttuğunun izahından ibarettir. Dokümanlar ortadadır. Sevr ile Lozan hudutlarını karşılaştırırsanız, ne demek istediğim çok iyi anlaşılır. Milli bir devlet olmanın yani üniter devlet, bugünkü adıyla ulus devlet olmanın nimetlerinden Türkiye bugün nasıl istifade etmiştir, onu izah etmekten ibaretti. Yani 80 sene öncesinden bahsediyoruz. Bugün gazetelerde gördüm ki sanki ben bugünkü azınlıklardan bahsediyormuşum, bugünkü siyasi olaylardan bahsediyormuşum gibi yazılmış. Tamamıyla 80 sene öncenin olayları, 80 sene öncenin kararlarını
savunmaktan ibarettir benim görüşüm.
Bugünkü Türkiye'yi de o kararlara borçlu olduğumuzu ifade etmekten ibarettir. Yoksa bugünkü azınlıklarımız bizim zenginliğimizdir. Bugünkü azınlıklarımız ayrıca bizim hoşgörümüz sebebiyle Türkiye'de yaşamamaktadırlar, onlar hakları olduğu için Türkiye'de yaşamaktadırlar. Onlar hukuken Türkiye'de yaşama hakkına sahiptirler. Ekonomik, sosyal her bakımdan teçhiz edilmiş durumdadırlar. Zaten bugüne kadar azınlıklardan herhangi bir rahatsızlık da
bakanlığımıza intikal etmiş değildir. O halde şunu ifade ediyorum; belki Belçika'daki basındaki şahısların belli sempatileri olabilir. Ona göre nakletmiş olabilirler. Yani Fehriye Erdal'ın kaçırıldığı bir ortamın bir tesiri altında olabilirler. Ama şunu açıkça söyleyeyim; toplantı yapıldı konuşmamı tamamladım, yarım saat daha orada kaldım kimse bana 'şunu mu kastediyorsun, bunu mu kastediyorsun?' diye sormadan yazılarını yazıp göndermişler.''
HÜKÜMETİN ÇİZDİĞİ YOL
Gönül, Türkiye'deki tüm insanlara hizmetten başka amaçları olmadığını ifade ederek, şunları söyledi:
''Onların güvenliğini ve savunmasını sağlamaktan başka hiçbir düşüncemiz, hiçbir ayrılığımız yoktur. Kimseye ayrıcalık tanımış değiliz. Ziyaret ettiğimiz, gittiğimiz ülkelere bakarsanız, bakan olarak nerelere gittiğimi takip ederseniz göreceksiniz. Kaldı ki hükümetimizin çizdiği yol AB yoludur. Bunu bir
medeniyet projesi olarak görmekteyiz. Bu bakımdan bizim artık 80 yıl öncesine dayanan bir ulus devlet olmakla beraber, bir supranasyonale katılacak kadar değişimi idrak eden bir
toplum ve hükümet olduğumuzu düşünüyorum.''
Bakan Gönül, Brüksel konuşmasına gelen tepkilerin sorulması üzerine de ''Ben çekilen telleri gördüm. Benim konuşmam epey değiştirilerek çekilmiş. Oradaki yetkililere sordum, çekenlerin sempatisine ve mensubiyetlerine uyduğunu söylediler'' dedi.
Bir gazetecinin, ''Gazetelerde size atfen 'iyi ki mübadele oldu yoksa
Türkiye Cumhuriyeti olmazdı' gibi metinler yer aldı'' sözlerine Vecdi Gönül, ''
Hayır. O zaman
İstiklal Savaşı'nı yapanlar kazandıkları tecrübelerle milli bir devlet kurmaktan başka çare olmadığını görüyorlar ve imparatorluktan vazgeçiyorlar. Yani denebilirdi ki 'tamam topraklarımız ufaldı, ama biz yine Osmanlı İmparatorluğuyuz', dememişler. Milli bir devlet, ulus devlet kurmuşlar'' karşılığını verdi.
Bakan Gönül, açıklamanın ardından Ankara'ya gitti.
AA
VECDİ GÖNÜL'DEN ŞOK SÖZLER