İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde görülmekte olan
Ergenekon ana
davasının 137'nci duruşmasına
tutuklu sanıklardan
Sevgi Erenerol,
Ergün Poyraz, Osman
Yıldırım ve
Alparslan Arslan ile başka suçtan tutuklu sanıklar
Sedat Peker ve
Semih Tufan Gülaltay katılmadı. Diğer 20 tutuklu sanık ile tutuksuz sanıklardan gazeteci Güler Kömürcü
Öztürk duruşmada hazır bulundu. Mahkeme heyeti Başkanı Köksal
Şengün, duruşmaya sanık ve avukatların taleplerin taleplerini alarak başladı.
Tutuklu sanık
emekli Tuğgeneral Veli Küçük, tutukluluğunun 'Kuvvetli şuç şüphesiyle' devam ettirilmesine bir anlam veremediğini belirterek, "Benim önüme temcit pilavı gibi kuvvetli suç şüphesi getirilmesin." dedi.
Alnının açık olduğunu belirten Küçük, "Devletime ve milletime en ufak yanlış yapmadım. Köyümdeki kümesin altındaki samanı aradılar. Bir şey bulamadılar. İyi ki de aradılar, yok bir şey. Ben tertemizim. Mesele,
Veli Küçük'ün üzerinden Türk ordusunun üzerine gitmek. Türk ordusu dünya üzerinde birinci ordudur. Benim ordum 30 sene dağda gerilla muharebesi yapmış bir ordudur. Bölgeye hakim olmak için bu ordunun yıpratılması gerekirdi. Türkiye'yi Türklere yedirmeyeceğiz diye uğraşıyorlar. Bunun için de ordunun yıpratılması gerekir. Veli Paşa'da kalmaz o iş. Veli Küçük üzerinden
Türk Silahlı Kuvvetleri yıpratılmak isteniyor." ifadesini kullandı.
Tutuklu sanık Veli Küçük, 'Birleştirilen Ergenekon' davasının tutuklu sanıklarından
Adil Serdar Saçan'ın, savunması sırasında 160 kez Veli Küçük ismini, 30'dan fazla da 'Veli Küçük ve ekibi' ifadesini kullandığını, savunmasının ardından
tahliye edildiğini söyledi. Aynı dava sanıklarından
Tuncay Özkan'ın da yazdığı
JİTEM isimli kitabında kendi adından bahsettiğini belirterek, "Kitabı henüz okumadım. O da aynı şekilde tahliyesini bekliyor." diye konuştu.
JİTEM diye bir şey olmadığını birçok kez dile getirdiğini, devletin kurumlarının da aynı şekilde açıklama yaptıklarını anımsatan Küçük "JİTEM diye bir şey yok. Jandarma
İstihbarat Komutanlığı var. Bankaların bile istihbarat şubesi varken
jandarmaya istihbarat neden çok görülüyor? Çünkü jandarma milli güçtür, NATO'ya bağlı değildir." diye konuştu.
Susurluk olayında yargılanan
Oğuz Yorulmaz'ın öldürülmesinden sonra
Uğur Dündar'ın, annesi Nuran Yorulmaz'ı televizyona çıkardığını belirten Veli Küçük şunları şöyledi. "Uğur Dündar, büyük gazeteci havalarında geziyor. Nuran Yorulmaz, '96 faili meçhulün başında Veli Küçük var' dedi. Ben bu konuda dava açtım. Uğur Dündar, eşi ile ilgili bir iddia ortaya atılınca ben de çok çirkin buldum ama kıyametleri kopardı. Neden o kadını televizyona çıkardı." diye sordu.
Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümünün ardından, "Ecelen ölmedi. Etkin güçler öldürdü" denildiğini, bu konuyla ilgili olarak aleyhine söylentiler çıktığını belirten Küçük, kendisinin o dönemde Ağrı'da
terör örgütü
PKK ile savaştığını dile getirdi.
Yukarı Karabağ'ın
Hocalı kentinde Ermenilerin 24-25
Şubat 1992'de Azeri katliamı yaptıklarını anlatan Veli Küçük, "Tutukluluğuma neden olan Ermenilere karşı olmamdır. Hocalı katliamını lanetlediğim için, ASALA'ya karşı mücadele ettiğim için buraya geldim" iddiasında bulundu.
(CİHAN)