Ergenekon ana davasının 119. oturumunda söz alan bazı
tutuklu sanıklar demokratik
açılım süreci kapsamında teslim olan
PKK'lıların kısa sürede serbest bırakılmalarını eleştirdi.
Veli Küçük, "Bu
Cumhuriyet kolay kurulmamıştır, kolaylıkla da teslim edilmeyecektir. Bir
Silivri gider, başka bir Silivri gelir." diye konuştu.
İddia olunan Ergenekon
terör örgütünü kurmak ve yönetmek iddiasıyla yargılanan Emekli
Tuğgeneral Veli Küçük, 28 Ocak 2008'den itibaren tutuklu olduğunu belirterek, hazırlanan iddianameye göre
terörist olduğunu söyledi. Küçük, "Bir terörist olarak bana örgütümün gerçekleştirildiği eylemler sıralanmadı. Bu eylemlerle ilgili olarak verdiğim ve aldığım talimatları önüme konulmadı. Örgütü nasıl yapılandırdığım açıklanmadı. Talimatları kimden alıp kime ilettiğim söylenmedi." dedi.
Kendisi hakkında sadece
Danıştay suikastı ve Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan
bombalarla ilgili
suçlama olduğunu söyleyen Küçük, Ergenekon ana davası ile birleştirilen Danıştay davası sanığı
Alparslan Arslan'ın çapraz sorgusuna gönderme yaptı. Veli Küçük, Danıştay suikastı ve Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılması eylemi ile hiç bir bağlantısının olmadığının dün itibariyle teyit edildiğini öne sürdü. Türk milliyetçisi, Atatürkçü, Cumhuriyetçi olduğunu, Misak-ı Milli'ye inandığını söyleyen Veli
küçük, "Bunlara inanmak dahi Emniyet Genel Müdürlüğü'nün raporlarında terör suçu sayıldığından, terörist diye huzurunuzda bulunuyorum. 2 yıldır burada tutsağım. Değil 2 yıl 2 bin yıl dahi geçse bu değerlerimden vazgeçmem. 66 yaşındayım 67'e giriyorum. 66 yıldır vatanım için
ibadet saydığım bu değerlerden beni hiç kimse vazgeçiremez. Bu vatan benim vatanım. 'Bu vatan için öldü' derler. 'Bu vatan için Silivri'de askerlik yaparken öldü' derler." diye konuştu.
Mahkemenin 19
Ekim tarihli ara kararını eleştiren Veli Küçük, "Bu davada tutuklu olarak yargılanan 5 eski TSK mensubundan birisi benim. Suçumuz çok ağır olmalı ki sizin 'tahliyeleri gerekir' şeklinde şerh düştüğünüz kişiler arasında bile ben de dahil hiçbir asker bulunmamaktadır." dedi.
Ergenekon davasında bütün iddiaların gizli
tanıklara, PKK itirafçılarına ya da kendilerini kurtarmaya çalışan hükümlülere dayandığını, gizli ve açık tanıkların bir çoğunun PKK'lı olduğunu öne süren Veli Küçük, hedefin ordu olduğunu iddia etti.
PKK itirafçısı
Abdülkadir Aygan'ın iftiraları ile suçlanan eski
JİTEM mensubu Abdülkerim Kırca'nın
intihar ettiğini sözlerine ekleyen Veli Küçük, "Halen
Kayseri İl
jandarma Alay Komutanlığı devam eden
Albay Cemal Temizöz de o PKK'lının beyanları ile 'kulağından tutulduğu gibi çürütülmek üzere cezaevine konulmuştur.' şeklindeki deyim soruşturmayı yapan savcıya aittir. Sadece
Abdulkadir Aygan ile yetinilmemiş,
gizli tanık yapılan, halen tutuklu bulunan diğer PKK'lılar da devreye sokulmuştur. Görüyoruz ki
Abdülkadir Aygan'lar çoğaltılmakta,
teşvik edilmekte ve ödüllendirilmektedir.
Irak'tan Kandil'den gelenler bu iş için hazır bekledikleri gibi Avrupa'dan aynı amaç için gelecek gruplar olduğu da BOP eş başkanı ve yardımcıları tarafından müjdelendi." ifadelerini kullandı.
Tüm milli değer ve politikaların 'Açılım' adı altında ayaklar altına alındığını ileri süren Küçük, "Bizleri bu davada tutmaya devam edebilirler, eli kanlı teröristleri de kahraman olarak karşılayıp 7 dakikada serbest bırakılmasını sağlayabilirler." şeklinde konuştu. Halen
Tuncay Güney'in beyanlarına itibar edilerek mi tutsaklığının devam ettiğini soran Küçük, "Yoksa 'Sen de hayali örgütün düzmece belgeleri çıktı' diye mi esaretime devam ettiriyorsunuz? Veya 'Delile, belgeye gerek yok. Sen Veli Küçük'sün. Bu yüzden seni burada çürüteceğiz' mi diyorsunuz?" dedi.
Sanık Küçük, "Peki bu saatten sonra vatanın ve ülkenin birliğini bütünlüğünü korumak için Güneydoğu'ya gönderdiğimiz, Irak sınırında, Gabar'da Cudi'de Kato Dağı'nda görev askerlerimize bunu nasıl izah edeceğiz? Bu yapılan vatana
ihanettir.
Vatana ihanet ise asla cezasız kalmaz. Bu Cumhuriyet kolay kurulmamıştır. Kolaylıkla da teslim edilmeyecektir. Bir çadır
mahkemesinde yargılanmak istemiyorum. Habur'da kurulan çadır mahkemesi ile Silivri'de kurulan bilgisayarlarla donatılan mahkeme arasında herhangi bir fark olup olmadığını da takdirlerinize bırakıyorum. Ne çadır mahkemesi, ne de çadır adaleti istiyorum. Bir Silivri'dekiler gider ama bir Silivri daha ortaya çıkar. Hiç önemli değil" dedi.
Tutuklu sanık Veli Küçük'ün ardından söz alan avukatı Zeynep Küçük, "Heyetiniz, müvekkilimin savunmasından bir gün sonra belirtilen suçlarla ilgili sorular sorulabileceği şeklinde bir ara karar vermişti. Ne değişti de Veli Küçük'ün
Susurluk olayıyla bağlantısı araştırılıyor?" diye sordu.
(CİHAN)