Veli Küçük öyle benzetmeler yaptı ki...

Ergenekon davasının tutuklu sanığı Veli Küçük, talepler bölümünde yaklaşık 2 saat boyunca 1. Dünya Savaşı sırasında vatansever ordu mensuplarına yapılan muamele ile Ergenekon sanıklarına yapılan muamele arasında benzetmeler yaptı.

Veli Küçük öyle benzetmeler yaptı ki...

Küçük, "İlk hedef Kıbrıs'ın dağlarına adı yazılan Yüzbaşı Muzaffer Tekin'di. Daha sonra sıra generallere gelecekti. General Veli Küçük'ü almak kolaydı. Hemen evinin etrafı çevrildi. 1918'de ilk hedef Kafkas 9. kolordu komutanıydı, 2008'de ise Veli Küçük oldu." dedi. Ergenekon davasının öğleden önceki oturumunda sanık Kemal Alemdaroğlu'nun avukatı Metin Çetinbaş'ın savunmasıyla sona ererken öğleden sonraki oturumda özel ve resmi kurumlardan mahkemeye gönderilen cevabi yazı ve belgeler okundu. Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nden gönderilen cevabi yazılarda halen soruşturmanın firari şüphelisi olarak belirtilen Tuncay Güney'in mülakatının sadece Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'nde yapıldığı belirtildi. Aynı yazıda mülakata ilişkin MİT ve Genel Kurmay Başkanlığı'na bir bilgi ve belge gönderilmediği de kaydedildi. Soruşturma kapsamında ele geçirilen ve iddianamede gizli olduğu belirtilen belgelerin incelenmesi için MİT, Genelkurmay, Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı'ndan bilirkişi listesi göndermesi istenmişti. MİT bu taleple ilgili olarak yasa gereği kendisinin personel ismi veremeyeceğini belirtirken Emniyet Genel Müdürlüğü ise 3 emniyet personelinin isim listesini mahkemeye gönderdi. Ergenekon davası sanıkları, kendilerine sorulan sorulardan çok, klimasız mahkeme salonunun aşırı sıcaklığı yüzünden ter döktü. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, hava aşırı sıcak olduğu için isteyen sanıkların ceketlerini çıkarabileceğini söyledi. Başkan Şengün avukatlara hitaben, "Ancak bu esneklik cübbelere kadar uzanmaz." dedi. Önce ceketini çıkaran Veli Küçük, talep sunmak için huzura çıktığında ceketini giymeyi tercih etti. Ergenekon davasının tutuklu sanığı Veli Küçük, bu dava iyi anlaşılsın diye tarihe bir perspektif çizeceğini söyledi. 1918 yılında 1. Dünya Savaşı ardından Mondros mütarekesinin imzalanması aşamasında vatanseverlerin önce Bekirağa bölüğüne, ardından da Malta'ya sürüldüğünü söyleyen Küçük, Ergenekon sanıklarını kastederek 2008 yılında da vatanseverlerin Silivri Cezaevi'ne sürüldüğünü iddia etti. Küçük, "1918 yılında vatanseverler toplanıp sürülürse diğerlerinin sesi kesilir diye düşünüldü ama bir yıl sonra bir kahramanın çıkıp tarihi yazacağını hiç hesaba katmamışlardı. 2008 yılında da Cumhuriyet'i sevenlerin Anıtkabir'e ve açacakları Türk bayrağının uzaydan görüneceğini hiç akıllarına getirmemişlerdi." diye konuştu. Küçük, "İlk hedef Kıbrıs'ın dağlarına adı yazılan Yüzbaşı Muzaffer Tekin'di. Daha sonra sıra generallere gelecekti. General Veli Küçük'ü almak kolaydı. Hemen evinin etrafı çevrildi. 1918'de ilk hedef Kafkas 9. kolordu komutanıydı, 2008'de ise Veli Küçük oldu." dedi. Kendilerine anlatılan Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün çok değiştiğini gördüklerini belirten Küçük, "Bu iddianameyi hazırlayan savcıların başına çalar diye düşünüyordum. Bana isnad edilen düzmece suçlamalardır. 66 yaşına giriyorum. Azrail amcam olsa 10-15 yıl daha beni ziyaret etmez. Ben yolumdan dönmem." diye konuştu. Küçük, Kaymakam Kemal beyi idam eden ve Nemrut Mustafa olarak bilinen hakim ile Ergenekon davası üye hakimi Sedat Sami Haşıloğlu'nu birbirine benzeterek, soruşturma aşamasında 40'tan fazla tutuklama kararı verdiğini söyledi. Operasyonlarda İşçi Partili Nusret Senem'de Kutlu Savaş'ın Susurluk raporunun tam metni ele geçirilmişti. Savcılar bu raporun bazı bölümleri devlet sırrıdır hiç açıklanmamıştır gerekçesi ile iddianame de suç olarak istinat etmişlerdi. Nusret Senem bu raporu Başbakanlık Teftiş Kurulu'ndan Susurluk mahkemesine gönderildiğini, kendisinin de Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesi'nde avukat olarak görevli olduğu davada mahkeme kanalı ile istettiğini söylemişti. Orijinal raporun Başbakanlık Teftiş Kurulu'ndan istenebileceğini belirterek talepte bulunmuştu. Teftiş Kurulu, mahkemenin bu talebine "Raporun orijinali bizde yok. Orijinal nüsha bir nüsha olarak dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'a verilmişti." şeklinde cevap yazısı gönderdi Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından mahkemeye gönderilen cevabi yazıda, halen soruşturmanın firari şüphelisi olarak belirtilen Tuncay Güney'in hiçbir zaman diliminde Müsteşarlıkta hiçbir konumda görev almadığı belirtildi. MİT tarafından gönderilen diğer bir cevabi yazıda da, 2001 yılında Başbakanlık ve Genelkurmay Başkanlığı'na gönderdikleri Ergenekon şemasının, sadece kendilerine ulaşan spesifik bilgilerin kağıda aktarılmasından ibaret olduğunu, kurum olarak bir katkılarının söz konusu olmadığı kaydedildi.
<< Önceki Haber Veli Küçük öyle benzetmeler yaptı ki... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER