Polis dokümanları tek tek okuyup, anlamını ve nasıl bulduğunu sordu, ana yanıt: Hatırlamıyorum...
Emekli
Tuğgeneral Veli Küçük'ün sorgusunun önemli bir kısmını kendisinin,
Tuncay Güney'in ve
emekli Binbaşı Zekeriya Öztürk'ün evinden çıkan
Ergenekon dokümanlarıyla ilgili sorular oluşturdu. Polis dokümanları tek tek okuyarak
Veli Küçük'e ne anlama geldiğini ve nasıl eline geçtiğini sordu. Sorular ve bazılarına Küçük'ün verdiği yanıtlar şöyle:
Ergenekon üyesi değilim: Ergenekon isimli gizli bir örgütlenmenin olduğu, örgütün beş daire komutanlığı, iki daire başkanlığından oluştuğu, sadece Ergenekon başkanı tarafından bilinen 'Operasyon Dairesi Komutanlığı' altında bir yapılanmanın olduğu, amacının devleti ele geçirmek olduğu' yönündeki ifadelerin bulunduğu "21. Yüzyıl'da Kemalist Hareket' başlıklı iki sayfalık dokümanı kim yazdı? Ergenekon'un lideri kim? Ergenekon'a üye misiniz? Küçük'se bu yapılanmanın
Tuncay Güney tarafından hazırlanmış olabileceğini söyledi. Ergenekon'a üye olmadığını savundu.
Gazete, TV sorusu: '
Cumhuriyet Gazetesi ile
Ulusal TV'nin hisselerini elinde bulunduracak olan yeni bir anonim şirket kurulmalıdır' denilen doküman ne amaçla yazıldı, neden elinizde bulunduruyorsunuz? Küçük, dokümanın (
Doğu Perinçek'in oğlu) Mehmet Perinçek tarafından verilmiş olabileceğini, ilgilenmediği için üzerinde düşünmediğini söyledi.
Klasik yanıt: 'MİT ve
Medya Ajan Gazeteciler' dokümanı neden hazırlandı, neden evinizde bulunduruyorsunuz? Bu soruya 'Hatırlamıyorum' yanıtını verdi.
Postayla geldi: Evinizde bulunan 'Fabrikatör', 'Örtülü faaliyetler', 'Reaksiyon', 'Biyografi', 'Arenadaki sanat gladio sanatçılar', 'Şirket ve köstebek', '
Ermeni sorunu kilis
e devleti', 'Fundamentalist
terör', '
Kanal 6 Analiz' başlıklı dokümanlar kim tarafından, neden hazırlandı? Küçük, bunların bir kısmını Tuncay Güney'in vermiş olabileceğini, bazılarının konferanslarda verildiğini, bazılarının postayla geldiğini söyledi.
Lümpen gençlik: 'Kemalist Model Ulusal Gençlik Hareketi Dinamik Ulusal Güç Birliği ve Kuvayı Milliye Cephesi' raporundaki lümpen gençlik ne tarz insanlardan oluşuyor, bunların örgütlenmesinde yapılan faaliyetler nedir, bu kapsamda
eylem yapıldı mı? Bilgisi olmadığını söyledi.
Yeni bir mafya örgütü
Genelkurmay denetiminde mafia: Octobus (State
Organized Crime) Mafia' isimli dokümanda yazılı '.. öncelikle yapılması gereken bir zamanlar Pentagon'un yaptığı gibi Genelkurmay'ın denetiminde yepyeni bir mafia örgütlenmesinin gerçekleştirilmesidir' ifadeleri, teorisyenin kim olduğu soruldu. Küçük, dokümanın bir konferansta kendisine verildiğini sandığını belirtip, içeriğini okumadığını söyledi.
Yine bilmiyorum: Tuncay Güney'den elde edilen 'Ergenekon Analiz Yeni Yapılanma', 'Lobi Çok Gizli', 'Birleşik Komün Girişim' gibi
belgeler kim tarafından yazıldı? Herhangi birime sunulmakta mıdır? Küçük bilgisinin olmadığını söyledi.
Suikast notları: Evdeki aramalarda bulunan
İstanbul'daki bir toplantıda Veli Küçük,
Sedat Peker gibi isimlere suikast yapılacağı yönünde tutulan bilgi notu, çeşitli yerlerde görevli askerlerden gelen 'Sayın paşam arz ederim' başlıklı istihbari bilgi notları, bazı kişilerin PKK'lı olduğuna dair
mektup,
Ramazan Akyürek'in 2001 yılına ait sicil raporları, Muammer
Karabulut 'Milli Güç Platformu Sözcüsü' imzalı
bildiri, 1'den 94'e kadar numaralandırılmış çekler ve bunlara iliştirilmiş notlar ele geçirildi. Küçük'e tek tek sorularla bu notlar ve adı geçen kişileri tanıyıp tanımadığı soruldu. Küçük kendisine çeşitli zamanlarda bu tür mektup ve notların geldiğini ancak hepsini incelemediğini söyledi.
'Akyürek'i severim': Evinde sicil raporu bulunan '
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı
Ramazan Akyürek'i tanıyor musunuz?' sorusuna Veli Küçük şöyle yanıt verdi: "Ramazan Akyürek benim sevdiğim bir meslektaşımdır... Fotokopisini getirdiler. Ben de dosyaya koymuşum.
'Faksla geldi': Atabeyler'le ilgili bilgilerin bulunduğu dokümanı kim, ne amaçla yazdı? Küçük, söz konusu mesajın şirketin faksına gönderildiğini söyledi.
Behiç Aşçı notu: Ajandasındaki
avukat Behiç Aşçı'nın
ölüm orucunu bitirmesiyle ilgili not soruldu. Küçük, Aşçı'nın ölmesi halinde örgütün eylem yapacağının söylenmesi üzerine not aldığını söyledi. 'Sedat'ın dosyası
Yargıtay 6. Dairede', '
Ziya Bandırmalıoğlu duruşması' gibi notları konuşmalar sırasında aldığını söyledi.
Diğer sanıklarla ilişki: Küçük'e
gazeteciler Vedat Yenerer, Güler Kömürcü, Ortodoks
Kilisesi
Basın Sözcüsü
Sevgi Erenerol'le
telefon görüşmeleri soruldu. Küçük, günlük konular hakkında görüştüğünü söyledi.
Dink ifadesi: Avukat Kemal Kerinçsiz'le yaptıkları bir görüşme sorulunca, Dink'in öldürülmesiyle ilgili şikâyetle ilgili ifade vermesi gerektiğini konuştuklarını söyledi.
Susturucu ihtiyaç: Bir
ajandadaki 'Susturuculu tabanca lazım, uzaktan kumandalı
patlayıcı lazım, illegal faaliyetlerde kullanılan orjinal malzemeye ihtiyaç var' gibi notlar soruldu. Van İl
Jandarma Komutanlığı döneminde not almış olabileceğini belirtti.
MİT belgesi: Evinde ele geçirilen 2
Şubat 1993 tarihli MİT tarafından Başbakanlığa hitaben yazılmış resmi belge ele geçirildi. Uğur Mumcu'yu CIA denetimindeki
İsrail 'GANDA' birliklerinde eğitim gören altı kişilik bir timin öldürdüğünün anlatıldığı belgeyi hangi amaçlarla edindiği soruldu.
Kocaeli Jandarma Komutanı olduğu dönemde,
bölgesiyle ilgili olabileceği için kişiye özel gönderildiğini söyledi.
Uyuşturucu sorusu: Güney'in 'Hoştan'ın Veli Küçük ve
JİTEM'in yaptığı uyuşturucu trafiğinde yer aldığı' yönündeki ifadesi soruldu. Bu ifadeleri Küçük, 'hayal mahsulü' diyerek cevapladı. Hoştan'la yaptığı diğer konuşmalar hatırlatılarak, 'Hoştan'ın en
küçük bir mağduriyet ya da problemde derhal sizi aradığı, sizin de yardımcı olmaya çalıştığınız görülmektedir' denildi. Türk cumhuriyetlerindeki çevresinden istifade etmek için aramış olabileceğini söyledi.
Sabancı suikastı: Tuncay Güney'in
Özdemir Sabancı suikastının
imha edilmesi gerekip imha edilmeyen uyuşturucudan kaynaklandığı iddiası soruldu. Cinayeti Çatlı'nın azmettirdiği, Küçük'ün 'Yanlış yapıyorlar" diyerek tepki gösterdiği yönündeki iddialarla ilgili Küçük, "Hayal mahsulü" dedi.
'Emrettiğiniz yapılanma': Evindeki bir dosyada "
Hatay ve İskenderun'da emrettiğiniz yapılanmanın ve organize milli refleks oluşturma çabalarımıza sessiz ve dikkatli şekilde devam edriyoruz" yazıyor. Küçük, görev gereği tanıdığı İskenderun'daki bir kişiden dosyanın geldiğini söyledi.
Çiftçi sorusu: Küçük'e Ergenekon'un öldürttüğü öne sürülen İzmirli İşadamı İbrahim Çiftçi'yi tanıyıp tanımadığı soruldu. Önce Çiftçi'yi tanımadığını söyleyen Küçük, ifadesinin devamında arkadaşlarının arkadaşı olarak tanıdığını anlattı.
Her taşın altından çıkan adam
Veli Küçük, polise saatlerce ifade verdi.
Veli Küçük ismi yıllar boyunca
derin devlet-mafya-
siyaset üçgeninin ortasında anıldı.
Susurluk Skandalı'nda adları geçen hemen herkesin ortak noktalarından biri, onunla bağlantılı olmalarıydı. Daha sonra '
Yeşil' kod adıyla bilinen JİTEM tetikçisi Mahmut Yıldırım'ın kullandığı telefonun onun üstüne kayıtlı olduğu ortaya çıktı. Susurluk Kazası'nda ölen
Abdullah Çatlı ile son telefon görüşmelerinden birini yaptığı da
savcılık incelemeleri sırasında belirlendi. Ayrıca Küçük'ün, hepsi de Susurluk Skandalı'nda adları geçen
Sami Hoştan, Ömer Lütfi
Topal,
Haluk Kırcı gibi pek çok kişiyle telefon konuşmaları yaptığı öne sürülmüştü.
Adapazarı-İzmit-Sapanca üçgeni
Ancak Küçük ne
TBMM Susurluk Komisyonu'na gitti, ne de skandalla ilgili olarak hakkında adli bir
soruşturma açılabildi. Ancak savcılığın yaptığı suç duyurusu üzerine iddiaları araştırmak üzere üç generalden oluşan bir
komisyon kuruldu. Onlar da herhangi bir suç unsuruna rastlamadı.
Küçük, Kocaeli İl Jandarma
Alay Komutanı olduğu sırada 'Adapazarı-İzmit-Sapanca' üçgenindeki
Kürt işadamlarına yönelik suikastlar meydana gelmişti.
1993 yılında Emekli Binbaşı Cem Ersever'in öldürülmesinin şüphelisi ise Veli Küçük'ün adamı olduğu söylenen 'Yeşil' yani Mahmut Yıldırım'dı. Yıllar sonra karanlık bağlantıları ortaya çıktı.
Danıştay saldırısını gerçekleştiren
Alparslan Arslan'ın Veli Küçük ile çekilmiş fotğrafları bulundu. Küçük bunları 'foto-montaj' diyerek açıkladı. Avukatı
Erdal Doğan da Hrant Dink'in, öldürülmeden önce TCK 301. maddeden yargılandığı duruşmalarına Veli Küçük'ün gelmesiyle çok tedirgin olduğunu anlatmıştı. Ama o hiç konuşmadı, ta ki Ergenekon Operasyonu'nda gözaltına alınana kadar...
Kızılelma koalisyonu aklına esmiş, kurulmuş
Perinçek, ona 'arz ediyordu'.
Veli Küçük'ün ifadelerinin bir kısmını
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile ilgili sorular oluşturdu. Küçük'ün evinde bulunan ve Perinçek tarafından gönderilen fakslar 'arz ederim' diye bitiyordu. Polisin '
Arz ederim' ifadesinin hiyerarşik bir yapıyı gösterip göstermediği sorusuna Küçük'ün yanıtı "Kullanmış olduğu ifadeler tamamen kendi tarzıdır" oldu. Küçük başka kişilerin 'arz ederim'li faksları sorulunca da aynı yanıtı verdi.
İfadelerde bir başka ilginç bölümse Kızılelma Koaliasyonu'yla ilgili. Polis, önce Perinçek'i nereden tanıdığını sordu: "Hatırlamadığım bir yerde karşılaştım. Ulusal Kanal'da
röportaj yapma teklifinde bulundu... Kabul etmedim. Bir telefonda oğlunun Rus filolojisinden
mezun olduğunu, Lenin Üniversitesi'nde araştırma yapacağını söyledi. Görüştük." Küçük bu ifadesinden sonra sorulmadan Kızılelma
Koalisyonu'nun ortayı çıkışını anlattı: "Türk milliyetçiliğinden bahsetti. Ben de kendisine '30 Ağustos'ta
Ülkü Ocakları ile beraber
Taksim Meydanı'na niye
çelenk koymuyorsunuz?' diye söyledim. Pek beklemiyordum ancak olayı çok sıcak karşıladı. Hoşuma gitti. Bilahare İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı tanıdığım Levent Temiz'i çağırarak aynı teklifi ona söyledim ve bir araya getirdim. Bu olay dahi basında gereksiz spekülasyonlarla Kızılelma İttifakı yönünde yorumlar yapıldı."
İstihbarata arka bahçe: Ergenekon Güvenlik
Bandırmalıoğlu Susurluk sanığıydı.
Emekli Tuğgeneral Veli Küçük'e Ergenekon yapılanmasıyla ilgili dokümanlarda görülerek sorulan sorulardan biri ilginçti. Tuncay Güney'in de evinde bulunan 'Lobi' kodlu 'Birleşik Kömün Girişim' başlıklı evrakta Ergenekon'un güvenlik şirketi ve
protokol-halkla ilişkiler şirketi kurması öneriliyor. 'Uluslararası
Özel Güvenlik AŞ.' başlığında "21. Yüzyılda giderek artış gösterecek olan terör ve MAFİA (yasadışı organize suç örgütleri) grupları, ülkelerin en önemli sorunları arasında yer alacaktır. Bilinen bir gerçektir ki özel güvenlik şirketleri istihbarat birimlerinin arka bahçesi olacaktır. Güvenlik şirketinin
yönetim kurulu başkanlığına, istihbarat birimlerinde uzmanlaşmış emekli bir albay getirilecektir. Şirket bünyesinde yer alacak tüm personelin
subay kadrolarından oluşturulması uygun görülmüş-tür" kısmının altı çizilmiş ve yanına el yazısıyla "Veli Kü.." yazılmıştı. Bu doküman sorulduğunda Veli Küçük şu yanıtı verdi: "Bahsettiğiniz Veli Kü... nün ben olup olmadığını ve kim tarafından yazıldığını da bilmiyorum. Emekli bir albayın bu oluşumun başına getirileceği şeklinde bir değerlendirme var. Ancak o tarihte ben generaldim. " Ancak Küçük emekli olduktan sonra eski
İstanbul Valisi Erol Çakır ve eski
Narkotik Şube Müdürü Nihat Kubuş ile Stratejik Güvenlik Koruma ve Eğitim adlı bir şirket kurmuştu. Hâlâ ortağı olduğu şirketin bir şubesi de Dink suikastı sonrası çok tartışılan Trabzon'daydı. Küçük, şirketin içinde neden
emniyet birimlerinde görev yapan kişilerin olduğu, nasıl istihbarat toplandığı sorularına "Fikrim yok" dedi.
Susurluk sanığı şirketinde
Ayrıca ifadelerden Susurluk sanıklarından eski polis Ziya Bandırmalıoğlu'nun da Küçük'ün özel güvenlik şirketinde çalıştığı anlaşılıyor. Küçük, "Benim hemşerimdir. Bizim şirketimizde güvenlik projeleriyle ilgilenir. Yine böyle bir proje almamız söz konusu olduğu için görevlendirmiştik" diyor.
MHP içinde de derin harekat yapılmış
Polis sorgusunda Veli Küçük'ün MHP'nin içinde bir oluşuma gittiği de anlaşılıyor. Polis bu konudaki sorusuna Sedat Peker ile Veli Küçük'ün dinlemeye takılan bir konuşmasını okuyarak başladı. Konuşma kaydında Veli Küçük, MHP içinde
Ümit Özdağ'ı desteklemesi için aralarında bugün milletvekili olan siyasiler ve gazetecilerinde de bulunduğu kişilerle görüştüğünü anlatıyor. "Yeni bir oluşum yaptık" diyor.
Bu oluşum konusundaki sorulara Veli Küçük şu yanıtı verdi: "Ümit Özdağ siyasi arenada bir yerlere gitirmeye çalışıyorduk. Yani Özdağ'ın MHP içinde belirgin etkinliğe girmesini arzu etmiştim... Bu konuyu görüşmede ismi geçen tüm gazetecilerle görüştüm. Görüşmede bahsettiğim oluşum Özdağ'ın MHP içinde bir yere getirilmesi içindi. Bu benim siyasi tercihimdir. Sedat Peker'in bir desteği olmadı." Küçük, "MHP yönetiminin değişmesini neden istediniz?" sorusuna, "İlgilenmemin tek nedeni Özdağ'ın da yönetime girmesi arzusunda olmamdı" yanıtını verdi. Özdağ
Bahçeli'ye karşı MHP Genel Başkanlığı'na
aday olacağını açıklamış, ancak partiden
ihraç edilmişti.
Susurluk konusunda 'yanıt yok'
Veli Küçük, Çatlı'yı sadece ismen tanıdığını söyledi.
3
Kasım 1996'da meydana gelen Susurluk Kazası'ndan sonra emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün adı pek çok kez gündeme geldi. 'Yeşil', Abdullah Çatlı,
Alaattin Çakıcı, Ömer Lütfi Topal, Sedat Peker'le ilişkisi tespit edildi. Ancak 12 yıl boyunca sorulara yanıt vermeyen Küçük, ne çağrıldığı TBMM Susurluk Komisyonu'na gitti, ne de hakkında adli soruşturma açılabildi. Küçük, Ergenekon Operasyonu'nda gözaltına alındığında yıllardır yanıtlamadığı soruların sorulma zamanıydı. Sorular ve genellikle kısa olan yanıtları şöyleydi:
Abdullah Çatlı'yı tanır mısınız?
İsmen tanıyorum. Hiç beraberliğimiz ve diyaloğumuz olmadı.
Alaattin Çakıcı'yı tanır mısınız?
Tanımıyorum, ilişkimiz de olmadı.
Ali Yasak'ı tanıyor musunuz?
Tanıyorum. Bu şahısla iki kez karşılaştım.
Sami Hoştan isimli şahsı tanıyor musunuz?
Tanırım, 1983'te
Edirne İl Jandarma Komutanı iken arkadaşımın vesilesiyle tanıştım. Edirne kritik bölge olduğu için istihbarat elde edebileceğimi düşündüm Topal ile ortak olduğunu öğrenince uzak durdum. Üç kez telefonla görüştüm. Onun dışında yakın birlikteliğimiz olmadı. Kumar işi yaptığını biliyorum, uyuşturucu işinin içinde olduğunu bilmiyorum.
Mahmut Yıldırım'ı tanır mısınız?
Hiç görmedim, tanımıyorum. Ne Van ne de
Ağrı Alay Komutanı iken irtibatım olmadı.
Susurluk davası olarak bilinen olayla bir bağlantınız var mı?
Susurluk olayı içinde değilim. Ancak o olayda bulunan Emniyet Müdürü Hüseyin Kocadağ, Sedat Bucak'ı yakinen tanırım. Olayı bana Sami Hoştan telefonla bildirdi.
Balıkesir Emniyet Müdürü Nihat Camadan'ı aradım... Mehmet Özbay isimli kişinin Çatlı olabileceğini söyledim. Mehmet Özbay'ın Çatlı olduğu daha önce Doğu Perinçek tarafından açıklanmıştı... Camadan'a Bucak'ı mümkün olduğu kadar yakın bir hastaneye kaldırmasını söyledim. Benim Susurluk'taki kazayla ilgim ve alakam bu kadardır.
Ali
Balkan Mete'yi (Susurluk raporunda adı geçen eski
Habur Gümrük Müdürü) tanıyor musunuz?
Tanıyorum. Bu kişi gümrükte görevlidir. 1987 yılında Edirne'den ayrıldıktan sonra bir daha kendisini görmedim.
RADİKAL