Papadopulos'un ifadelerine göre,
Yunanistan
Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni İstanbul'da
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile görüşürken çıkacak olası
krizden haberdardı, ancak, 'habersizmiş' gibi davrandı.
Rum lider Papadopulos, 'en başından,
hedef ve amaçları birlikte planladık. Ben Dora'dan görüşmeler yapmasını istedim,
Yunanistan sayesinde bu sonuca ulaştık" dedi.
Rum yönetimi Dışişleri Bakanı
Yorgo Yakovu da, "Dora, bilim ve araştırma müzakere başlığında
Türkiye'nin izleyeceği tutumu çok iyi biliyordu, bizim tutumumuza çok
destekleyici oldu" diye konuştu.
Oysa Yunan ve Rum basını, Dora Bakoyanni'nin veto tehdidinden haberi olmadığını, son anda öğrendiğini ve tepki gösterdiğini yazmıştı.
Bu buluşmadan iki gün sonra, bilim ve araştırma başlığındaki fiili
müzakerelerin açılıp kapanması toplantılarına, Rumların çıkardığı veto krizi damgasını vurmuş, kriz Rumların '
Kıbrıs'a atıf' taleplerinin kabul edilmesiyle güçlükle aşılmıştı.
Bakoyanni, Gül ile ikili görüşme yapmıştı
Dora Bakoyanni ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül 10 haziranda
Dolmabahçe Sarayı'nda biraraya gelmiş, Bakoyanni, görüşmenin ardından ''Türkiye'den iki beklentimiz var'' açıklamasında bulunmuştu.
Bakoyanni, beklentilerini, "Türkiye'nin AB kriterlerini başarıyla tamamlaması ve genel olarak bölgede güven oluşturulması için müzakerelere devam edilmesi" olarak açıklamıştı.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile iki
halk arasında güven ortamı yaratılması konusunda fikir birliği içinde olduklarını belirten Bakoyanni, Yunanistan'ın Türkiye'nin AB yönelimini stratejik bir
tercih olarak desteklediğini belirtmişti.
Türkiye - AB fiili müzakereleri başladı
AB ile Türkiye arasındaki fiili müzakereler, Kıbrıs Rum kesiminin tüm engelleme çabalarına karşın 12 haziranda başladı.
Kıbrıslı Rumların, Türkiye ile fiili müzakerelerin 'bilim ve araştırma' başlığında açılıp kapanmasına yönelik
itirazları, AB Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi'nde aşıldı.
Son ana kadar Rum kesiminin itirazlarının giderilmesini bekleyen
Ankara, AB'nin Ortak Tutum Belgesi'ni inceledi ve Ortaklık Konseyi'ne katılma kararı aldı.
Bu gelişmenin ardından Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve
Başmüzakereci Ali
Babacan, Lüksemburg'a hareket etti.
Kıbrıs Rum yönetimi ile varılan uzlaşmaya göre, AB'nin müzakerelerle ilgili Ortak Tutum Belgesi'ne eklenen bazı ifadelerle fiili müzakerelerin yolu açıldı. Belgede,
Gümrük Birliği ve Ek Protokol içinde olmak üzere Ortaklık Anlaşması gereklerinin yerine getirilmesinin önemi vurgulandı.
Bu konuda sorumlulukların yerine getirilmemesi halinde bütün müzakere sürecinin etkileneceği kaydedilen belgede, ''AB, bu çerçevede 21 eylül 2005 tarihinde Kıbrıs ile ilgili yayımladığı deklarasyona atıfta bulunuyor'' denildi.
Belgede, gelişmeler çerçevesinde gerektiği takdirde fiili müzakerelerin başlatılacağı bilim ve araştırma faslına geri dönebileceği belirtiliyor.
'
Bilim ve araştırma' faslıyla ilgili AB müktesebatının sınırlı olması nedeniyle fiili müzakerelerin aynı gün açılıp kapatılmasına itiraz eden Rum kesimi, bunu 'Türk
liman ve havaalanlarının açılması ve tanınma'yla bağlantılı hale getirmeye çalıştı.
Türkiye 3 ekimde müzakerelere başladı
Türkiye ile AB arasındaki müzakereler 3 ekim tarihinde başlamıştı. Türkiye'nin 3 ekimde AB ile müzakerelere başlamasından önce
Avusturya'nın 'imtiyazlı
ortaklık' ta diretmesi krize neden olmuştu.
Avusturya,
Müzakere Çerçeve Belgesi'ne 'imtiyazlı ortaklık' ibaresinin girmesi için uzun süre direnmişti. 25 üyeli birlik içinde tek kalan Avusturya'nın sonunda direnci kırılmış ve Müzakere Çerçeve Belgesi onaylanmıştı.
Avusturya ile yürütülen pazarlıkların uzun sürmesi nedeniyle diplomaside pek sık uygulanmayan bir
kural işletildi. Pazarlıkların yürütüldüğü Lüksemburg'ta saatler gece yarısına iki dakika kala 23.58'de durdurulmuştu.
AB Dönem Başkanlığı'nı yürüten
İngiltere, bu süreçte Türkiye'ye önemli ölçüde destek vermişti. AB kulislerinden sızan bilgilere göre, İngiltere'nin diplomasideki başarısı müzakerelerin başlamasında etkili oldu.
CNN TURK