“Anadilde eğitim, adil olmanın gereğidir.” sözlerini memnuniyetle karşıladıklarını belirten BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, “Vicdan sahibi herkes, hayata bu pencereden bakmalı.” dedi.  Açıklamalara aynen katıldığını ifade eden BDP Hakkâri Milletvekili Esat Canan da Allah’ın insana verdiği hakların teslim edilmesinden doğal bir şey olamayacağını söyledi. AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu ise “Onun gibi kanaat önderinin tavsiyeleri bizim için yol açıcı olur. Halkı ikna için özellikle Hocaefendi’nin sürece katkı sağlayan düşüncelerini paylaşması önemli.” ifadesini kullandı.

Fethullah Gülen’in, Kuzey Irak’ın Erbil şehrinde Kürtçe yayın yapan Rudaw Gazetesi’ne 17 Haziran günü verdiği iki tam sayfalık mülakat, iç siyasette de yankı buldu. Hocaefendi’nin, özellikle barış süreciyle ilgili dile getirdiği, “Taraflar, birbirinin hissiyatına saygı göstermeli.”, “İnsan hakları, Allah’ın hepimize bahşettiği haklardır.”, “İdeolojik propaganda bizim dünyamızda yer almaz.” ve “Anadilde eğitim, adil olmanın gereğidir.” gibi başlıklarla verilen tespit ve önerileri büyük destek gördü. Zaman'da yer alan habere göre, röportaja yönelik görüşlerini paylaşan BDP Muş Milletvekili ve Meclis İdare Amiri Sırrı Sakık, şu ifadeleri kullandı: “O açıklamaları ben de okudum. Çok insani ve vicdani bir açıklama. Yıllardır Kürt halkının mücadelesinin de bu noktada olduğu yani anadilde eğitimin, temel hakların iadesinin bir lütuf olmadığı Hocaefendi tarafından da tekrar edilmiş oldu. Vicdan sahibi herkesin bu pencereden hayata bakması ve sürece katkı sunması gerekir.”

BDP Hakkâri Milletvekili Esat Canan da Hocaefendi’nin tespitlerinin doğru şeyler olduğunu ve kendisinin de bu açıklamalara aynen katıldığını vurguladı. Allah’ın insana verdiği hakların iadesinden daha doğal bir şey olamayacağını dile getiren Canan, bugün Kürtlerin de taleplerinin Hocaefendi’nin söyledikleriyle aynı yönde olduğunu söyledi. Bu talepler karşılanınca elbette eşitlik temelinde Kürtlerin ve Türklerin bir arada yaşamasının zaten mümkün olduğuna vurgu yapan Canan, “Tüm mücadele de aslında bunun içindir. Elbette karşılıklı hissiyatları anlamak gerekir. Birbirlerinin hassasiyetlerine saygı gösterilmeli. Bu da çok doğru bir yaklaşım.” dedi.

Fethullah Gülen’in, “Çözümün anahtarı, kendimiz için istediğimizi başkası için de istemekte, Kürtlerin meselelerine onlardan önce Türkler sahip çıkmalı. Türklerin yanında da Türklerden önce Kürtler bulunmalı.” sözlerine hükümet kanadından da destek geldi. AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, sorunların çözümünde toplumun ikna edilmesi gerektiğine dikkat çekti. “Hocaefendi gibi kanaat önderinin tavsiyeleri bizim için yol açıcı olur. Halkı ikna için özellikle Gülen’in sürece katkı sağlamak babında düşüncelerini toplumla paylaşması önemli.” dedi.

‘Anadilde eğitim’ ve ‘vatandaşlık tanımı’nın Kürtler için en temel iki unsur olduğuna işaret eden Galip Ensarioğlu, çözümün daha fazla ertelenmemesi gerektiğini söyledi. “Artık herkesin anadilde eğitimin bir hak olduğunu kabul etmesi ve bu hakkın tanınması yönündeki adımları atması gerekiyor. Kürtlerin rahatsız olduğu meseleleri çözmek gerekir, süreç daha fazla ertelenmemeli.” uyarısında bulundu. Çözüm sürecinin ‘silahları bırakın, gidin evinize oturun’ demekle gerçekleşemeyeceğini, insanların dağa çıkış sebeplerinin de irdelenmesi gerektiğini belirten AK Parti milletvekili, Hocaefendi’nin, “Kürtlerin meselelerine onlardan önce Türkler sahip çıkmalı. Türklerin yanında da Türklerden önce Kürtler bulunmalı.” sözlerinin yol haritası olarak görülmesi gerektiğini dile getirdi. Ensarioğlu, Hocaefendi’nin daha önce yaptığı, “Sulh hayırdır, hayır sulhtadır.” açıklamalarının da altını çizdi: “Şimdi de Rudaw Gazetesi’ne verdiği demeçlerin, sorunun çözümü için önemli bir yol haritası olarak görülmesi gerekir. Kürtlerin sorunu eşitlik. Kürtler hiçbir zaman ayrı bir devlet kurmak, ayrılmak istemedi. Sadece varlıklarını ispat etmek için mücadele ettiler. Bu sorunun varlığından beslenen ve çözülmesini istemeyen çevreler var. Bu anlamda Hocaefendi’nin düşüncelerini toplumla paylaşması önemli.”