Davutoğlu,
Dışişleri Bakanlığında
devir teslim töreninde yaptığı konuşmada, Türk dış
politikasında son dönemde çok ciddi bir değişim yaşandığını belirterek,
kriz odaklı bir yaklaşımdan, vizyon odaklı bir yaklaşıma geçildiğini kaydetti.
Uluslararası pek çok alanda bugün artık bir Türk vizyonunun varlığından bahsedildiğine işaret eden Davutoğlu, Türkiye'nin sadece krizlere tepki veren bir
ülke değil, krizleri olmadan fark edebilen, etkin şekilde müdahale edebilen ve etrafında düzen kurucu bir ülke konumunda olduğunu belirtti.
Türk vizyonunun "ülke,
bölge ve küresel" olmak üzere üç ayağı olduğunu ifade eden Davutoğlu, yeni dönemde bu üç ayaktaki sürekliliği devam ettirmeye çalışacaklarını kaydetti.
Türkiye'nin,
özgürlük ve güvenlik dengesinin sağlandığı müreffeh bir ülke olarak dünya sıralamasında hak ettiği yere gelmesi yönünde çalışacaklarını söyleyen Davutoğlu, gayretlerinin, Türkiye'yi dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olarak gelecek nesillere emanet etmek olduğunu belirtti.
Türkiye'nin bölgesinde izlediği düzen kurucu etkin politikayı sürdüreceklerini ifade eden Davutoğlu, "Öncelikle komşular arası sıfır problem ilişkisini, maksimum çıkar ilişkisine dönüştürme gayreti içinde olmalıyız" diye konuştu.
Afrika ve Latin
Amerika gibi yeni
açılım bölgelerine de değinen Davutoğlu, Türkiye'nin, sadece kendi bölgesinde adı duyulan bir ülke değil, iklim değişikliğinden
ekonomik-politik dengelere kadar her alanda görüşüne başvurulan bir ülke haline gelmek durumunda olduğunu söyledi.
Türkiye'nin bölgesel ve küresel vizyonuyla gelecek dönemin en etkin ülkeleri arasında yer alacağını belirten Davutoğlu, bunun aslında Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" prensibinin en etkin şekilde uygulaması olduğunu kaydetti. Davutoğlu, etkin barış ve düzen kurucu bir anlayışı
dış politikada bundan sonra da
egemen kılma çabasını sürdüreceklerini ifade etti.
Bu çerçevede en güçlü dayanağın güçlü devlet geleneği olduğunu kaydeden Davutoğlu, bunun en önemli birimlerden birinin Dışişleri camiası olduğuna işaret etti.
Bakanlığın 7/24 mesaisi olan bir kurum olduğunu söyleyen Davutoğlu, dış politikanın sadece diplomasiyi değil, ekonomi, enerji ve kültür gibi alanları da kapsadığını, bu bağlamda diğer
bakanlıklarla da yakın
işbirliği yapılmaya devam edileceğini söyledi.
Bundan sonraki dönemde de parlak başarılara
imza atılacağına olan inancını dile getiren Davutoğlu, devraldığı güçlü mirası daha güçlü şekilde gelecek bakanlara devredeceğini ifade etti.
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcılığına atanan Ali
Babacan da konuşmasında, Dışişleri Bakanlığının Türkiye'nin en önemli kurumlarından biri olduğunu belirtti. Ancak Bakanlığın yaptığı katkıların çok
küçük bir bölümünün kamuoyuyla paylaşılabildiğini kaydeden Babacan, bakanlığın yaptığı çalışmaların çoğunun buz dağının suyun altında kalan bölümü gibi olduğunu ifade etti.
Bakanlığın en önemli görevinin, Türkiye'nin milli menfaatlerini dünyanın her yerinde gözetmek ve korumak, milli davaları savunmak ve Türkiye'nin itibarını her yerde korumak ve yüceltmek olduğunu belirten Babacan, bakanlıkta görev yapmanın onur kaynağı olduğunu kaydetti.
Bakanlığı döneminde milli çıkarları korumanın temel düsturu olduğunu ifade eden Babacan, haklı milli davaların savunması üzerinde hassasiyetle durduğunu söyledi.
Babacan, bakanlık olarak çok boyutlu, önalıcı, gerçekçi ve sorumlu bir dış politika izlediklerini belirterek, sadece bölgesinde değil, tüm dünyada barışın hakim kılınması için etkin faaliyetlerde bulunduklarını kaydetti.
Bakanlığı döneminde izlenen politikalara atıfta bulunan Babacan, komşularla ilişkilerin geliştirilmesini de
ihmal etmediklerini ve kemikleşmiş bazı sorunların aşılması için yoğun çaba sarf ettiklerini sözlerine ekledi.
Devir teslim töreninin ardından Babacan, kendisini bekleyen bakanlık mensuplarıyla tokalaşarak vedalaştı. Davutoğlu, Babacan'ı makam aracına kadar yolcu ederken, bakanlık mensupları Babacan'ı alkışlarla uğurladı.