Zira
iddianamenin zamanlaması dikkat
çekici... Askeri
mahkeme, Yüksek Askeri Şura'ya sayılı günler kala "
Dursun Çiçek" iddianamesini kabul etti. Bu nokta önemli. Çünkü bir çok kritik görevdeki subayın
terfileri, yani mesleki kariyeri "ıslak
imza" soruşturmasına bağlı... Bir başka ifadeyle davanın
sanıkları arasına girmek
YAŞ'ta terfiyi unutmak anlamına geliyor. Askeri savcılığa göre Çiçek terfi alamadığı için TSK'yı zor durumda bırakma adına böyle bir plan yapmıştı. Oysa iddianamede çok şey biliyor ve ulaştığı belgeler gerçek denilen meçhul subayın gönderdiği ihbar mektuplarına göre Çiçek Karargah'ta yalnız değildi...
Millete Komployu kimlerin kurduğu tek tek anlatılıyordu. Millete
ihanet belgesinin Hasan Iğsız'ın emriyle hazırlandığı, belgenin ortaya çıkmasından sonra karargahtaki
imha işleminin kimlerce yürütüldüğü de isim isim anlatılıyordu. İmha operasyonunu
askeri savcı da doğruluyordu. Ancak YAŞ'a sayılı günler kala Çiçek hariç kimseyi iddianameye yazmadı. YAŞ öncesi
dosya örtülüyor mu endişelerine sebep olan bir liste de "
mağdur" iddiasıydı. Askeri savcılığın hazırladığı Dursun Çiçek İddianamesi'ne göre, Ergenekon'un
Erzincan yapılanması hakkında açılan davanın sanıkları cunta yapılanmasında değil bu yapının mağduruydu.
Savcı 3.
Ordu Komutanı
Saldıray Berk ve Erzincan
Cumhuriyet Başsavcısı
İlhan Cihaner dahil 14 sanık için mağdur dedi. Bütün şüphe ve sorular elbette YAŞ'ta
cevap bulacak...