YAŞzedelerin büyük endişesi

Bilindiği gibi Hükümet, Anayasa değişikliği için kollar sıvadı. Bu değişiklik içinde YAŞ kararlarının yargıya açılması da var. “Yaş”zedelerin gözü-kulağı da yapılacak bu düzenlemelerde…

YAŞzedelerin büyük endişesi

Yazılarımızı takip edenler bilirler, buradan, YAŞ kararlarıyla mağdur edilmiş olan insanlarımızın feryatlarınıza, yaşanılmışlıklarına yer vermeye çalışmıştık… Yaşanmışların bilinmesi, bundan sonrakilere yaşatılmaması ve de yaşananların telafi edilmesine vesile olması temennileriyle… Muhalefetin direnmelerine rağmen, hükümet bu değişiklikleri yapmayı düşünüyor anlaşılan. Fakat mağdurların canı burnunda, yaşadığı ve yaşamakta olduğu sıkıntıların bir an önce son bulmasını bekliyor. Bize bu konuda muhtelif mesajlar geliyor, onlardan birisini aktararak bu meseleyi tekrar ilgililere hatırlatmak istiyorum. Mektup, Arif B. KOÇDOĞAN isimli bir ‘Yaş’zededen. Yeni Anayasa’daki YAŞ kararlarına dair yapılacak düzenlemelerin handikaplarına dair çok yerinde ve hassas tespitleri var. Belli ufak vurgulamaların haricinde, sayın okuyucumuzun mektubunu aynen takdirlerinize sunuyoruz: “1998 yılında ben de YAŞ kararıyla "disiplinsizlikten" re'sen emekli edildim. (Emekli deyince; emekli maaşı bağlanmış, sağlık karnesi cebinde sanılıyor. Ne emekli maaşımız, ne de sağlık karnemiz var… Silahına, kimliğine, sağlık karnesine el konulmuş, geleceği karartılmış insanlarız biz!) Bu değişiklik bana ne sağlayacak diye biraz araştırınca bazı bilgilere ulaştım. Ne hükümete, ne de başbakana ulaşma imkânım var. Ben de bu konudaki görüşlerimi duyurmak için, medyamızın içindeki siz değerli Demokrat yazarlarımıza ulaşabileceğimi düşündüm. Adaletin peşine düşmüş, Hakikaten adil yargılanma isteyen, “Bölücübaşı”na tanınan yargılanma hakkını talep eden bir YAŞzedenin sesi olabileceğinizi düşünerek sizinle paylaşmak istedim. (Ben de bir insanım ve buna hakkım olduğuna inanıyorum.) Bu meseleyi inceleyerek gündeme getirmenizi rica ediyorum. *** YAŞ KARARLARINA YARGI YOLUNUN AÇILMASI, YAŞZEDELERİ DAHA FAZLA MAĞDUR EDECEKTİR, NEDEN Mİ? 1- Anayasa değişikliği ile YAŞ kararları yargıya açıldığında; 2- Altmış (60) gün içinde 1.665 adeti irticacı(!) 3.000’e yakın YAŞzede mahkemeye başvuracak. 3- Başvurulacak Mahkeme; Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ( AYİM ) dir. 4- Davalara AYİM 1.nci Daire bakacak. Bu dairenin 6 üyesinden 2 tanesi kurmay subay, 4 tanesi ise askeri hâkimdir. Kurmay subaylar anayasa gereği bu görevi 4 sene yapıp kışlaya dönen subaylardır. Kışlaya dönecek bir subay YAŞzedeler hakkında nasıl adil olabilir? Adil olmak isteyen olsa bile, baskı görmeyeceklerini kim iddia edebilir? İddia etse bile kim inanabilir? Kaldı ki bu mahkemeler; “Hâkim bağımsızlığı” ve “Hâkim teminatı” olmadığından dolayı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gereği kapatılmasını istediği mahkemelerdir. “Askeri darbe sonunda kurulmuş, demokratik şartlara haiz olmayan mahkeme statüsünde olduğu” ifade edilmektedir. Hepsinin sicil amiri başka bir subay yani kısaca Genelkurmaydır. Bu hâkimler ve subaylar “emir alan askerlerdir”. Yaş’zedeler içinde bu Hâkimlerimizden de var. Hâkim teminatı olmadığının en büyük kanıtı da budur zaten. Askeri Hâkimler bile bir tutanakla TSK’dan rahatlıkla atılmıştır. YAŞ’zedeler nasıl güvenebilir böyle bir mahkemeye? Siz güvenebilir misiniz? 5- Bu davalar en fazla 5 oturumda karara bağlanacak ve karar %99 reddedilecektir. Çünkü; 6- AYİM bu kararı verirken subay – astsubay sicil yönetmeliğine bakarak karar verecektir. 7- Yaş’zedeleri atmadan önce muhakkak SOYUT suçlamaların yapıldığı bir veya birkaç “…. İrticai görüşleri benimsediğiniz…” cümlesiyle başlayan savunma talebi; YAŞzedelere verilmişti. 8- Bu savunmaya/savunmalara istinaden sicil amirlerine tutturulan “TSK’da Kalması Uygun Değildir” tutanağı, AYİM’in davaları reddetmesi için yeterlidir. 9- Durum bu olunca, sicil yönetmeliklerinde yapılmayan düzenlemeler ve AYİM’in yapısı gereği; Anayasa değişikliği olumlu bir sonuç vermeyecektir. Önce bu yönetmeliklerin, uluslararası kabul görmüş idarî ve cezai şartları taşır hale gelmesi gereklidir. 10- AYİM’in bu kararından sonra davası reddedilen YAŞ’zedeler; tekrar AYİM’e “KARAR DÜZELTMESİ” başvurusu yapacaklar, bu talepleri de ilgili yönetmelik gereğince reddedilecek ve AYİM kanunu gereği davası reddedilen her YAŞ’zede TAZMİNAT ÖDEMEYE mahkûm olacaklardır. Bir de mahkeme masrafları kendilerinden tahsil edilecektir. 11- Bu kararın TEMYİZİ yok, yani bir üst mahkeme olmadığından, ”kaş yapayım derken”, YAŞzedelerin “gözünü” hem de ikisinin birden çıkarılmasına vesile olacaktır. 12- Bir daha açılmamak üzere bu mesele de gündemden düşecek, Başbakanların YAŞ kararlarına şerh düşme dönemi de kapanmış olacaktır. SAYIN BAŞBAKANIM! Hazırlamış olduğunuz bu anayasa değişikliği bu haliyle –maalesef- YAŞ’zedelere bir fayda veremeyecektir. Bu değişikliği, ilgili yönetmelikleri değiştirmeden ve AYİM’in yapısını düzeltmeden lütfen yapmayınız. Yaşzedeler ve yakınları ve çevreleri; Yaş kararları, Yargı kapsamı dışında olduğu için bu zamana kadar hep acılarını içine attılar, tevekküllü davrandılar. “Kaderimiz” deyip ateşlerini kül ile örttüler. YAŞ kararları yargıya açılıp, yukarıda özetlemeye çalıştığım durumlar yaşandığında, eski tevekkellikleri kalmayacaktır. Yaş’zedeler ne korkak, ne de acizdi, şimdi de değiller. Eylem yapan üniversitedeki gençlerden daha fazla aktiviteye ve enerjiye sahipler. Mazlum ile Allah (cc) arasında perde olmadığını iyi bilirler. Yaş’zedeler bu zamana kadar, TSK aleyhinde hiç konuşmadılar, konuşmak isteyene de müsaade etmediler. Hala inanıyorlar ki; Asker Ocağı, “Peygamber Efendimizin ocağı”dır. Bu memlekette okunan, duyulan ezan seslerinin vesilesidir. Bu ordunun yıpratılmasına da asla gönülleri razı değildir. Müslümanların içinde hata yapan günahkârlar olduğu gibi, ordumuzun da içinde yanlış ve hatalı işler yapan personel olacağı inancına sahiptirler. Parmakta siğil var diye kol kesilmesini uygun bulmadılar. Sayın Başbakanım! Mevcut hali kabullenmiş gözüken Yaşzedelerin, dertlerini çözemeyecek bu “Anayasa Değişikliği”ni lütfen bu haliyle çıkarttırmayınız. Kabuk bağlamış yaralarından kanla birlikte gözyaşlarının akmasına müsaade etmeyiniz. Anayasa değişikliği ile yaşanacak gelişmeler; Yaşzedeleri bu hale düşürenleri haklı çıkaracak, onları sevindirecektir. Bu kurşun gibi ağır gelir Yaşzedelere. Her birisinin sicil durumu benden iyidir, inanıyorum. Benim 11 senede 12 adet takdirname ile ödüllendirilmem bir işe yaramayacak, TSK’dan atılmadan 4 ay önce her 2 sicil üstümden TAKDİR belgesi alıp, aynı şahıslar tarafından 4 ay sonra SOYUT iddialarla örülmüş bir adet belge; “delillerle asla belgelenemeyen bir belge” ile hayatımın nasıl karartıldığını kime anlatabileceğim? Buna kimsenin hakkı yoktur. Belgenin (irticai görüş ve yaşam tarzını benimsediğiniz sözüyle başlayan, elde bir kanıt ve delil olmadığı halde bölücü ve irticacı ilan edildiğim belge..) ne olduğunu kamuoyumuz zaten anlayamayacaktır, nasıl anlasın ki? Hukukçular dahi AYİM nasıl bir mahkeme bilmezken, sicil yönetmeliğine göre nasıl hayatlar karartılır bilinmezken: “BAK İŞTE YARGILANDILAR, MAHKEME DE BUNLARIN ATILMASINI HAKLI BULDU. DEMEK Kİ BUNLAR BİRŞEYLER YAPMIŞLAR” konumuna düşürülmeyi tüm ‘yaş’zedeler hazmedemezler. Bu durumu da kimseye anlatamazlar. Bu zamana kadar nefsimizin ve öfkemizin peşinde koşmadık, içimizden bir tanesi bile hukuksuzluğun içine düşmedi, suç işleyip de savcıların ve hâkimlerin karşısına çıkmadı. ‘Yaş’zede olan filanca böyle bir adlî olaya karıştı türünden medyada bir haber dahi duyulmadı. Toplum bizleri unutmuştu, bizler de topluma kendimizi hatırlatacak eylemler içinde olmadık. LÜTFEN; bu yazdıklarımı hukukçu vekillerinize, TBMM anayasa komisyonumuzun üyelerine ve üniversitede bu işin üstatlarına inceletiniz. Benim anlattıklarımın ne kadar haklı sebeplere dayandığını göreceksiniz. Bu anayasa değişikliği bu haliyle derdimizi çözemez. Dünyanın neresinde elde kanıt olmadan hayatlar karartılıyor, insanlar mağdur ediliyor? Beni ne ile suçlayıp işlem yaptılarsa delillerini ortaya koysunlar. 3 tane askerin imzaladığı bir adet tutanak nasıl delil olur? Bu tutanakla işlem yapmak zorunda olan bir mahkeme ne kadar adalet dağıtabilir? İlgili Sicil Yönetmeliği değişmeden ve AYİMin yapısı Uluslararası kabul gören şekilde düzeltilmeden yapılacak anayasa değişikliği YAŞzedeleri hüsrana uğratacaktır. Saygılarımla, Arif B. Koçdoğan -(YAŞzede) RAMAZAN KERPETEN-SAMANYOLUHABER.COM
<< Önceki Haber YAŞzedelerin büyük endişesi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER