YSK'dan tepki çeken skandal karar

TC kimlik no krizinden sonra YSK yeni bir skandala daha imza attı...

YSK'dan tepki çeken <b>skandal</b> karar

Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) seçime ramak kala aldığı kararlara tepki yağıyor. Oy vermenin zorlaştırılmasının ardından siyasî partilerin sandık görevlilerine başörtüsü yasağı getirilmesi, CHP dâhil tüm tarafları kızdırdı. CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen ve İstanbul eski İl Başkanı Gürsel Tekin, uygulamayı yanlış bulduklarını dile getirdi. Bu kararın 'insan hakları' ihlali anlamına geldiğine de dikkat çekiliyor. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkan Vekili Halide İncekara, kadınlara yapılan öteleme ve zulmün artık bitmesini istiyor. YSK'nın vatandaşın bireysel haklarına müdahale ettiğini vurgulayan İncekara, "Milletçe YSK'nın tavrını anlamakta güçlük çekiyoruz." diyor. Söz konusu kararı sert bir dille eleştiren İncekara, "İleride 'başörtüsü takanlar oy da kullanamaz' mı diyecekler? Keşke YSK'da kadın üyeler bulunsaydı, belki o zaman böyle bir karar almazlardı." şeklinde konuşuyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 'tartışmalı' bir karar alındığına işaret ediyor. Çelik, "Bu konu Türkiye'nin öteden beri gerilim konularından biridir. YSK'nın kararları kesindir. Ancak bu gereken yerlerde tartışılır." diyor. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'nun AK Partili üyesi Mithat Ekici, "İnsanlar başörtüsü takarak da gidip sandık başında görevlerini yapabilmeli. Türkiye'nin artık bunları aşması gerekir." ifadelerini kullanıyor. Vatandaşların giyim kuşamından dolayı haklarının engellenmesinin yanlış olduğunu belirten Ekici, uygulamayı 'insan haklarına aykırı' olarak nitelendiriyor. Türkiye demokratikleştikçe, bu tür sıkıntıların kalmayacağının da altını çiziyor. Mazlumder Ankara Şube Başkanı Üstün Bol, YSK'nın aldığı kararın hukuki değil, keyfî olduğunu kaydediyor. Bol, "Yerel seçimlere 10 gün kala yayınlanan bu genelge ile amaçlananın başörtülü kadının elinden seçme ve seçilme hakkını almaktır." değerlendirmesinde bulunuyor. Bol, 'militarist' olarak gördükleri bu uygulamanın iptali için Danıştay'a başvuracaklarını ifade ediyor. Hukuk ve Hayat Derneği Başkanı Nurullah Albayrak, YSK'nın halkın iradesine, seçme ve seçilme hakkına dolaylı olarak karıştığına dikkat çekiyor. Albayrak, "Bu karar insan haklarına tamamen aykırıdır. Hukuki olmayan değerlendirmelerle, zaten tartışılan kamusal alan kavramı iyice genişletilmiştir." görüşünü savunuyor. Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Sinan Kılıçkaya, kararı antidemokratik ve hukuka aykırı buluyor. Kılıçkaya, şöyle devam ediyor: "Her şeyden önce sandık görevlileri devlet memuru değildir. Devlet memurlarına uygulanan kıyafet zorunluluğunu, partililerden istemek hukuka aykırıdır. YSK aldığı kararlarla seçimi zorlaştırıyor. YSK'nın yaptığı hem demokrasi hem de hukuk açısından kabul edilebilir değil." En büyük tepki kadın adaylardan NİLGÜN KURT (DSP- İzmir Menderes Belediye başkan adayı) YSK'nın yasağı çok büyük haksızlık. Sandık başında görev alan insanlar, devlet memuru değil. Başörtülü kadının görev yaptığı yer resmî daire değil. Bu kararı veren insanlar başörtüsünü üniversite kapısında çıkaran bir genç kızın gözlerine baksın. MERYEM BIÇKICI (CHP- Ankara Nallıhan Belediye başkan adayı) Halk arasında başörtüsü problemi yok. Seçim çalışmasını başörtülü arkadaşlarımla birlikte yürütüyorum. Şimdi bu insanlara sandık başında beni temsil etme, nasıl diyeceğim? AYŞE GÜNEY (AK Parti Eskişehir Mahmudiye başkan adayı) Gözetmenler devlet memuru değil. Bu kararla kadınlar büyük bir ayrımcılığa uğradı. Benim seçmenlerimin çok büyük bir kısmını kadınlar oluşturuyor. Bunların içinde örtülü kadın sayısı az değil. Şimdi biz onlara siz oy verebilirsiniz ama sandık başında partinizi temsil edemezsiniz mi, diyeceğiz. Başörtüsünün bu şekilde malzeme yapılması çok çirkin. Bu tür kararlardan utanç duyuyorum. DERYA NUR ŞİMŞEK (SP-Gümüşhane Kelkit başkan adayı) Bu karar ayrımcılığın hangi boyutlara vardığını göstermesi açısından önemli. Kamusal alan her geçen gün biraz daha genişletiliyor. Resmen sivil hayata müdahale ediliyor. Başörtülü insan gerçeği göz ardı ediliyor. Keyfî uygulamalara son verilmeli. TÜLAY YILDIZ (DSP İstanbul Şile Belediye başkan adayı) Sandık görevi gönüllülük esasına dayanır. Alınan karar büyük haksızlık. Başörtülü bir gözetmenin seçim için ne gibi bir sakıncası olabilir? Bir kadının başörtüsüyle oy kullanması nasıl demokratik hakkıysa gönül verdiği partinin gönüllüsü olarak sandık başında görev alması da demokratik hakkı. SEMRA ŞAHİN (SP- Konya Altınekin Belediye başkan adayı) : Ben başı açık bir adayım, ama kararı duyunca rencide oldum. Bu çok saçma ve adil olmayan bir durum. Bazı kesimler tarafından bir kadının başının açık olması veya kapalı olması neden bu kadar çok önem taşıyor? GÜNAYDIN ALTINOK (DP- Ankara Bağla Belediye başkan adayı) YSK'nın yasakları yüzünden Türkiye'de demokrasi vardır diyemiyorum. Bu çağda YSK bu tür yasaklar getirebiliyorsa Türkiye'de demokrasiden söz edilemez. Bir kadının başörtüsü değil içi önemli olmalı. Onun zekâsı, hizmeti ve başarıları gündeme gelmeli. Bu tür kararlar sadece başörtülü kadınlara değil, açık olan hemcinslerine de büyük hakaret. Artık vicdanları kanatan bu tür uygulamalara son verilmeli. Hukukçular da YSK'nın kanuna aykırı karar verdiğini belirtiyor. Konuyla ilgili görüşler şöyle: Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Mehmet Turhan: YSK kamusal alanı kendine göre yorumlamış. İşgüzarlık yapmış. Bunlar devlet memuru değil, orası devlet dairesi değil. Bu mantıkla giderlerse kamusal alandır diye devletin hastanelerine de, belediye otobüslerine de yasak koyabilirler. Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu: YSK'nın bu kararı doğru bir yaklaşım değil. Siyasi partiler sivil kuruluşlardır. Sandık kurulunda çalışan insanları klasik bir memur konumunda görmek doğru değil. Kadınlar siyasi partilerde başörtülü olarak kurucu üye olabiliyor, Anayasa Mahkemesi'nin bu yönde bir kararı var. Yıllardır böyle bir yasak yoktu. Yasal dayanağı yok, neye göre yapılıyor bilmiyorum. YSK'nın, kararlarını seçime yakın tarihlerde açıklaması da doğru değil. Kararlar önceden verilmeli, siyasi partilerin ona göre hazırlık yapmaları sağlanmalı. DP Genel Başkanı Süleyman Soylu: Planlı programlı bir proje. Seçimi tahrik etmeye çalışıyorlar. YSK, aldığı kararlarla seçimi çığırından çıkardı. BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu: Bu karar hür seçime müdahale anlamına geliyor. İnsanların inanç ve töresel değerlerine müdahale etmek kimsenin hakkı değildir. İnsanların yaşam tarzına 'suç' gözüyle bakıp onları sandıktan uzak tutmak kabul edilemez. YSK'nın, kararlarını son dakikaya sıkıştırmasına da anlam veremiyorum. Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş: Son derece yanlış bir karar. YSK'nın böyle bir karar almaya yetkisi var mı bu tartışılır. Bu karar belediye otobüslerine de başörtülü binilmemesinin yolunu açar. Hukukun temel ilkeleriyle çelişen bu kararı tasvip etmemiz mümkün değil. CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen: Anlamsız bir karar. Kamusal alanda ancak devletin görevlendirdiği kişiler bu yasağa uymak zorundadır. Yoksa sivil vatandaşlar istediği kıyafetle sandık başında görev yapabilir. Gözlemci olarak tabii ki gönderilecek. Kim ne karışır bu kişilere. Eski CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin: YSK'nın bugüne kadar aldığı bütün kararlar yanlış. Tartışmalı uygulamalarla vatandaşa çile çektiriyorlar. Partilerin görevlendirdiği kişiler sivildir. Kamusal alan bu kişiler için geçerli değildir. MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı: Yüksek Seçim Kurulu, Anayasa'ya göre seçimlerin sağlıklı, düzgün ve düzenli yapılmasının temininden sorumludur. Kurul, böyle bir karar almışsa buna itiraz söz konusu değildir. ZAMAN
<< Önceki Haber YSK'dan tepki çeken skandal karar Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER