Yahudi lobilerine açık mektup

Yasin Aktay, Amerika'daki Yahudi lobilerine açık mektup yazdı.

Yahudi lobilerine <b>açık mektup</b>

Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail'in sivil katliamına dönüşen Gazze'ye yönelik insafsız saldırılarına yönelttiği eleştiriler üzerine, bu eleştirileri anti-semitizm olarak değerlendiren mektupları yazan ABD'deki Yahudi lobilerine! Bir aya yakın bir süredir İsrail bombardımanı altında halı gibi dövülen Gazze'nin dünya medyasına yansıyan görüntülerinden haberdar olmadığınızı düşünemiyorum. 21 gün boyunca yağan bombalarla Gazze yerle bir oldu, 1300 kişi öldü 5000 kişi yaralandı. Ölenlerin en az 400'ü çocuk bir o kadarı kadın bir o kadarı sivildi. Kullanılması insanlık suçu kapsamında bulunan misket ve fosfor bombaları sadece orada hâlen yaşamakta olanları öldürmekle kalmadı, bundan sonra doğacak Filistinli çocukların da hayatlarına isabet etti. Bundan sonra doğacak çocukların da atılan bombaların etkisiyle sakat kalacağı biliniyor. Bu yolla Gazze'nin sadece bugünü değil, geleceği de bombalandı. Bu öfkenin, bu zulmün sebebinin Hamas'ın İsrail caddelerinde bir toz bulutuna bile sebep olamayan bombaları olduğuna inanamıyoruz, ama eğer bu ise bile, bunun bu kadar çılgınca bir öfkeye, bu kadar orantısız ve kesintisiz bir şiddete yol açmış olması daha ciddi bir insanlık sorunu karşısında bulunduğumuzu gösteriyor. Tevrat'ta bile “göze göz, dişe diş” diyor, İsrail kendi vatandaşının henüz çıkmamış gözünün intikamını peşin peşin almak için binlerce kişinin hayatına kast edebilmiştir. Kurulduğu günden beri yapmakta olduğu gibi… Ve siz, Yahudi Lobileri, iletişim çağında canlı canlı bütün insanlığın izlemekte olduğu bu kanlı katliam görüntülerinin karşısında, parçalanan bebek bedenleri, dağılan hayatlar, öksüz ve yetim kalmış çocukların çektiği ve çekeceği acılar karşısında bir nebze merhamet duymadınız şimdiye kadar. Bunları yaşayanların insan olduğunu bile düşünmediniz, hissetmediniz. Dünya sisteminin güç merkezinde, Amerika'da, sahip olduğunuz maddi ve siyasi nüfuz ve zenginliği sadece Yahudi halkının mutluluğu ve güvenliğinin temini için seferber ediyorsunuz. Yahudilerin dışındaki insanların canına sadece cehennemi layık görüyorsunuz. Yönettiğiniz nüfuz imparatorluğuyla İsrail'in, bırakınız bütün bölgeyi, neredeyse bütün dünyayı huzursuzluğa gark eden şımarıklıklarının hoş görülmesini sağlamaya çalışıyorsunuz. Bütün bunları yaparken de İsrail'e veya sizin yaptıklarınıza yönelik herhangi bir eleştiriyi “Yahudi düşmanlığı” diye yaftalamaya kalkışıyorsunuz. Bu konudaki başarınız her türlü takdire şayan. İsrail'in bütün politikalarına böylece bir eleştirilmezlik, bir dokunulmazlık kazandırıyorsunuz. Şimdi anlıyoruz ki Yahudilik bile, Naziler yüzünden bir dönem maruz kalmış olduğu mağduriyetiyle, İsrail'in cinayetlerine, yayılmacı politikalarına kalkan olarak kullandığı, sonuna kadar istismar ettiği bir konudan başka bir şey değil. Ama gerçekten Yahudi düşmanlığının gelişmesiyle ilgili kaygılarınızda samimi iseniz, bilesiniz ki, Yahudi düşmanlığının asıl müsebbibi İsrail'in saldırgan politikalarından başkası değildir. Bilesiniz ki, Yahudi düşmanlığını önlemek de zannedildiğinden çok daha basittir. Siz, belki tuzu kuru ABD vatandaşları olarak bölgeyi yeterince tanımıyorsunuzdur. Verdiğiniz desteğe güvenerek Siyon hedeflerine yaklaşmış olduğunu zanneden İsrail'in anlattıkları da sizi yanıltıyor olabilir. Bölgede Müslümanlar hiçbir zaman özde Yahudi düşmanı olmamışlardır. Aksine asırlarca Yahudilerle iç içe yaşamış, birlikte yaşamanın hukukunu üretmişlerdir. İsrail'in baştan itibaren bir “Yahudi devleti” olarak, bizzat kendi vatanlarına mal olarak kurulma tarzının Filistin tarafında nasıl bir algıya yol açabileceğini takdir etmek zorundasınız. Bunu ırkçı anti-semitist bir tepkiye bağlamanız en hafifinden büyük bir haksızlıktır. İsrail devletinin yol açmış olduğu bu trajik Filistin diasporasına rağmen bugün Filistin tarafı, buna Hamas da dâhil 1967 sınırlarına geri çekilmesi halinde İsrail'i tanımaya açıktır. İsrail Filistin halkının bütün topraklarını değilse bile 1967'de mutabık kalınmış topraklarını kabul edip Filistin halkının demokratik iradesine saygılı davranırsa bölgede sorunların büyük bir kısmı çözülür. Sizin de İsrail'in giderek savunmanızı zorlaştıran haksız politikalarını meşrulaştırmak için bu kadar enerji harcamanıza gerek kalmaz. Ayrıca bilesiniz ki, Yahudilere Müslümanlardan yönelecek bir düşmanlığın garantörü bizzat İslam'ın kendisidir. Müslümanlar hiçbir zaman Yahudilerin veya Hıristiyanların hiç var olmadığı bir dünyanın özlemi içinde olmadılar. Kur'an-ı Kerim'de Müslümanlar için kurulan hayatın bir yerinde hep Yahudiler de Hıristiyanlar da vardır. O kadar ki, Müslümanlara onların yemekleri bile “temiz yiyecekler” olarak tanıtılarak, onlarla beraber yaşamanın kültürüne alabildiğine açık bir alan bırakılır. ABD'de ve Avrupa'da Müslümanlar üzerinde “Kosher” damgası bulunan yemekleri rahatlıkla yemektedirler. Buna rağmen bugün Müslüman dünyasında kabaran öfkenin tamamen İsrail'den kaynaklandığını anlamalı ve dönüp bu konuda kendi sorumluluğunuzu üstlenmelisiniz. Diğer yandan İsrail'e yapacağınız tek yardım onun her yaptığını onaylayıp meşrulaştırmak ve desteklemek değil, politikalarının yol açabileceği sonuçları da öngörüp gerektiğinde onu eleştirmek olmalı. Ayrıca anlamalısınız ki, Türkiye artık İsrail'in varlığı ve güvenliği doğrultusunda lobici rüşvetlerle veya komitacı-ajan operasyonlarıyla yönlendirilebilecek bir ülke değil. Bir şantaj konusu olarak ifade ettiğiniz Ermeni tasarısı politikanızı da isterseniz gözden geçirebilirsiniz. Tam bir rant kaynağına çevrilmiş bulunan soykırım iddialarının politik kârını Ermeni diasporasıyla paylaşmayı göze alabiliyorsanız bu konuda da Türkiye'nin yakasından düşmeniz, emin olun Türkiye'ye daha fazla rahatlatacaktır. YASİN AKTAY-YENİ ŞAFAK
<< Önceki Haber Yahudi lobilerine açık mektup Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER