17 Aralık soruşturmasını yürüten eski İstanbul Mali Şube Müdürü Yakub Saygılı, TBMM Soruşturma Komisyonu’nun CHP’li üyelerine verdiği bilgide, Abdullah Habbani’nin ayakkabı kutuları ve valizlere rüşvet paralarının konduğu ofisin görüntülerine el konulduğunu ancak savcı Ekrem Aydıner’in bunları iade ettiğini ileri sürdü. Saygılı, Yasin el Kadı’nın yasaklı olduğu dönemde özel uçakla Türkiye’ye getirildiğini, bunu fotoğrafladıklarını belirtti.
Yasaklı Yasin el Kadı, özel uçakla getiriliyordu: Yasin el Kadı, Muaz Kadı, Bilal Erdoğan ve Usuma Kutup, Bosphorus diye bir şirket kuruyorlar. Kupon arazileri incelemeye başlıyorlar. Etiler Polis Okulu arazisi de bu arazilerden birisi. Tayyip Erdoğan, “kefilim” dediği bir dönemde. Bakanlar Kurulu’nun El Kadı ile yasak kararı vardı ama özel uçakla getiriliyordu ve biz fotoğrafladık. Sarraf, bakanlara para vermekten kurtulmak istedi: Rıza Sarraf’ın Egemen Bağış’a ulaşma işinin amacı Başbakan’a ulaşıp bakanlara para vermekten kurtulmak istiyor. Dijital kayıtlarda Sarraf’ın tablet ve telefon kayıtları var. Bunları Rıza telefon ile fotoğrafını çekip Whatsapp üzerinden gönderiyormuş. Çağlayan’ın el yazıları, referans mektupları var.
Kırık CD, KOM’da var: Eylül 2012’de kara para konusunda çalışmaya başladığımızda rüşveti bilmiyorduk. 2 MASAK raporu var. 17 Aralık’la ilgili takipsizlik kararında MASAK’tan gelen raporun CD’sinin kırık olduğu yazıyor. Ama bu rapor, Ankara KOM’daydı.
Sahte belgeler: Volgam, Rıza Sarraf’ın Türkiye’deki şirketi, transit ticaret işini tezgâhlıyor. Atlantis, Dubai’deki şirket. Dubai devletine ait boş gümrük belgeleri getiriliyor. Aramalarda balya balya bulundu. Ayrıca sahte Dubai gümrük kaşeleri çıktı. 17 Aralık’ta Halk Bankası’ndan savcılık yazısıyla aldık. Kullanılmış belgeler çıktı. Dijital aramalarda Excel’de ya yazılmış belgeler çıktı. Bunlar bize gelmedi, savcı hiç göstermiyor. Volgam adına 6 koli Halk Bankası’nda belge çıktı. Savcı (Ekrem Aydıner) bu belgeleri Halk Bankası’na soruyor, bunu Dubai gümrüğüne soracaksın.
Aslan harcamış: Süleyman Aslan’a (Halk Bankası Genel Müdürü) ilk Aralık 2012’de 2 milyon Avro gidiyor. Aralık 2013’e kadar da 15 sefer daha para gitti. İmam hatip hikâye. Nerede inşaat başlamışlar. 15 seferin 13’ünde miktar net belli. Tapelerde var. Bunların 9’unda kurye takibi var, 9 takibin 2’sinde kutu açtırılıp çekim yapıldı. Aslan’ın evinden çıkan rakam 13 seferde toplam 3 milyon Avro, 3 milyon 900 bin dolar ve 1 milyon TL. 2 sefer belli değil. Evdeki paralar bu paraların yarısından biraz fazla. Geri kalan nerede? Harcamış.
Avukat utandı: Abdullah Habbani’nin avukatı, Habbani’nin ifadesi alınırken Muammer Güler’in “Önüne yatarım, asarım, keserim” laflarına “Bu nasıl bakan yahu utanıyorum” dedi.
Altın işi: Savcı (Ekrem Aydıner), takipsizlik kararında “Zafer’e para gitmiş, ama bu altın işi Çağlayan’a bağlı bir görev değil” diyor. Transit ticaretle ilgili yetki belgesi verilmesi gerekiyor. Bu belgeyi Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı veriyor. Bu müsteşarlık da Zafer Çağlayan’a bağlıydı.
Kutulara para konma görüntüleri: Abdullah Habbani’nin ofisindeki kamera kayıtları vardı ve el konuldu. Ekrem Aydıner, bu kayıtları iade etti, deliller karartıldı. Ayakkabı kutularına ve valizlere burada para konuluyordu. Muammer Güler’in referans mektubu, Rıza Sarraf’ın telefonundan fotoğraf olarak çıktı.
Takibi anladılar: Barış Güler ve Süleyman Aslan, Rıza Sarraf’a önce Whatsapp’tan yazarken daha sonra Viber ile konuşalım diyor. Viber görüşmeleri takip edilemiyor. Sarraf ve Barış’ın ajandalarına el konuldu. Bu defterin fotokopileri çektirildi, Meclis’e gönderildi.
Solak oldu: Savcı Celal Kara, Barış Güler’i 17 Aralık’tan sonra çağırıp el yazısı örneği istedi. Güler, sol eli ile yazmaya çalıştı. Tüm ilişkilerini ajandaya yazmış. Arama yapılırken kamera kayıtta olabilir. Burada imza attırılıyor. O tutanağı hangi eli ile imzaladığı bellidir. Gözaltındayken yeni gelen Emniyet Müdürü, sadece Barış Güler’i soruyordu. Salih Kaan’ı soran yok. Mali Şube’nin yeni müdürü, Muammer Güler bunu göndermiş. Sorgudan önce gelmiş “Barış Bey, biz sizin suçsuz olduğunuzu biliyoruz” diyerek iki büklüm oluyorlardı. Yeni gelen Mali Şube’den sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı, soruların bazılarını çıkarmak istedi. Nitelikli dolandırıcılık büro amiri Mehmet Akif Üner’e “Hiç bakan çocuğu rüşvet alır mı, bu soruları sormayın” demiş.