Meclis'in, halkın egemenliğini temsil eden merci olduğunu vurgulayan De la Cuesta, bu yapıyı
kontrol edecek kurumda sadece hâkimler ve savcıların değil, akademisyenlerin de yer alabileceğini kaydetti. AIDP'nin İstanbul'da düzenlediği 18.
Ceza Hukuku Kongresi'ne katılan De la Cuesta,
Ergenekon davasını da yakından takip ettiğini belirtti. AIDP Başkanı, yargıçların bağımsız ve etki altında kalmadan işlerini yapmaları gerektiğinin altını çizdi.
100 yıldan fazla bir geçmişi olan AIDP'nin başkanı
Jose Luis de la Cuesta, Türkiye'deki yargı
reformunu ve
Ergenekon davasındaki hukukî süreci Zaman Gazetesi'ne değerlendirdi. Terörün finansmanı,
hazırlık ve iştirak müesseselerinin genişletilmesi gibi konuların yanı sıra kongrede gündemdeki
yargı reformu ve Ergenekon davası da masaya yatırılan konular arasında.
Ergenekon davasını AIDP içindeki Türk meslektaşlarından edindiği bilgiler ışığında değerlendirme imkânı bulduğunu söyleyen de la Cuesta, hâkimlerin ve savcıların bağımsız ve etki altında kalmadan işlerini yapmaları gerektiğinin altını çizdi. HSYK'nın, Ergenekon davasına
bakan hâkim ve savcıların yerlerini değiştirme girişimlerinin anlamsız olduğunu söyleyen AIDP Başkanı, "tabii hâkimlik" ilkesinin uygulanması gerektiğine işaret etti. Bu ilkeye göre davaya başlayan hâkimin sürecin sonuna kadar görevde kalması, yargının bağımsızlığına işaret eden önemli bir gösterge. AIDP Başkanı, açıklamalarında
teknik takip (dinleme) ve gizli tanıklık gibi konularda
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (
AİHM) verdiği kararlara da vurgu yaptı. AİHM'nin
terörle mücadelede sunduğu imkânların bu dava için de kullanılabileceğini ifade etti. AİHM kararları kimi deliller ışığında ortaya çıkan terör yapılanmalarının tam anlamıyla deşifre edilebilmesi için ortam dinlemesi yapılmasına izin veriyor. De la Cuesta, gizli tanıkların kimliğinin korunmasının da bu tip davalarda önemini aktardı.
Türkiye'de tartışılmaya başlanan askerî mahkemeler konusunda kesin tavrını 'yetkileri sınırlandırılmalı' ifadeleriyle ortaya koyan de la Cuesta, askerî bir yetkilinin
sivil suçlar da işleyebileceğine dikkat çekti.
Askerî mahkemelerin,
disiplin suçları dışındaki davalara bakmasının onları "ihtisaslı" birimlere dönüştüreceği görüşünü dile getirerek, bunun yerine askerî yetkililerin de sivil mahkemelerde yargılanabileceğini kaydetti.