Yiğit, Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül’ün eşi
Hayrünnisa Gül ve
Başbakan Erdoğan’ın eşi
Emine Erdoğan’ın kamusal alanda başörtüsü takması ile ilgili yapılan suç duyurusunda
takipsizlik kararı verdi. Yiğit,
türban konusunda TCK’da suç tanımı ve müeyyide olmadığını ifade etti.
SUÇ TANIMLAMASI YAPILMAMIŞTIR
Almanya’da yaşayan ve 1999’dan bu yana
Avrupa Türkiye Cumhuriyeti Kadınları Derneği’nin başkanlığını yapan Sultan Atıcı’nın,
Hayrünnisa Gül ve Emine Erdoğan hakkında yaptığı suç duyurusunu değerlendiren
Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Nuri Yiğit, verdiği takipsizlik kararıyla önemli bir tartışmaya da son noktayı koymuş oldu. Kararda “Bir fiilin suç oluşturabilmesi için Türk
Ceza Kanunu’nda ya da özel ceza
kanunlarında suç olarak tanımlanması ve müeyyidesinin bulunması gerektiği’’ ifade edildi. Yiğit verdiği takipsizlik kararında, “iddia edilen olaylar bakımından ceza hukukunda suç tanımlamasına yönelik bir
düzenleme ve müeyyide bulunmadığı gibi, aynı konuda idari bir
soruşturmayı gerektiren düzenlemenin de mevcut olmadığı ve bu nedenle soruşturma evrakının intikal ettirileceği bir başka idari makam da bulunmamaktadır” dedi.
BÖYLE BİR İDARİ DÜZENLEME DE YOK
Suç duyurusu dilekçesinde, ‘’Türk kadınını temsil görevine sahip kişiler olan Hayrünnisa Gül ve Emine Erdoğan’ın, kamu alanı sayılan
yurt dışı görüşmelere ve yurt içinde Ana
yasa ve yasalar ile belirtilen resmi günlere, dinsel
kıyafet olan ve siyasi simge niteliği bulunan türban ile katılarak suç işledikleri’’ iddiasında bulunulmuştu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının verdiği bu kararı değerlendiren hukukçular bugüne kadar anayasada herhangi bir
yasak olmadığı halde kamusal alanda
başörtüsü yasağı tartışması yaşandığını ancak bu kararın böyle bir yasak olmadığını teyit eder önemli bir karar olduğuna dikkat çekti.
Hukukçuların karara tepkileri şöyle oldu.
KAMUSAL ALAN DİYE BİR DÜZENLEME HİÇ OLMADI
Avukat Kazım Berzeg: Bu kararın bir ilk olduğunu düşünüyorum. Suç ihbarı saçma. Hukukta bir
kural vardır, kanunsuz suç olmaz.
Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne: Zaten bizin hukukumuzda, ‘kamusal alan’ diye bir tabir yok. Türkiye’de başörtüsü yasağı üniversitelerin üniversite öğrencilerine v
e devletinde devlet memurlarına koyduğu bir yasak. Aslında her kamusal alana yasal olarak baktığımızda türbanla girmek mümkün. Bununla ilgili hiçbir yasak yok. Türkiye’de asıl sorun da zaten alanlarla ilgili değil, sıfatlarla ilgili.
Anayasamızda asıl değiştirilmesi gereken sıfatlar.
Prof. Dr.
Doğu Ergil: “
Başörtüsü ile kamusal alana girilmez diye bir yasa yok. Yasa olmayınca da yaptırımı yok. Bu suç duyurusunun mantığı Türkiye’de etkili olsa idi bence başörtülü bütün kadınların çocuklarının askere alınmaması lazımdı. Meclisin büyük bir kısmı boşalmış olurdu eşleri başörtülü diye. Bu suç duyurusunda bulunan bu aşırı taleplerlede bulunanlara ‘iyi oldu mu’ diye somak lazım.”
Prof.
Ergun Özbudun: “
Kamusal alanda türban takmayı yasaklayan benim bildiğim kadarıyla kanun hükmü yok. Kamusal alan tabiri zaten hiçbir yerde yok. Nedir kamusal alan? Sokak da mı kamusal alandır? Bunun tanımı yoktur.”
BU KARARI ALKIŞLIYORUM
Prof. Hüseyin Hatemi: “Anayasada bir hürriyetin sınırlanması suç olması için suç haline getiren bir kanun hükmünün olması lazım. Başörtüsünü suç haline getirmek için uğraşan bazı tipler vardı. Hiçbir mevzuatta başörtüsü suç haline getirilmiş değildir. Getirmesinin de imkanı yoktur. Ankara’da savcılar var diyorum ve bu kararı doğru buluyorum. Çok tabii olan bu kararı alkışlıyorum”
STAR