Adli Kolluk Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik geçtiğimiz hafta, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yapılan değişikliğe göre Emniyet ve Jandarma görevlilerinin, adli olaylarda amirlerine bilgi verme zorunluluğu getirildi.
Yapılan bu değişiklikle ilgili olarak Samanyolu Haber’e konuşan Taraf gazetesi yazarı Lale Kemal, söz konusu değişikliğin çok ciddi bir tehlikeyi de beraberinde getirdiğine işaret etti.
'YARGININ ETKİSİZLEŞTİRİLMESİ SÜRECİNİ YAŞIYORUZ'
Türkiye’de yargının, yıllarca sorunlu bir şekilde işlediğini ve ‘vesayetin yargısı’ şeklinde çalıştığını söyleyen Kemal, 2010 yılında yargının bağımsızlığı için atılan bazı adımların çok yetersiz kaldığını ifade etti: ‘12 Eylül darbesi sonrası siyasi partiler kanununda yapılan değişiklikle yasama organı olan parlamentonun önemli ölçüde bir fonksiyonelliği yok. Yürütme yani mevcut iktidar parlamentoyu da kontrol altında tutuyor. Zaten sorunlu olan yargı sistemimiz yıllarca vesayetin yargısı şeklindeydi. 2010 referandumu ile yargının bağımsız hale gelmesi için bir takım adımlar atıldı ama bunlar tek başına kesinlikle yetmedi.’ dedi.
Gündemi sarsan ikinci operasyon dalgasında polisin savcıları dinlemeyerek operasyona çıkmamasını da eleştiren Kemal, ‘Bugün polis üzerinden ciddi şekilde yargıyla oynanıyor. Yargının etkisizleştirilmesi ve özerkliğinin tamamen yok edilmesi sürecini yaşıyoruz.’ şeklinde konuştu.
'DEMOKRASİYE KARŞI CİDDİ BİR TEHDİTTİR'
Kemal, Adli Kolluk Yönetmeliğinde yapılan değişikliğin parlamento ve yargı üzerinde ciddi bir etki oluşturduğunu vurgulayarak, söz konusu durumun demokrasiyi de tehdit ettiğinin altını çizdi: ‘Savcıya doğrudan bilgi veren ve onun emrinde kriminal bir takım davalara bakan adli kolluk kuvvetleri ile ilgili adli kolluk yönetmeliğinde yapılan değişiklik, parlamento üzerinde ve yargı üzerinde kontrol sağlıyor. Bu demokrasiye karşı çok ciddi bir tehdittir.’
'SİVİL ANLAMDA BİR DARBEYE KARŞILIK BULABİLİR'
‘Askerin silah zoru ile darbeler yaptığı bir dönemi kırdık. Ama şuanda yasama ve yargı tamamen iktidarın kontrolü altına girerse bu sivil anlamda bir darbeye karşılık bile bulabilir.’ diyen Kemal şöyle devam etti:’Yargının hukuk düzenini sağlanması ve yürütmenin uygulamalarından hesap sorması gerekiyor. HSYK zaten bunu dün yeniden hatırlattı. Hükümet dış ve iç mihrak suçlamalarında çok daha öte, bu yolsuzlukların üzerine çok daha şeffaf bir şekilde gitmesi gerekiyordu. Eğer hükümet bu şeklide davransaydı çok daha itibar kazanacaktı.’
SAMANYOLUHABER.COM