Yargıtay Başsavcısı'na tepki yağdı

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya, başörtüsü sorununun Anayasa değişikliğiyle çözülmesinde mutabık kalan AK Parti ile MHP'yi hedef aldı.

Yargıtay Başsavcısı'na tepki yağdı

Başörtüsü sorununun çözümü konusunda uzlaşan AK Parti ve MHP'ye yargıdan tuhaf bir tepki geldi. Parti kapatma davaları açma yetkisine sahip olan Yargıtay Cumhuriyet BaşsavcıAbdurrahman Yalçınkaya, bu girişimin laikliğe aykırı olduğunu savundu. Yalçınkaya, siyasi partilerin bu yönde faaliyet ve beyanlarda bulunamayacaklarını belirterek, "Bu durum Anayasa ve yasalarda hüküm altına alınmış, ayrıca yaptırımları gösterilmiştir." iddiasında bulundu. Yalçınkaya, "Basın Bildirisi" başlığıyla yaptığı açıklamada, "Cumhuriyetin temel ilkelerini, 85 yıllık kazanımlarını yok saymak, özgürlüğü çağdaşlaşma yerine dinî esaslar çerçevesinde ele alarak etnik gruplara, mezheplere, ırkçılara haklar vermek olarak görmenin ülkeye yarar getirmeyeceği, halkı önce bilinçlendirmeye, ayrıştırmaya sonra da çatışmaya götüreceği açıktır." dedi. Başsavcı, partilerin dince kutsal tanınan hususları propaganda konusu yapamayacaklarını, aksi takdirde demokratik devlet düzeninin korunamayacağını ileri sürdü. Yasa koyucunun, ülke bütünlüğünün bozulmasını önlemek amacıyla yaptırımlar koyduğunu anlatan Yalçınkaya, şöyle devam etti: "Eğitim ve öğretim kurumlarında bazı giysilerin kullanılmasının özgürlük sayılmasının mezheplerin, cemaatlerin, ırkçı örgütlerin, ayrılıkçı güçlerin sembollerini rahatça kullanacakları, eğitim görenleri örgütleyerek huzursuzluğa, laik ve üniter yapıya aykırı bir faaliyet alanına dönüştüreceği, yasalar önünde sorumluluğun bu yönde beyan ve faaliyetlerde bulunan siyasi partilere ait olacağı gözden kaçırılmamalıdır. Cumhuriyetin temel ilkelerinden olan laik ve üniter yapıyı yok etmeyi amaçlayan siyasi projeleri öne süremeyecekleri, bu nitelikteki beyan ve eylemlerin gerek iç hukuk gerekse de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi korumasından yararlanamayacağı gözetilmelidir." Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya'nın AK Parti ve MHP'yi hedef alan bu açıklamaları, siyasiler ve hukukçulardan sert tepki gördü. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Meclis'te bulunan herkesin Anayasa ve yasalar çerçevesinde faaliyette bulunduğunu söyledi. AK Parti Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş, Başsavcı'nın fikir ve düşünce özgürlüğünü daha doğmadan yok ettiğini vurguladı. Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Mustafa Kamalak, Yalçınkaya'nın çıkışını kabul edilemez bulurken, Hukukçular Birliği Başkanı Avukat Sinan Kılıçkaya, Başsavcı'yı hukukilikten uzak, siyasi açıklamalar yapmakla suçladı. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Tunç ise "Siyasi partiler ülkeyi yönetenler ya da yönetmeye aday olanlardır. Onların bu şekilde sorunları çözmeye çalışması zaten görevleri kapsamındadır." diye konuştu. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin: Siyasi partiler, sınırlarını bilir Başsavcının, siyasî partilerin faaliyetleriyle ilgili inceleme yapmak gibi bir görevi olduğu için, birtakım hatırlatmalarda bulunmasını anlayışla karşılamak gerekir. Herkes anayasal çerçeve içinde hareket eder. Siyasî partiler de anayasal çerçeve içinde hareket eder. (Laikliğe aykırılık konusunda) Başsavcı herhangi bir somut örnek vermiş değil. Her siyasî parti, Anayasa ve yasalar içerisinde siyasî faaliyette bulunuyor. Hiçbir siyasî partinin Anayasa ile çizilmiş olan çerçevenin dışına çıkmayı öngören bir faaliyeti yoktur, zaten olamaz. Niye böyle bir açıklama yaptı bilmiyorum. AK Parti Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş: Düşünce ve fikir özgürlüğü daha doğmadan yok ediliyor Sayın Başbakan yurtdışından döndükten sonra bir çağrıda bulundu, bu çağrıya bir siyasi partimizden de cevap gelmiştir. Daha hazırlık aşamasında bile olmayan bir düşünce var ortada. Somut çizgileri bile ortaya çıkmadan bu şekilde bir açıklamada bulunulması, düşünce ve fikir özgürlüğünün, daha doğmadan yok edilmesidir. Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Mustafa Kamalak: Demokratik sistemde kabul etmem mümkün değil Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın açıklamalarını yadırgadım. Demokratik sistemde bunu kabul etmek mümkün değil. Anayasa'da, yasama, yürütme ve yargının görev alanları açık. Başsavcı görüş beyan ediyor, bunu Anayasal zemine oturtmak mümkün değil. Bizdeki demokrasi işin kandırmacası. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Anayasa'mızda bu böyle. TBMM'nin alnında da yazıyor. Son tahlilde halkımızın, yüce milletimizin dediği olur. İnşallah siyasi partilerimiz, millete verdikleri sözü tutar. Hukukçular Birliği Başkanı Avukat Sinan Kılıçkaya: Başsavcının açıklamaları siyasî Hukukun nasıl yapılacağı kimin tarafından yapılacağı Anayasa'da açık. TBMM yetkilidir. Başsavcının evhamlarını açıkladığını düşünüyorum. Demokratik özgürlükçü ortamlar, sayın başsavcının korkularını canlandırmayacak, tam tersine ulusal bütünlüğün korunmasını sağlayacak, Türkiye'yi çağdaş, medeni toplumların seviyesine çıkaracaktır. Çağdaş toplumlarda kılık kıyafetle ilgili yasal sınırlamalar yok. Toplumları özgürlükler yükseltir. Kısıtlamalar, yasaklar toplumları aşağı çeker. Başsavcı, hukukî olmaktan ziyade siyasi düşünüyor. Halkın düşüncesiyle de bağdaşmıyor. Halkın yüzde 80'i başörtüsü yasağını yanlış buluyor. Prof. Dr. Hasan Tunç: Başörtüsü sorununu çözmek siyasî partilerin görevidir Başörtüsü yasağını düzenleyen bir kanun yok. Yürürlükteki hukuk sisteminde yasaklayıcı bir düzenleme yok. Olmayan hukuk kuralından bir davranış üreterek bunu yasaklamak çok doğru değil. Siyasi partilerin en önemli görevlerinden biri siyasi sosyalleşme dediğimiz konularda toplumu aydınlatmaktır. Belirli değer yargıları konusunda toplumu eğitme, kendi düşüncelerini aktarma. 'Siyasi partiler başörtüsü ile ilgilenemez.' denemez. O da sosyal bir sorundur. Karşı olan ya da olmayan partiler bu konuda görüşünü açıklayabilir. Siyasi partiler ülkeyi yöneten ya da yönetmeye aday olanlardan müteşekkil. Onların bu şekilde sorunları çözmeye çalışması zaten görevleri kapsamındadır. ZAMAN
<< Önceki Haber Yargıtay Başsavcısı'na tepki yağdı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER