Yargıtay 8. Ceza Dairesi, yolda yürüyen vatandaşı ekip aracına alarak 20-25 dakika dolaştırarak sürekli darp eden 3 polise verilen cezayı az buldu.

Yargıtay kararında, "Üç sanığın da şikayetçiyi araç içerisinde darp etmek suretiyle raporda belirtilen şekilde yaralamaları ve hakaret etmeleri eylemlerinin bir bütün halinde işkence suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hükümler kurulması yasaya aykırıdır." denildi... 

İstanbul’da 2010 yılında meydana gelen olayda, bir arkadaşıyla yolda yürüyen genç, ‘Sen gel bakalım buraya’ diyen polis memuruyla tartışmaya başladı. Polis memuruna üslubunun yanlış olduğunu anlatmaya çalışan genç iddiaya göre ekip aracına alınarak elleri kelepçelendi. 20-25 dakika boyunca araçta gezdirilen genç, 3 polisin kendisini sürekli darp ettiğini belirterek konuyu yargıya taşıdı. İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘İşkence yapmak’ iddiasıyla yargılanan üç polise çeşitli oranlarda hapis cezası verildi. Mahkeme kararı hem Cumhuriyet Savcısı, hem de sanık ve polislerin avukatları tarafından temyiz edildi. 

Dava dosyasını yeniden değerlendiren Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 3 polise verilen cezayı az buldu. Kararda şu ifadelere yer verildi: "Suç tarihinde arkadaşıyla birlikte cadde üzerinde yürüyen gence ‘Sen gel bakim buraya’ diyerek seslenip çağırması üzerine müştekinin üslubunun düzgün olmadığı şeklinde uyarması sonrasında, sanık polis memurunun, şikayetçinin yakasını tutarak tekme attığı, daha sonra diğer sanık iki polis memuru da ellerindeki joplar ile müştekiye vurdukları öne sürülmüştür. Akabinde şahsın ellerini kelepçeledikleri vatandaşı araç içerisine alıp yaklaşık 20-25 dakika dolaştırdıkları, bu arada her üç sanığında şikayetçiyi araç içerisinde darp etmek suretiyle raporda belirtilen şekilde yaralamaları ve hakaret etmeleri eylemlerinin bir bütün halinde işkence suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hükümler kurulması yasaya aykırıdır. Kararın bozulmasına oybirliği ile karar verilmiştir."

Öte yandan İstanbul Kartal’da devriye görevi gezerken kimlik kontrolü yapmak istedikleri alkollü şekilde yolda yürüyen gençleri polis otosuna alarak gölete götüren polis memurlarına da verilen ceza da az bulundu. 2009 yılında meydana gelen olayda, hürriyetlerinden yoksun bırakıldıklarını öne süren gençler, polis memurları hakkında İstanbul Anadolu 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ‘Basit yaralama’ suçundan dava açtı. Çeşitli oranlarda mahkumiyete çarptırılan sanık polisler kararı temyiz etti. Dava dosyasını yeniden değerlendiren Yargıtay 5. Ceza Dairesi, yerel mahkeme kararını oybirliği ile bozdu.

Kararda şu ifadelere yer verildi: "Dava Olay gecesi katılanların alkollü vaziyette yolda yürüdükleri sırada devriye görevi yapan sanık polis memurlarının kendilerini durdurup kimlik kontrolü yaptıktan sonra buradan ayrıldıkları, kısa bir süre sonra 2 ekip aracıyla tekrar gelerek yeniden kimlik kontrolü yapmak istemeleri üzerine çıkan sözlü tartışma sonrasında sanıkların katılanları polis merkezine götürerek varsa yapılması gereken yasal işlemleri yerine getirmek yerine Kartal açık oto pazarının yakınındaki göletin olduğu yere götürdükleri ortadadır. Burada basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek şekilde yaralayıp orada bıraktıkları anlaşılan olayda, katılan beyanları, adli raporlar ve tüm dosya kapsamına göre sanıkların eyleminin mağdur adedince Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 37/1. maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 86/2-3.d maddesindeki suçları oluşturacağı gözetilmeden oluşa uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyet hükümleri kurulması, TCK'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle yüklenen suçu işledikleri kabul edilen sanıklar hakkında 53/5. maddesinin uygulanması sırasında bu bentteki tüm hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmalarına karar verilmesi yerine sadece görevdeki yetkilerini kullanmaktan yasaklanmaları şeklinde sınırlı uygulama yapılması yasaya aykırı olduğu için karar oybirliği ile bozulmuştur."

CİHAN