Türk yargı tarihinde ilk kez
terör örgütü davası yerel
mahkemeye bırakılmadan
Yargıtay'ın önüne gitti.
Yargıtay'ın görevli olmadığı konusu daha önce hem
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Erzurum 2. Ağır
Ceza Mahkemesi ve
Ergenekon davasına
bakan İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesi'nce içtihatlar da vurgulanarak anlatılmıştı. Tüm bu yargı mercilerinin kararlarını yok sayan Yargıtay, şimdi kendi içtihatlarını da görmezden gelerek tuhaf bir karara
imza attı. Yargıtay'ın içtihatlarına göre adliyenin duvarına çiş yapan birinci
sınıf savcı A.Ç. 'kişisel suç' işlemiş oluyor ve yerel mahkemede yargılanıyor. Ama birinci sınıf savcı
Cihaner'in 'terör'le suçlanması, görevinden dolayı sayılarak Yargıtay'da hakim karşısına çıkıyor. Bu kararla, hukuk sisteminin
kaosun ortasında bırakılma tehlikesi mevcut. Yine bu karara göre, içine birinci sınıf yargı mensubu alabilen her çete Yargıtay'da yargılanabilir!
Ergenekon süreci Yargıtay'ı da etkiledi. Yargıtay, yasal düzenlemeleri ve yıllardır oluşturduğu içtihatların aksine yeni
uygulamalara yöneldi. Cihaner'le birlikte 14
sanıklı davanın Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nde görülmesi kararı bunun son örneği. Ceza Genel
Kurulu, ağır ceza mahkemesinin bakması gereken
dosyayı Yargıtay 11. Ceza Dairesi'ne verdi. Burada vahim olan diğer konu ise bu dairenin terör değil, sahtecilik davalarına bakması. Temyiz edildiğinde Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin önüne gelecek terör dosyası, şimdi 11. Ceza Dairesi'nde. Bu da Yargıtay'ın hem yerel mahkemeleri hem de kendi içindeki iş bölümünü yok saydığını gösteriyor. Öte yandan 11. Ceza Dairesi'nin verdiği karar temyiz edildiğinde nereye gidecek? Bu karar hukuktaki hiyerarşiyi de altüst etmiş görünüyor.
FOTOKOPİ ÜZERİNDEN BİRLEŞTİRME KARARI VERİLEMEZ
'Kaos Planı'nın hayata geçirilmesi yönünde eylemleri gerekçesiyle 14 sanık hakkında hazırlanan iddianamede ve İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesi'nin
Dursun Çiçek ile Cihaner davasını birleştirme kararında Yargıtay'ın görevli olmadığını
kanuni dayanak ve içtihatları örnek verilerek gösterilmişti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararında, hukuki niteliği olmayan, CD üzerinden iki dosyanın birleştirilemeyeceğini vurgulanmıştı. Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin, onlarca kararında 'fotokopi'
belge nedeniyle yerel mahkeme kararlarını bozduğu hatırlatılmıştı. 11. Ceza Dairesi'nin birleştirme kararı için de, "Bu uygulama,
Türkiye genelinde zincirleme bir kısım hukuki problemlerin doğmasına neden olma olasılığını doğurabilecektir... Bu sebeplerle, bu dosya yönünden Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin CMK'nın 10. maddesine dayanılmasının mahkememizin yargılama yetkisine müdahale anlamına gelebileceği ve bunun da benzer davalarda emsal alınması halinde yargıda birliği bozabileceği gözden uzak tutulmamalıdır." uyarısına yer verilmişti. Bu karar, Türk hukuk sistemini 11. Ceza Dairesi kararıyla girdiği çıkmazdan çıkarmaya yönelik ilk adımdı. İkinci ve asıl adım Genel Kurul'un vereceği karar olacaktı. Genel Kurul ise dün aldığı kararla yargıyı kaosun ortasında bıraktı.
BÜŞRA ERDAL