Yüksek yargı santrallerinin dinlenmediği sonucuna varan
savcılık,
Yargıtay
Başsavcılığı tarafından son zamanlarda alınan ve halen kullanılan santrallerden birinin konuşmaları kaydedebilme özelliğine sahip olduğunu tespit etti. Bilirkişi raporuna göre, santralin bu özelliğini aktif hale getirmek amacıyla da 4 abone için
lisans satın alındı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı,
Yargıtay ve
Danıştay'ın yasadışı dinlendiği iddialarına yönelik başlattığı
soruşturmayı tamamladı. İddiaların tamamını bilirkişi aracılığıyla inceleyen Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Nuri Yiğit, Yargıtay Başkanlığı, Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı ve Danıştay Başkanlığına ait santrallerin dinlenmediği, kayda alınmadığı sonucuna ulaştı. Yüksek mahkemelere ait 415 harici ve bin 700 dahili olmak üzere toplam 2 bin 115 adet
telefonu soruşturma kapsamında tek tek masaya yatıran başsavcılık, ilgili görevliler hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verdi. Ancak, soruşturma sırasında ilginç bir ayrıntıya ulaşıldı. Edinilen bilgiye göre bilirkişiler,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca son zamanlarda alınan ve kullanılan santrallerden birinin konuşma kaydedebilme özelliğine sahip olduğu, bu özelliğin aktif hale getirilebilmesi amacıyla da 4 abone için lisans satın alındığını tespit etti. Yapılan incelemede geçmişte bu santral ile dinleme ve
kayıt yapılıp yapılmadığı,
teknik olarak belirlenemedi. Fakat, santralin dinleme kapasitesinin bulunması 'Yargıtay
yönetimi, çalışanlarını mı dinliyor?' sorusunu gündeme getirdi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılı-ğı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında teknik bilirkişiler tarafından hazırlanan raporlarda, üç binası bulunan Yargıtay'ın, bu binalarda dahili aboneleri yönetmek için 4 adet santralin kullanıldığı vurgulandı. Yargıtay Başsavcılığı binasında yapılan keşifte, bina için Telesis
marka PX 24X r5 modelinde santralin keşiften bir hafta önce faaliyete geçtiği, yeni nesil bir santral olduğu için 3 milyon CDR kaydına (arayan-aranan numaraları gösterme özelliği) saklama kapasitesine sahip olduğu tespit edildi. Ancak bilirkişiler, Yargıtay Başsavcılığı'ndaki bu santralin kaydettiği bilgilere Yargıtay dışından erişimin mümkün olduğu ve bu kayıtların ağ bağlantısı üzerinden herhangi bir bilgisayara da kaydedilebileceğini belirledi. Söz konusu santrale,
Başsavcılık'taki herhangi bir bilgisayardan ulaşılarak santralin yönetim işlevlerinin yapılmasına imkân verdiğini tespit eden bilirkişiler, bu santralin 100 saatlik konuşmayı santral üzerinde kaydedebilme özelliğine sahip olduğunu vurguladı. İncelemeler sırasında, Yargıtay Başsavcılığı'nın santral üzerinden 4 dahili abonenin telefon görüşmelerinin ses kaydını santral üzerinden saklamaya izin verdiği ortaya çıktı. Bunun üzerine, santralin web arayüzü kullanılarak bir dahili numara için deneme yapıldı. Deneme sırasında bu özelliğin aktif hale getirilebileceği, ayrıca kaydedilen konuşmaların, gerekli ayarlamalar yapılırsa, ağ üzerinden IP numarası verilen herhangi bir bilgisayar üzerinde kurulu ftp sunucuya aktarılabileceği anlaşıldı.
Bu santral üzerinde ses kayıtlarının kaydedilip silindiğine ilişkin herhangi bir log kaydının tutulmaması nedeniyle, herhangi bir abonenin dinlenip dinlenmediğine dair bir iz kalmadığı belirtildi.
Soruşturmada TİB hakkındaki
Başbakanlık ve Başbakan tarafından talep edilen kişilerle ilgili telefon kayıtlarının yasadışı olarak verildiği ve bu kişiler hakkında yasadışı istihbari bilgiler toplandığı iddiası da araştırıldı. Bilirkişiler tarafından yapılan inceleme ve araştırmalarda, iddia konusu olayların gerçekleştiği yolunda herhangi bir
delil bulunmadığı kaydedildi. İncelemede TİB'in sistemi de tam not aldı. Teknik bilirkişiler sistemde yaptıkları sorgulamalarda,
Ağustos 2007 tarihinden günümüze kadar sistemlere dışarıdan müdahale yapıldığını gösteren herhangi bir teknik verinin bulunmadığını tespit etti.